T3 T2 ve T4 ait vekaletname bulunmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesine göre, tebligat usulsüz olsa bile, muhatap tebligatı öğrendiği takdirde tebligat geçerli hale gelir. Mahkemece farklı gerekçe ile tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilmiş ise de, karar sonuç itibariyle doğru olmakla, istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesinin özellikle 2020 yılından itibaren içtihat değişikliğine gittiğini ve haczin kaldırılması için usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü kararının kesinleşmesine gerek olmadığı görüşünü benimsediğini, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü kararının kesinleşmesine gerek bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi nedeniyle haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....
Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten başlayacaktır. Somut olayda ise borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32.maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Ayrıca Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre borçluya ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa bile alacaklının takibi ve uyuşmazlığı sürdürme iradesinin bulunması halinde itiraz hakkının bulunduğu kabul edilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret, kasten yaralama HÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Dairemizin 25/06/2019 tarihli eksiklik giderilme talebi yazısı ile yokluğunda karar verilen katılan ...'na gönderilen tebligatların usulsüz olduğu belirtilerek bu usulsüzlüğün ayrıntılı açıklanarak giderilmesi istenilmişse de, katılana yapılan tebligatlar incelendiğinde katılanın bilinen son adresine yapılan tebligatın iade gelmesi üzerine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca Uyaptan inceleme yapılarak güncel mernis adresine (...Mah. ......
Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için usulsüz de olsa bir tebligatın varlığının ön koşul olduğunu, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin, İİK nın 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerektiğini, borçlunun 11.02.2016 tarihinde, şikâyete konu edilen takip dosyası içeriğinden ve dolayısıyla usulsüz yapılan ödeme emri tebliğinden haberdar olduğunun kabulü gerektiğini, usulsüz tebligat şikâyetinin ise, 11.02.2016 tarihinden itibaren İİK`nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.04.2016 tarihinde yapıldığının görüldüğünü, mahkemece şikâyetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikâyetin kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğunu, ilk derece mahkemesi, tebligatın usulsüz olduğuna karar verse dahi, tebliğ tarihi 06.08.2019 olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu tarih kabul edildiğinde, icra takibi kesinleştikten çok sonra...
nin 2019 yılından itibaren elektronik posta adresi bulunmasına rağmen usulsüz olarak fiziki tebligat gönderilerek usulsüz tebligat yapılmış olup, fiziki olarak gönderilen tebligatta tüzel kişilere tebligat yapılmasını düzenleyen yasal düzenlemelere aykırı şekilde yaptığını, bu işlemin açık bir şekilde yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, 7201 sayılı tebligat kanunun 7/a maddesi düzenlemesine rağmen fiziki olarak yapılan tebligatın iptali ile, tebliğ tarihi olarak 11.03.2022 öğrenme tarihimizin tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirkete fiziken posta yolu ile yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, şöyle ki: Tebligat Kanunu 12. Maddesinde belirtildiği üzere hükmi şahıslara yapılacak tebligatın kanuni mümessile yapılacağını, eğer kanuni mümessiller işyerinde bulunmamaktaysa Tebligat Kanunu 13....
No: 3 Kapı No: 1 .../...” adresine ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edildiği görülmekle beraber, Dairemizin 12.12.2022 tarihli eksiklik talep yazısı ile dosyaya kazandırılan, ... İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 17.12.2022 tarihli cevabi yazısına göre borçlunun mernis adresinin ... . 4005 Sk. ... Apt. Blok No: 1 İç Kapı No: 1 .../... olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılan adres borçlunun mernis adresi olmadığından, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerekir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlu şirket aleyhine başlatılan ilamsız takipte, ödeme emri tebliğ evrakının 21.03.2022 tarihinde, ......., iş yeri yetkilisi, ibaresi ile tebliğ edildiği, Tebligat Kanununu 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılabileceği, Yönetmeliğin 21. maddesine göre, tüzel kişi adına tebligatı kabul edecek kişi mutat iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı alamayacak durumda ise şirket yetkilisinden sonra gelen kişi olup olmadığı konusunda tebliğ memurunun araştırma yapması gerektiğinin düzenlendiği, Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yazılan müzekkereye göre şirket yetkilisinin... olduğu, tebligatı alan...nın ise şirket yetkilisi olmadığı gibi şirket yetkilisinden sonra gelen veya tebligatı almaya yetkili olan kişi olup olmadığının araştırılmadığından tebliğ işleminin usulsüz olduğu, Tebligat Kanunu 32. maddesi uyarınca usulsüz tebliğin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına-kısmen onanmasına dair Dairemizin 19.12.2018 gün ve 2018/7329-2018/14892 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davalı ...’e karar düzeltme dilekçesinin tebliği için düzenlenen tebligat mazbatasının davacı eş ... imzasına tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalının eşi...davacı olduğu için davalı ... ile hasım durumundadır. Tebligat Kanunu'nun 39 maddesine göre hasma tebligat yapılamaz. Açıklanan sebeple karar düzeltme dilekçesinin davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hükümlü veya tutuklunun kaçması HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak; Sanığa atılı suçun unsurlarının oluşup, oluşmadığının tesbiti bakımından, Karaman İnfaz Hakimliğinin hükümlü olan sanık hakkındaki denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle şartla tahliyesine dair kararının kaldırılması ve hükümlünün koşullu salıverilme tarihine kadar kapalı ceza ve infaz kurumuna gönderilmesine dair kararın sanığa Tebligat Kanunu'nun 10 ila 21. maddeleri arasında düzenlenen usullerle yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre usulsüz olarak yapılan tebligat esas alınarak mahkumiyet kararı verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.09.2017...