Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte şikayetçi... İnş.Ve Tic.A.Ş. icra mahkemesine başvurusunda; usulsüz tebligat şikayeti ile beraber yetkiye ve borca itirazlarını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece şikayetçinin takip borçlularından olmaması nedeniyle dava açma ehliyeti bulunmadığından bahisle istemin usulden reddine karar verilmiş, kararın şikayetçi tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi .......
haberdar olunduğunun kabulü gerektiği, davacının bu yöndeki itirazlarının süresinde olmadığı anlaşılmış, şikayetlerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin derdestlik sebebiyle, dava şartı yokluğundan reddine, Davacının ödeme emrine dayanak belgelerin eklenmediği ve icra müdürünün mührü ile imzasını içermediği yönündeki şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
sürece muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi kabul edilecek olmakla mahkemece usulsüz tebligat şikayeti ile TK'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin haberdar olunan 04/06/2021 tarihi olarak tespitine ve düzeltilmesine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmamasına, birleşen 2021/161 Esas sayılı dosya yönünden yapılan incelemede Nazilli İcra Müdürlüğü'nün 2020/1992 Esas sayılı dosyasının 7 örnek ilamsız icra takibine ilişkin olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmiş ve tespit edilerek 04/06/2021 tarihi olarak düzeltilen ödeme emri tebligatı üzerine borçlunun yasal süresi içinde 09/06/2021 tarihinde borca ve takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, kesinleşmeyen takipte haciz kalkmakla meskeniyet iddiasına dayalı davanın konusuz kaldığına ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına, Nazilli İcra Müdürlüğü'nün 2020/4485 Esas sayılı takip dosyası yönünden ise, davacı borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçluya çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatın bila ikmal iade edildiğini, ödeme emri çıkartılan adresin mernis adresi olması nedeniyle19/07/2019 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca yeniden ödeme emri ve eklerinin tebliğinin talep edildiğini, 02/08/2019 tarihinde tebligatın usulüne uygun olarak ve tebligat zarfı üzerinde yazılı olduğu üzere ödeme emrinin, ihtarname ve 4 adet de dekont fotokopileri ile birlikte tebliğ edildiğini, takibin 09/08/2019 tarihinde kesinleştiğini, dosya borçlusunun herhangi bir yasal engel belirtmeden usul ve yasaya aykırı olarak 23/08/2019 tarihinde gecikmiş itiraz davası açtığını, borçlunun geçerli bir mazeretinin bulunmadığını, yetkiye ve borca itirazlarının yersiz ve dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Temyiz Sebepleri Borçlular istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek, senedin düzenleme tarihinin 10.04.2017 ve 10.03.2017 olarak alacaklı tarafından sonradan eklendiğini, burada bir hile ve aldatmacanın söz konusu olduğunu, başlangıçta düzenleme tarihi olmadığını ve şekil şartından yoksun olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti yanında İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz ile takibin iptali istemine yönelik borca itiraz niteliğindedir. 2. İlgili Hukuk Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi ve 32. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesi, İİK'nın 169, 169/a-1 ve ilgili madde hükümleri, HMK'nın 17. maddesi 3....
Yine dosya arasındaki davacının Çeşme ilçesindeki evinin güvenlik sistemi işleticisi şirketin kayıtlarına göre de tebligat yapılan tarihte davacının Çeşme ilçesindeki evinde olduğu anlaşılmaktadır. Muhatabın il dışında olması adresten geçici ayrılma sayılmayacağından tebliğ tarihinde İzmir ilinde değil ve fakat Çeşme ilçesinde bulunduğu anlaşılan davacıya Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereği yapılan tebligat usulsüzdür. O halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi yerindedir....
Haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin kapısına haber kağıdı yapıştırılmadığını, tebligatın kime yapıldığının belli olmadığını, Tebligat Kanunu Madde 21/ 1 ve 21/ 2 çerçevesinde de açıkça usulsüz bir tebligat olduğunu, 89/2'ye ilişkin tebligatın 11.11.2019 tarihinde aynı konutta ikamet eden demek suretiyle isim belirtmeden tebliğ edildiğini, tebligatın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı T3 tanımadığını ve alacaklıya borcu da bulunmadığını, müvekkili T1'nin kimlik bilgileri ve numarası usulsüz bir şekilde ele geçirilerek kendisine haciz ihbarnamesi yollandığını, borçlu gösterilmek suretiyle araçlarına ve banka hesaplarına haciz işlemi yapıldığını, tebliğ memuru tarafından gerekli araştırma yapılmadan söz konusu tebligatın muhatabın adresinde ismi belirtilmeyen bir şahsa bırakıldığını ve komşusuna haber verilmek suretiyle denilerek usulsüz bir şekilde haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligat nedeniyle İİK Madde 89/1 ve 89/2 haciz...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava konusu uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile imzaya/borca itiraza ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takipten ....08.2015 tarihinde haberdar olunduğunu ileri sürerek gecikmiş itiraz ve usulsüz tebligat şikayeti ile borca itirazda bulunduğu, mahkemece, tebligatın usulüne uygun olduğu, gecikmiş itirazın da yerinde olmadığı gerekçesiyle istemlerin reddine karar verilmiştir. İİK’nun 65. maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir....
İcra Müdürlüğü'nün 2017/21402 Esas sayılı dosyasından 5 gün sonra tebligat yapıldığını ancak söz konusu tebligatın yapılamadığını, davacının tebliğ almaktan kaçındığını, mahkemece taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiğini, davacının miras bırakanın ölümünden 5 yıl önce denkleştirmeye tabi bir alacak kazandırma almış ise tereke alacaklarına karşı sorumluluğunun kanun gereği olduğundan ve bu incelemenin de celbedilecek tüm kayıtlardan sonra alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle yapılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz nedeniyle takibin iptali/durdurulması istemine ilişkindir....