tarafın dava dilekçesinde, 103 davet yazısının borçlu asile değil vekiline tebliğ edilmesi gerektiği iddiasında bulunduğunu, borçluya tebliğ edilen tebligatın usulsüz tebliğ edildiğine, tebliğ işleminin şekline ilişkin usulsüz tebligat iddiasında bulunulmadığını, yine 103 davetiyesinin iddia edilen nedenlerle usulüne uygun olup olmadığı hususunda bir tespit yapılması yönünde de talepte bulunulmamış olup mahkemece davacının talebi ile bağlı olduğu gözetilmeksizin davacı tarafından dahi iddia edilmemiş hususlarda değerlendirme yapılmak suretiyle usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurduğunu, ayrıca haczin ve davetiyenin niteliği gereği davacı borçluya tebligat yapılmasında usule aykırılık bulunmadığını, tebliğ mazbatasından da anlaşılacağı üzere 103 davet yazısı davacı borçluya Tebligat Kanunu'nun 16....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/11/2019 NUMARASI : 2019/742 ESAS 2019/1016 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 10. İcra Dairesinin 2019/9357 esas sayılı dosyasında başlatılan takip nedeniyle gönderilen ödeme emrinin 21/06/2019 tarihinde TK'na aykırı olarak müvekkiline tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu, tebligatın bila dönmesi gerekirken muhtara teslim edilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, kamu düzenini ilgilendiren ve süresiz şikayete tabi olan bu usulsüz tebliğin öğrenildiğinin borçlu tarafından beyan edildiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerektiğini,müvekkilinin takipten 10/09/2019 tarihinde haberdar olduğunu, bu nedenle gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
tarihten sonra 30 günlük sürenin bitim tarihi olan 12.04.2021 tarihi itibariyle tebligatın Türk ve Hollanda mevzuatına göre yapılmış sayılacağı ve tebligatın usulüne uygun yapıldığı, icra dosyası kapsamında yapılan son tebligatın bu tebligat olduğu, diğer tebligatlara ilişkin usulsüz tebliğ şikayetinin ise 12.04.2021 tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin ve ilama dayalı olarak ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir....
(HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 30.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12....
Yukarıda özetlenen dilekçe ve borçlu vekilinin duruşmada alınan beyanından anlaşıldığı üzere borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvurusu, borçluya çıkarılan tebligatlar komşuları olan ... ...’a tebliğ edildiğinden TK’una ve Yönetmelik hükümlerine aykırı olup, tebliğ tarihinin İİK’nun 32. maddesi gereğince 06.05.2012 olarak kabulü gerektiği yönündeki usulsüz tebliğ işlemine yönelik beyanlarını da içermektedir. Dosya kapsamından Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere borçluya yapılan tebligatların Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Takip borçlusunun icra mahkemesine başvurusu usulsüz tebliğ edilen tebligatın öğrenme tarihinin düzeltilmesi şikayeti olup, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz ettiğini ileri sürmüş olması, hukuki nitelendirme Hakime ait olduğundan sonuca etkili olmayıp ilk derece mahkemesince de tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak inceleme yapıp şikayetin süreden reddine karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, İİK’nun 168/4-5 maddesinde öngörülen 5 günlük süreden sonra imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti incelenemeden işin esasının incelenerek imzaya itirazın kabulü karar verilmesi üzerine, mahkeme kararının Dairemizce, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti yönünden inceleme yapılması gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu...
Uyuşmazlık; Usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; İstinafa konu gerekçeli kararda Hakim sicilinin bulunduğu bölümde katip sicilinin yer aldığı, katibin sicilinin bulunduğu kısımda ise kararı yazan katibin sicili bulunmayıp karar duruşmasına katılan katibin sicilinin yer aldığı görülmüş ise de, Uyap sisteminden yapılan incelemede gerekçeli kararın karar başlığında belirtilen ilgili hakim ve katip tarafından e-imza ile imzalandığı anlaşıldığından belirtilen bu yanlışlık maddi hata olarak değerlendirilmiş olup, yapılan incelemede; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen Adreste Tebligat" başlığını taşıyan 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır....