Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 103 davetiyesi tebliğinin de usule uygun yapılmadığı ve geçerli kabul edilmeyeceği, müvekkilin takipten 24.01.2020 tarihinde haberdar olduğu iddiaları ile Bölge Adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etti. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ve kambiyo takibinde borca itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Tebligat Kanunu 16. ve 20. maddeler ile sair ilgili mevzuat. 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

    İcra Dairesinin 2018/20232 Esas sayılı dosyasında yapılan tebligat kanunu içtihatlara göre yapıldığını ve usulüne uygun olduğunu, mahkemenin eski verdiği karar ile de çeliştiğini, mahkemenin verdiği kararın yerinde olmadığını, davacı tarafın icrayı sürüncemede bırakmak için iş bu davayı açtığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak müvekkili lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte yetki itirazı ile sair itirazlara ilişkindir. Gaziosmanpaşa 2. İcra Dairesi 2018/20232 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı görülmektedir. HMK.'...

    GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı şikayeti ile birlikte borca itiraz nedeniyle takibin iptali taleplidir. Borca itirazların reddine ilişkin karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. İstinaf incelemesi usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin yapılacaktır. T.K.'nun 21. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın tebligat çıkarılan adreste ikamet etmekle birlikte, geçici olarak adreste bulunmadığının ve nedeninin, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tespiti ile bu tespitin tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir (Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik m.30/1)....

    Şikayetçi 28.01.2016 tarihinde tebliğ işleminden haberdar olduğunu belirttiğine göre 28.01.2016 tarihi itibariyle usulsüz tebligata muttali olduğunun kabulü ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinin bu nedenle kabulüne ve belirttiği tarihe göre tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 28.01.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, zaman aşımı itirazı yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması ve zamanaşımı itirazının süreden reddi isabetsizdir....

      DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, usulsüz tebligat şikayeti istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İstinaf talebinde bulunan davacının ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olduğu, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacının yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile hacizlerin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali şikayeti sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçlu yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin 17.10.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....

        Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemece davanın niteliğinin icra memur işleminin şikayeti mi yoksa usulsüz tebligata ilişkin mi olduğu net olarak belirlenmeksizin hüküm kurulduğunu, PTT'nin adli tebligatlarını yerinde getirmekte tekel niteliğinde olduğunu ve bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinin hizmet kusuru niteliğinde olduğunu, dava dosyasında kendilerinin taraf olarak gösterildiğini ancak herhangi bir kusurlarının olmadığını, bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücretinin taraflarına yükletilmesinin Anayasa ve hukuka aykırı olduğunu, mevcut duruma PTT görevlisinin keyfi ve usulsüz işleminin sebep olduğunu belirterek, bu nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; ilamsız takipte ödeme emrine ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetine ve borca itiraza ilişkindir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2021 NUMARASI : 2021/214 ESAS 2021/566 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat şikayeti, Borca İtiraz, Hacizlerin Kaldırılması Talebi, KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesi'nin 2020/231118 sayılı dosyasından yapılan ilamsız takipte gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 18.09.2020 tarihi olarak düzeltilmesine ayrıca borca bulunmadığını belirterek müvekkilinin murisi olan annesinin hisselerine konulan haczin kaldırılmasını, icra dosyasından taraf olarak silinmesini talep etmiştir....

        Çıkış mercine iade'' şeklinde şerh düşülerek iade edildiği, bu kez davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine Ticaret Sicil Adresi olan aynı adrese TK 35'e göre tebligat yapıldığı, TK 35/4'e göre, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır hükmü gereği TK 35'e göre tebligat yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı ve bila tebliğ iade olunan ilk tebligat, tebliğ olmadığından bu tebligatın usulsüzlüğünün ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla usulsüz tebligat şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir....

        Maddeye göre tebliğ edilmesinin mümkün olmadığını aynı şekilde diğer iki müvekkiline gönderilen tebligatlarda da zarfın üzerinde mernis adresi olduğuna dair şerh konulmadığını, dolayısıyla T.K'nu 21/2 göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, öğrenme tarihinin 21/06/2018 olarak kabulünü ve borca, yetkiye ve faize yönelik itirazlarının da kabulünü talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece her üç davacı yönünden de şikayet reddedilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; tebligatların muhatabın bilinen en son adresinde yapılmadığını, müvekkilinin en son adresinin fevzi çakmak mah. 21. Sk....

        UYAP Entegrasyonu