İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12....
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, her ne kadar icra mahkemesince yetkisizlik kararı verilmiş ise de, iş bu kararın borcu ödenmiş bir icra dosyasının başkaca bir icra dairesine gönderilmesine ve o icra dairesinde yeniden işlem görmesine sebebiyet vereceğini, bu durumun usul ekonomisi ve icra hukuk ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini belirterek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kambiyo senetlerine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti,yetkiye ,imzaya ve borca itiraza ilişkindir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı vekili olarak takipte yer almış olmalarına rağmen, dava dilekçesi ile duruşma gününün Tebligat Kanunu'nun 11. maddesinin emredici hükmüne rağmen vekil yerine asıla tebliğ edildiğini, bu şekilde Anayasal hak olan hukuki dinlenilme hakkının ihlal ediliğini, müvekkilinin başka bir ticari ilişkiden dolayı senedi devralan kişi olduğunu, kötü niyetli olmadığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur....
aykırı olduğunu, esasen müvekkilinin borcu bulunmadığı gibi temerrüt gerçekleşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini, ödeme emrinin takip talebi içeriğine uygun düzenlenmediğini, alacak nedeni olarak kiraya dayanılmış ise de, hangi yıl ve aylar kira alacağı olduğunun belirtilmediğini, alacağın belirsiz olduğunu, bu husustaki şikayetin süreye tabi olmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile borca, faiz ve ferilere itirazlarının kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, borçlu olunmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat zarfında bulunan imzanın kendisine ait olmadığını belirterek usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu borca, faize ve takip dayanağı senetteki imzasına itiraz etmiş, mahkemece borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına, borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına, HUMK.nun 438. ve İİK.'...
, usulsüz tebligat şikayeti ile sair şikayetlerin ve borca itirazın yasal süresi içerisinde olmadığı, İİK’nın 78. maddesine dayalı şikayetinin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle istemin reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2020/9397 Esas sayılı icra takibi dosyası ile müvekkil aleyhine 25.12.2020 tarihinde örnek 10 kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin borçlu olarak gösterilmiş olup icra takibine konu senetteki adresine tebligat çıkarıldığını, ancak tebligat 29.12.2020 tarihinde iade geldiği için, Tebligat Kanunu madde 21/2'ye göre tekrar tebligat çıkarıldığını, ilgili tebligatın usulsüz olduğunu, senetin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığını, takibin iptaline, usülsüz yapılmış tebligatın tebliğ tarihinin 14.12.2021 olarak kabulüne, şikayetin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İstinafa konu kararın usulsüz tebligat şikayeti ve kambiyo senetlerine özgü takipte imzaya itiraza dair olduğu icra dosyasının incelenmesinde davacı borçluya ödeme emrinin burç mahallesi burçküme evleri no.999/4 Viranşehir adresinde tebliğe çıkarıldığı muhtar beyanını göre muhatabın yurtdışında olduğu nedenle iade edildiği, sonrasında TK'nun 21/2 maddesi şerhli usulüne uygun şekilde hazırlanmış tebligatın 11/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacınını tebligatın usulsüzlüğü iddasının komşu araştırması yapılmadığı direk doğrudan muhtara verildiği nerede olduğu araştırılmadan ve 2 nolu ihbarnamenin kapıya asılmadığına yönelik olduğu nazara alındığında tebligat kanunu 21/2 düzenlemesiyle bir ilgisinin olmadığı tebligatın usulüne uygun bulunduğu, bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin esastan reddi ve tebliğ tarihine göre imzaya itirazın süresinde olmadığına dair kararın doğru bu yönleriyle istinaf nedenlerinin ise yerinde olmadığı, tedbir kararı dosya durumuna göre kurulup, İİK'nun 169/...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu başvurusunda, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte senetteki borçlu imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek imza itirazında bulunmuş, Mahkemece açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Borçlu vekilinin 22/10/2019 tarihli son duruşmadan önce mazeret dilekçesi gönderdiği, dilekçesinde Bakırköy 16 İş Mahkemesinin 2019/606 esas - 2019/184 esas sayılı dosyalarındaki aynı gün ve saatli duruşmalar nedeni ile duruşmaya katılamayacağını ve mazeretinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemece "belgeye dayanmayan mazeret dilekçesinin reddi ile davanın açılmamış sayılmasına" karar verildiği görülmektedir....
Her ne kadar mahkemece davacının usulsüz tebliğ şikayeti hakkında bir inceleme yapılmadığı ve bu talebe ilişkin hüküm kurulmadığı görülmüş ise de; davacı tarafından bu eksikliğin istinaf sebebi olarak ileri sürülmediği, davalı tarafından da istinafa gelinmediği anlaşılmakla HMK.nun 355.maddesi gereğince bu yönde bir inceleme yapılmamış ancak eksikliğe işaret etmekle yetinilmiştir. Sonuç olarak dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara ve özellikle istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....