DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacılar tarafından takibin iptali talebi ile şikayette ve borca itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği davacılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de usulsüzlük iddiası dışında sebep belirtilmediği anlaşılmıştır. İncelenen tebligatlarda şekli olarak usulsüzlük bulunmadığından ve başkaca sebebe dayanılmadığından mahkemenin usulsüz tebligat şikayetinin reddine ilişkin kararı yerinde olduğundan bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde de usul ve yasaya aykırılık saptanmamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyan ve iddialarını tekrar ederek mahkemece verilen kararın yasal olmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin geçersiz bulunduğunu, esasen bu durumun İİK'nın 16/2. Maddesinde yazılı süresiz şikayet halleri içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 16. Maddesine dayalı usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti, İİK 170. Maddesine dayalı imzaya itiraza ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, icra dosyasında vekil varken asile yapılan 103 davetiyesi tebligatının Tebligat Kanunu 11. maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, haciz işlemi uygulanan gayrimenkulün müvekkili ve ailesinin aile konutu olarak kullandığı haline münasip tek evleri olduğunu, haczi, icra dosyasından bilirkişi raporlarının 11/12/2020 tarihinde e-tebliğ ile tebliğ edilmesi ile öğrendiğini, kullanılan evin gerek aile birliğinin devamı için yaşam ve barınma, gerekse müşterek çocuklarının okul ve sosyal hayatlarının devamı için gerekli olduğunu, yerel mahkeme tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili karar verilmediğini, yerel mahkemenin taleplerden sadece biri hakkında karar verdiğini ve verilen kararın eksik ve yanlış olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da kabul gördüğü üzere dosyada vekil var iken asile yapılan tebligatın hukuken geçersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12. H.D. 2017/8802 esas, 2018/11917 karar; 2017/9184 esas, 2018/11129 karar; 2017/5971 esas, 2018/12066 karar) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- İstinaf dilekçesinin reddine, 2- 179,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Taraflarca yatırılan istinaf yargılama giderinin sarf edilmeyen kısmının yatıranlara iadesine, 5- İcra ve İflas Kanununun 365/1- son maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 02/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....
İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12. H.D. 2017/8802 esas, 2018/11917 karar; 2017/9184 esas, 2018/11129 karar; 2017/5971 esas, 2018/12066 karar) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- İstinaf dilekçesinin reddine, 2- 179,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Taraflarca yatırılan istinaf yargılama giderinin sarf edilmeyen kısmının yatıranlara iadesine, 5- İcra ve İflas Kanununun 365/1- son maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 04/05/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....
İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12. H.D. 2017/8802 esas 2018/11917 karar; 2017/9184 esas 2018/11129 karar; 2017/5971 esas 2018/12066 karar) KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- İstinaf dilekçesinin reddine, 2- 269,85 TL istinaf karar harcı peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Taraflarca yatırılan istinaf yargılama giderinin sarf edilmeyen kısmının yatırana iadesine, İcra ve İflas Kanununun 365/1- son maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 20/09/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....
İcra mahkemesine yapılan başvurunun usulsüz tebligat şikayeti niteliğinde olduğu ve bu talebin süreden reddi kararı hakkında, yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre istinaf yoluna başvurulamayacağından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından bonoya dayanılarak genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edildiği ve borçlu vekilinin icra mahkemesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu, senetleri kendisinin imzalamadığı, senetlerin zamanaşımına uğradığı, borçlu ile isim benzerliği olup asıl borçlunun başkası olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemenin, tebligat usulsüzlüğü ve imza itirazını kabul ederek borçlu hakkındaki takibin durmasına karar verdiği görülmektedir....
adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Mahkeme; şikâyet eden borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine, mernis adresine gönderildiği ve TK'nın 21/2. maddesi gereğince tebliğ edildiği, tebligat evrakında, tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına yönelik meşruhat” verildiği gözetildiğinde, yapılan tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 23/1- 8. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine göre usulüne uygun olduğu, resmi belge niteliğindeki tebligat evrakının içeriğinin aksinin şikayet eden tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, yetkiye ve borca itirazların ise ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük sürede ileri sürülmemesi nedeniyle süreden reddine karar vermiştir...