Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı ...’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. ...’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınır. 05.12.2019 tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede...
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, bilirkişi raporunda dayanılan somut verileri ihtiva eden fiyat endeksi ve değişim oranlarının, davaya konu taşınmazın bugünkü gerçek değerini yansıtmadığını ve borçlunun haline münasip evin tespitine hatalı şekilde ulaşıldığını, şikayete konu taşınmazın davacının haline münasip evi olmadığını, taşınmazın tapu kaydında başkaca bankalardan çekilen ve geri ödenemeyen krediler sebebiyle haciz şerhleri ve İncirliova Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi lehine ipotek şerhi bulunduğunu, davacının Çiftçi Kayıt Sisteminde adına kayıtlı taşınmazları olduğunu, bu taşınmazlar üzerinde (imarlı/imarsız) haline münasip evi olup olmadığının ve tüm gerçek geliri araştırmaya muhtaç olduğu halde gerekli incelemenin yapılmadığını, rapordaki eksik inceleme ve değerlendirmelere itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek, kararın meskeniyet şikayetinin kabulüne dair kısmının kaldırılmasına ve bu konudaki şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir...
Dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına da dayanılmış olup, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın reddine ilişkin icra memur işlemini şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir. Somut olayda, şikayete konu tebliğ işleminin, "Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle kapıcıdan sorulmuş, muhatabın yazlığa gittiği sözlü/imzalı beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat mahalle muhtarı imzasına teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca kapıcıya haber verilmiştir" şerhi ile gerçekleştirildiği görülmektedir....
İcra Mahkemesi'nce borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya verilmeli, kalanı icra dosyasında bırakılmalıdır. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatları esas alınmalıdır. Ayrıca borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi taşınmazın hisseli olması da meskeniyet şikayetinde bulunmaya engel değildir....
Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğundan; davacı borçlu T1 yönünden şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. b-)T2 yönünden; Her ne kadar davacı borçlu T2 davaya konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiş ise de; davacının icra dosyasında borçlu sıfatının bulunmadığı, davacının, borçlunun eşi olmasının ve taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmasının meskeniyet şikayetinde bulunmasını mümkün kılmayacağı anlaşıldığından; davacı T2 yönünden şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine'' karar verildiği görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı T2 borçlu olmadığından davasının reddi gerektiğini, davacı T1 taşınmazını ipotek ettirerek kredi çektiğini ve borcun hala devam ettiğini, bu nedenle meskeniyet iddiasında bulunamayacağını, davacı Betül'ün diğer borçlu olduğu dosyalardan konulan hacizler nedeniyle meskeniyet iddiasında bulunmamasının bu dosyadaki meskeniyet iddiasının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini, dava konusu konut boş olup oturulmadığından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, dava açılmasına neden olmayan davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, takip dosyasında tespit edilen değere yapılan itiraz sonucu açılan davada taşınmazın değerinin 521.539,20 TL olarak belirlendiğini, bu nedenle bu dosyada taşınmazın 650.000,00 TL'den aşağı satılamayacağına ilişkin kararın çelişkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Şikayetçi 28.01.2016 tarihinde tebliğ işleminden haberdar olduğunu belirttiğine göre 28.01.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve belirttiği tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 28.01.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, zaman aşımı itirazı yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması ve zamanaşımı itirazının süreden reddi isabetsizdir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile hacizlerin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali şikayeti sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçlu yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin 17.10.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının meskeniyet şikayeti yönüyle verilen karara hasren bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; ... İli, ......
mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesinin (f) bendinde ise 30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür....