nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerekirken bilinmeyen adresteki muhtarlığa tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06/12/2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun usulsüz tebligat nedeniyle yaptığı şikayet başvurusunun süresinde olmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde İcra Mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, davacı borçlunun, ödeme emri tebligatından 06/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu açıkça kabul ve beyan etmesine rağmen işbu şikayetini 30/12/2021 tarihinde yaptığını belirterek süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır (Tebligat Kanunu m. 10/1). Adres kayıt sisteminde bulunan adresin bilinen en son adres olarak kabul edilebilmesi için bilinen en son adrese tebligat yapılamamış olması veya bu adresin tebliğe elverişli olmaması halinde mümkündür. Bilinen en son adresin tebliğe elverişli olmadığı anlaşılmadan veya bu adreste tebligat yapılamadığı görülmeden doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde Tebligat Kanunu 21/2 gereğince tebligatın yapılması, yapılan tebligatı usulsüz kılar (Tebligat Kanunu m. 10/2). Bu bakımdan dava dilekçesinin, tebligat zarfında davalının bilinen adresine tebliğ için gönderilmesi, şayet tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca sistemdeki adresin bilinen son adres olduğu kabul edilerek buna göre tebligatın çıkarılması, bu şekilde davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekmektedir....
Tebliğ mazbatasında tebliğ memurunun adı ve soyadı bulunmadığı gibi, tebliğ mazbatası üzerindeki “mernis adresidir geri çevrilemez” şeklindeki meşruatın da Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesine uygun olmadığı, bu şerh dışında “adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK'nun 23/son ve Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre düzeltilip, buna göre borçlunun süresinde olan diğer itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA...
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; suça sürüklenen çocuk hakkında, hırsızlık suçundan yokluğunda 09.11.2010 günü verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının suça sürüklenen çocuğun savunmasında bildirdiği adresine tebligat çıkarılmasına rağmen 07.01.2011 tarihinde muhatap ismen tanınmadığından bahisle iade edildiği, bila tebliğ iade edilmesi üzerine MERNİS adresinin araştırılması gerekirken daha önceden tebligat yapılmayan bir adrese doğrudan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre gerekçeli kararın tebliğ edildiği bu nedenle de bu tebligatın usulsüz olduğu, bu usulsüz tebligat sonrasında da kesinleştirme işleminin yapıldığı anlaşılmakla, yapılan bu usulsüz tebligat nedeniyle 09.11.2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği, bu kararın usulüne uygun olarak kesinleşmemesi halinde denetim süresinin başlamasının da söz konusu olamayacağı ve 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca hükmü açıklama koşullarının oluşmadığı bu nedenle usulsüz...
No:11, Merkez/KARAMAN" adresine tebligata çıkartılmadan doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca bu durumun belirlenerek usule uygun tebligat için dosyanın mahaline iade edildiği, mahkemece kararın sanığın bilinen en son adresine adresine tebligat çıkartılması, tebligatın bila infaz iade edilmesi halinde ise bu defa güncel mernis adresine tebligat yapılması gerekirken sadece bilinen en son adresine tebligat yapılması ile yetinildiği, söz konusu tebligatın da bila infaz iade edildiği, bu haliyle gerekçeli karar tebligatının usulsüz olduğu anlaşılmakla; Kararın sanıklar ... ve ...'...
Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur. Borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatının "Tebliğ evrakı şirket yetkilisi ... imzasına tebliğ edildi" şerhi ile 23/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihinde ...şirket yetkilisi olmadığından tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12, 13 maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 20 ve 21. Maddelerine aykırı olması nedeni ile usulsüz olduğu görülmektedir. Öte yandan, tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
İcra Müdürlüğünün 2018/11463 Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, 12.08.2018 tarihinde başlatılan icra takibinden ödeme emrinin doğrudan Tebligat Kanunu 21/2 ye göre usulsüz olarak tebliğ edildiğini, davacının 29.07.2019 tarihinde icra dosyasından muttali olduğunu, yapılan inceleme sonucunda tebligatın usulsüz yapıldığının anlaşıldığını, davacının 29.07.2019 tarihinde muttali olması ile Bakırköy 9. İcra Mahkemesinin 2019/691 Esas sayılı dosyası kapsamında, usulsüz tebligat ile ilgili dava açıldığını, Bakırköy 9....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ile usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin 16/07/2020 tarihi olarak tespiti talebine ilişkindir. 11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanun'un 3. maddesiyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen 2.fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır''. Yine Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 16/2. maddesinde de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır'' hükmü yer almaktadır....
Usulsüz tebligat şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takip borçlusu şirket vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, örnek 6 icra emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek, tebligatın usulsüzlük nedeniyle iptalini talep etmiş; bu dosya ile birleştirilen şikayet dosyası ile de kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ve kıymet takdirine itirazda bulunmuştur. Mahkemece şirketin daimi işçisi Raif Demir adına tebliğ edilen icra emri ve kıymet takdir tebligatlarının Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri gereğince usulsüz olduğu kabul edilerek kıymet takdir itirazı incelenmiş, bu husustaki itirazın reddine karar verilmiştir. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, müvekkilinin adreste aktif olduğu halde imzası bulunmayan ve müvekkili tarafından tanınmayan kişinin beyanı ile ilk tebligatın iade edildiğini, icra dosyasından hesaplara gelen haciz bildirimleri ile 06/05/2021 tarihinde haberdar olduklarını, adres kapalı olduğunda icra müdürlüğünce adres araştırması yapılması gerektiğini, adresin mersiste kayıtlı olduğunu görerek Tebligat Kanunu'nun 21/1.maddesine göre tebligat yapması olduğunu, ancak icra dairesince adres araştırması yapılmadan doğrudan Tebligat Kanunu m.35'e göre yapılan tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, tebliğ evrakının bir nüshasının adres kapısına asılmadığını, tebliğ memurunca tebliğ mazbatasının kapıya asılma tarihinin de yazılmadığını, mazbataya basılan matbu kaşenin boş bırakıldığını, icra dairesince yapılan usulsüz işlemlere tebligat memurunun da gerçekleştirdiği usulsüz işlemler eklenerek huzurdaki hukuka aykırı sonucun ortaya çıktığını belirterek,...