WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava İİK'nun 16,21 vd. maddeleri uyarınca açılmış usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nun 58 vd. maddeleri uyarınca açılmış ödeme emrinin iptali istemine yönelik şikayettir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun; "Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti" başlıklı 35. maddesinin 4. fıkrasına göre; "Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır." Tüzel kişilerin adreslerinin ara statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmi kayıtlarda belirli olması sebebi ile meçhul olması söz konusu değildir. Borçlu şirketin ticaret siciline bildirdiği adresine çıkartılan tebligat, adresin kapalı olması veya bu adresten taşınmış bulunması nedeni ile tebliğ edilemeden iade edilmiş ise, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, tebliği çıkaran merci, şirketin ticaret sicil adresine tebligat yapılmasını talep eder....

Ve 35/7 maddeleri uyarınca tebligat memuru muhatabın tevziat saatlerinden sonra geleceğini tespit ettikten sonra tebligatı mahalle muhtarına yapıp, 2 nolu haber kağıdını kapıya yapıştırıp, komşuyu durumdan haber ederek haberdar edilen komşunun isminin tespit edilerek tebliğ mazbatasına geçirmesi, imzadan imtina edilmesi halinde bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerektiğini, ancak somut olayda tebligat memuru tarafından yapılan tebligat işleminde kime haber verilip verilmediği tebliğ mazbatasında belirtilmeyerek usulsüz bir tebligat yapıldığını, yapılan bu tebligat işleminden herhangi bir komşuya haber verilip verilmediği de anlaşılamadığını, bütün bu açıklamalar ve Yargıtay kararları uyarınca somut olayda müvekkiline yapılan tebligat işleminin haber verildiği komşunun tespit edilmemesi sebebiyle yapılan tebligat işlemi usulsüz olup hukuka aykırı olduğunu, ayrıca tebligat memuru Tebligat Kanunu m.21/1'e göre tebligat yaparken Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümleri uyarınca...

Bu durumda, yapılan tebligat; 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile Yönetmeliğin 57/2. maddesi hükümlerine ve aranan şekil şartlarına göre şeklen usulüne uygundur. Ne var ki, şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligat adresinde faaliyet gösterdiğini, beyan alınmadan matbu kaşe ile işlem yapıldığını, şirketin adreste tanınmadığı yazılarak tebligatın iade edildiğini, tanınmadığı durumunun söz konusu olmadığını, tanınmadığı şerhi ile iadesinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat esas alınarak TK. 35. maddeye göre tebliğ yapılamayacağını ileri sürdüğü ve mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığı görülmektedir (Yargıtay 12 HD 2021/4679 E. 2021/6216 K., Yargıtay 34 XX 767/109 E. 2021/5026 K.)....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet talebine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır..." hükmü öngörülmüştür. Ticaret sicilinde kayıtlı adresin bilinen adres olarak kabul edilebilmesi için, tebliğ tarihinden önce borçlu şirket tarafından ticaret siciline, tebliğ merciine ya da alacaklıya adres değişikliğine dair bir bildiriminin yapılmamış olması gerekir....

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, maliki olduğu bağımsız bölümün usulsüz ve sahte işlemlerle cebri ihale sonucu icra alacaklısı ... ...'a satıldığını, sonrasında da danışıklı biçimde davalılara devredildiğini ileri sürerek, tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, kayda güvenerek taşınmazı edindiklerini belirtip, davanın reddini savunmuşlar, birleştirilen davalarında da, davacının taşınmaza elatmasının önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, cebri ihalenin usulsüz yapıldığı, davalıların da bu durumu bildikleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

    İlk Derece Mahkemesi 27/02/2018 tarihli kararında; " ..Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin TK 35 maddesince kapıya yapıştırılarak tebliğ edildiği, tebliğ adresinin şirketin ticaret sicil kaydındaki adres olduğu, gerek bila tebliğ edilen tebligat işlemi gerek ise TK 35. maddeye göre yapılan tebligat işleminin usulüne uygun olduğu, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı, bu nedenlerle de ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süresi içinde yapılmadığı anlaşıldığından aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin esastan reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine.." karar verildiği Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 23/01/2019 tarih, 2017/767 Esas ve 2018/175 Karar sayılı kararı ile yapılan istinaf başvurusu incelemesi sonucunda "...

    CEVAP: Davalı taraf vekili cevap dilekçesi ile özetle; Usulsüz tebligat itirazı bulunduğunu, 11 ocak 2021'de sağlanan taraf teşkiline kadar dosyada esasa ilişkin yapılan iş ve işlemlerin hükme esas alınamayacağını, davacı tarafından başlatılan icra takibine taraflarınca vekil olarak itiraz edilmesine rağmen, huzurdaki davada 11.01.2021 tarihine kadar taraflarına tebligat yapılmadığını, icra dosyasında vekaletleri olmasına ve huzurdaki davada iptali istenen itirazı söz konusu vekalete binaen yapmış olmalarına rağmen davada taraflarına tebligat yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, yokluklarında bilirkişi incelemesi dahi yapıldığını, adil yargılanma haklarının ortadan kaldırıldığını, taraflarına tebligat yapılmadan ve taraf teşkili sağlanmadan yapılan işlemlerin hükme esas alınamayacağını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, borçlu olduğu iddia edilen müvekkilinin mernis adresinin İstanbul olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret...

      CEVAP: Davalı taraf vekili cevap dilekçesi ile özetle; Usulsüz tebligat itirazı bulunduğunu, 11 ocak 2021'de sağlanan taraf teşkiline kadar dosyada esasa ilişkin yapılan iş ve işlemlerin hükme esas alınamayacağını, davacı tarafından başlatılan icra takibine taraflarınca vekil olarak itiraz edilmesine rağmen, huzurdaki davada 11.01.2021 tarihine kadar taraflarına tebligat yapılmadığını, icra dosyasında vekaletleri olmasına ve huzurdaki davada iptali istenen itirazı söz konusu vekalete binaen yapmış olmalarına rağmen davada taraflarına tebligat yapılmamasının hukuka aykırı olduğunu, yokluklarında bilirkişi incelemesi dahi yapıldığını, adil yargılanma haklarının ortadan kaldırıldığını, taraflarına tebligat yapılmadan ve taraf teşkili sağlanmadan yapılan işlemlerin hükme esas alınamayacağını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, borçlu olduğu iddia edilen müvekkilinin mernis adresinin İstanbul olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret...

        Ne var ki, hükmün tebliğine ilişkin tebligat parçasında Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesi uyarınca davacının adreste bulunmama sebebi tebligata şerh düşülmemiştir. Bu nedenle, davacıya yapılan tebliğ usulsüzdür. Öte yandan Hazine temsilcisinin temyiz dilekçesi davacı adına davalı durumunda bulunan Köy Muhtarına tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanununun 39.maddesine aykırı yapılan tebligatın usulsüz olduğu kabul edilerek, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun bir biçimde kararın ve temyiz dilekçesinin davacı ...'a tebliği, temyiz süresinin beklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın yerel mahkemeye İADESİNE, 30.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 28.11.2004 tarihli kat malikleri kurulu toplantısında alınan 11 nolu kararın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davalı ..., ... ve ...’e hükmün Tebligat Yasasının 21. maddesi gereğince tebliğ edildiği bildirilmiş ise de Tebligat mazbatasındaki adresin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Yasasının değişik 21/2.maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan muhatabın adreste bulunmama sebebine ilişkin bir kayıt bulunmadığından ve haber verilen kişinin imzası alınmadığı gibi imzadan imtina edildiğine dair şerh de bulunmadığından Tebligat Kanununun 21/1.maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır....

            UYAP Entegrasyonu