İİK'nın 4. maddesi gereğince icra mahkemeleri icra ve iflas dairelerinin kanun gereğince yaptığı muamelelere karşı yapılan itiraz ve şikayetleri inceler. Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK mad. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulur (HMK mad. 115/1). Borçlu, ihtiyati haciz kararının infazına yönelik taşkın haciz şikayetinde bulunabileceği gibi İİK'nın 266.maddesi uyarınca teminat göstererek mahkemeden ihtiyati haczin kaldırılmasını talep edebilir. İhtiyati haciz kararının infazına yönelik taşkin haciz şikayeti ve teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verme görevi icra takibinden önce ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemeye aittir. Alacaklı ihtiyati hacizden sonra icra takibi yapmış ise, bu konudaki taleplere karar verme görevi icra mahkemesine geçer....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, kasıtlı olarak Ihlamur Köyü Simav adresine tebligatın yapıldığını, son adresin mernis adresi olsa dahi mernis şerhi konulmaksızın bu adrese önce normal tebligat yapılması gerektiğini, davacıya ödeme emrinin 7201 sayılı T.K hükümlerine uygun olarak yapılmadığı için usulsüz tebligat söz konusu olduğunu, borca ilişkin itirazlarının icra müdürlüğüne öğrenme tarihinden sonra süresi içerisinde yapıldığını, şikayetlerinin süre yönünden borca, yetkiye, imzaya ve ferilerine itirazlarının reddine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece tebliğ işleminin usulüne uygun olduğundan bahisle meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan, haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine, 10/08/2018 düzenleme, 15/09/2018 vade tarihli, 55.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatılmış, davacıya 18/03/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, 06/05/2019 tarihinde açılan dava ile tebligat tarihinin 30/04/2019 tarihi olarak düzeltilmesi ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesi istenilmiş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, borca itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, tebligat tarihinin düzeltilmesine yönelik bir istinaf talebi bulunmamaktadır. Düzeltilen tebliğ tarihine göre borca itiraz süresindedir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15.05.2012 tarih ve 2012/246 E. 2012/452 K. sayılı dosyasında yetki itirazında bulunduğu, dolayısıyla borçlunun takibi vekille sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca vekilin icra dosyasına vekaletname ibrazına gerek yoktur. Bu nedenle yetkili ... 33. İcra Müdürlüğü'nce ödeme emrinin borçlu vekili Av. ...'e tebliğ edilmesi gerekirken borçlu ...'ye tebliğ edilmesi isabetsizdir. Bunun yanında, vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasasının 32.maddesinin somut olayda uygulama yeri yoktur. Bu itibarla, borçlu asile gönderilen ödeme emrinin tebliği işlemi ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal süre işlemeye başlamaz. O halde mahkemece borçlunun diğer itirazları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/864 Esas 2021/182 Karar sayılı dosyasından usulsüz tebligat şikayetinde bulunulduğu ve davanın usulden reddedildiği, kararın henüz kesinleşmediği ancak icra dosyasının incelenmesinde davacı borçlunun Av. Mehmet Berat Aydemir'e 31/01/2020 tarihinde verilen Kadıköy 9 Noterliğinin 8681 Yevmiye nolu vekaletnamesinin 14/10/2020 tarihinde davacı borçlu vekilince icra dosyasına sunulduğu, bu haliyle icra dosyasından 14/10/2020 tarihinde haberdar olunduğu ve borca itirazın 04/01/2021 tarihinde yapıldığı, Mahkememizce borca itiraz süresinin resen denetlenmesi gerektiği bu haliyle borca itirazın süresinde yapılmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin, usulsüz tebligata yönelik şikayetleri ile ilgili İstanbul Anadolu 19....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/531 Esas, 2015/770 Karar sayılı dosyasında, tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verildiği, borçlu tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.04.2016 tarihli kararı ile bozulmasına karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, şikayetçinin usulsüz tebligat ile ilgili şikayetinin sonucu, meskeniyet şikayetinin de sonucunu etkileyeceğinden, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/531 Esas, 2015/770 Karar sayılı dosyasının bekletici mesele sayılması ve kesinleştikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre ,davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı vekili tarafından ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette bulunulduğu, ayrıca borca ve faize itirazda bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ,borca itirazın reddine ,faize itirazın kabulü ile fazla talep edilen faiz yönünden itirazın kabulüne karar verildiği davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili ödeme emri tebligatına ilişkin tebligat üzerinde icra müdürünün imzası olmadığı iddiası ile şikayette bulunmuştur. Ödeme emri tebligatına ilişkin şikayetlerin süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür....
Bu hali ile davacı tarafından gecikmiş itiraz adı altında 19/11/2018 tarihinde açılan davanın usulsüz tebligata yönelik şikayet davası olduğu, hakimin ileri sürülen iddia ve talepleri değerlendirerek hukuki nitelendirmeyi yaparak karar vermesi gerektiği, gecikmiş itiraz davası adı altında açılan asıl davanın reddine karar verilmesinin bu nedenle yerinde olmadığı, davacı tarafından aynı mahkemeye 28/11/2018 tarihinde açılan ve asıl dosya ile birleştirilen usulsüz tebligat şikayetinin ise süresi içerisinde açılan bir dava olmadığı, kaldı ki davacının 19/11/2018 tarihli davayı açmakla usulsüz tebligat iddiasını ileri sürdüğü ve birleştirilen bu davanın açılmasının fuzuli olduğu, davalı alacaklı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece 2018/921 Esas sayılı dosya yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü kararı verilmesi gerektiği, mahkemece 2018/961 Esas sayılı dosya yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olması nedeni...
Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir. Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olduğunu beyan ettiği görülmekte olup, borçluya çıkarılan ve 08.04.2019 tarihinde TK'nın 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi ile 22.07.2019 tarihinde yapılan kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemi arasında şekil ve içerik bakımından herhangi bir farkın bulunmadığı anlaşılmıştır....