İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.09. 2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili, icra mahkemesindeki şikayetinde, ihalenin feshi talebinin yanı sıra meskeniyet iddiası nedeniyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunmuş, mahkemece, davanın reddine karar verilirken meskeniyet şikayeti yönünden ayrı, ihalenin feshi şikayeti yönünden de ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir....
İİK’nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK’nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaza ilişkin haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de, eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemez. Kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu anlaşılmaktadır....
Taşınmaz üzerindeki binanın yıkık olduğunun, mesken olarak kullanılmaya müsait olmadığının tespit edilmesi ve bir başka taşınmaz için ayrıca meskeniyet iddiasında bulunulması, şikayet dilekçesinde ileri sürülen meskeniyet şikayetinin incelenmesine ve 4142 parsel yönüyle hüküm tesis edilmesine engel teşkil etmez. Borçlunun 4142 parsel yönüyle şikayetinin İİK'nun 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayeti olduğu gözetilerek ayrıca hüküm tesis edilmesi gerekir..." gerekçesiyle dosya HMK'nun 353/1(a)-6 maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine iade edilmiş, Mahkemece iade kararı doğrultusunda ek rapor aldırılmıştır....
Taşınmaz üzerindeki binanın yıkık olduğunun, mesken olarak kullanılmaya müsait olmadığının tespit edilmesi ve bir başka taşınmaz için ayrıca meskeniyet iddiasında bulunulması, şikayet dilekçesinde ileri sürülen meskeniyet şikayetinin incelenmesine ve 4142 parsel yönüyle hüküm tesis edilmesine engel teşkil etmez. Borçlunun 4142 parsel yönüyle şikayetinin İİK'nun 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet şikayeti olduğu gözetilerek ayrıca hüküm tesis edilmesi gerekir..." gerekçesiyle dosya HMK'nun 353/1(a)-6 maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine iade edilmiş, Mahkemece iade kararı doğrultusunda ek rapor aldırılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, meskeniyet iddiası ile haczedilemeyeceğini ileri sürerek taşınmazındaki 22.02.2013 tarihli haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takip dosyasına açılan 24.07.2012 tarihli talep ile haczi öğrendiği gerekçesiyle haczedilmezlik şikayetinin süreden reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
İcra Müdürlüğünün 2018/85672 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip kapsamında müvekkilinin maliki olduğu davaya konu taşınmazın haczedildiğini ve kıymet takdirinin yapıldığını, ancak müvekkiline İİK 103. davetiyesinin gönderilmediğini, müvekkiline çıkartılan kıymet takdir raporu tebligat parçasının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, 01/11/2019 tarihli tebligattaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takip dayanağı bono ve vekâletnamedeki müvekkilinin imzası ile 01/11/2019 tarihli bilirkişi raporu tebligatındaki imza çıplak gözle görülecek şekilde farklı olduğunu belirterek davaya konu taşınmazın haczedilmesine ilişkin haczedilmezlik şikayetlerinin kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2018/85672 sayılı icra dosyası....
T5 tarafından başlatıldığı ve devam edildiği halde, takiple ilgili şikayette dava dilekçesi ve eklerinin davalı vekili yerine asile tebliği ile yargılama yapılarak karar verilmesi usulsüz olduğu gibi, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda borçluya ait evin değeri 199.760 TL olduğu, ancak haline münasip evin değerinin tam olarak belirlenmediği, 180.000 TL'den başladığının belirtildiği, borçlu tek başına yaşadığı halde 3 kişilik ailenin ihtiyacına göre rapor düzenlendiği, bu haliyle raporun hüküm kurmak için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. İcra mahkemesince borçlunun meskeniyet şikayeti ile ilgili davada öncelikle, davalı-alacaklı vekiline tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası yönünden deliller toplanılarak ve toplanılan deliller değerlendirilerek, gerekirse ek raporda alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan şikayetin kabulüne karar verilmesine isabetsizdir....
İcra Mahkemesinin meskeniyet iddiasına ilişkin kararının bu durumu da kapsadığı, aksini düşünmenin mahkeme kararını hukuken ve fiilen hükümsüz kılacağı ve uygulanamayacağı anlamına geleceği, durum bu iken alacaklı vekili dosyaya gelen paranın tarafına ödenmesini talep ettiği, icra müdürlüğü ise bu talebi 15.04.2019 tarihinde haklı gerekçelerle reddettiği, bu red kararı üzerine dosya alacaklısının iş bu davaya konu şikayeti yaptığı, yapılan yargılama sonucunda işbu davada yerel mahkemenin şikayeti kabul ederek dosyaya gelen paranın alacaklıya ödenmesine karar verdiği, her ne kadar icra mahkemesi kararları kural olarak yeni ve farklı bir takip için kesin hüküm sayılmazsa da, meskeniyet iddiasının icra mahkemesince davacı lehine 200.000,- TL için kabulünden sonra, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile farklı bir şahıs tarafından başlatılan sonraki takip ve o davada ipotek sahibine karşı meskeniyet iddiasında bulunulamayacağı için haciz ve satış sonrasında dosyaya gelen 134.069,25 TL satış parasının...
Somut olayda; davacılar T1 ve T2 takip borçlusu olmadığından meskeniyet şikayetine ilişkin aktif husumetinin olmadığı, borçlu T1'in ise süresinde meskeniyet şikayetinde bulunmadığı anlaşılmış, mahkemenin değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....