Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların üyelikten kaynaklanan sorumluluklarını ağır bir şekilde ihlal ettiklerini, davacılara gönderilen ihtarnamelere rağmen belirlenen sürelerde davacıların yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, kooperatiflerin tebligat çıkartmaya yetkili olmadığını, dava konusu ihtarnamelerin tebligat çıkartmaya yetkili makam olan noterlerce gönderildiğini, davacıların ihtarların tamamına muttali olduğunun açık olduğunu, tebligatın vekile yapılması nedeniyle usulsüz olduğu değerlendirilse dahi tebligat kanunun 32. maddesi hükümlerine göre de tebligatın geçerli olduğunu, ilk derece mahkemesinin gerekçesini haklı kılacak hiçbir hukuki düzenlemenin bulunmadığını, davacıların kooperatif mallarına karşı zimmet, irtikap, görevi kötüye kullanma suçlarından halen yargılandıklarını, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür. Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir....
(usulsüz tebliğ hususu ayrıca değerlendirilmek üzere) 11/01/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının 20/01/2020 tarihinde arabulucuya başvurduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin 16/03/2020 tarihinde sona erdiğini ve eldeki davanın 20/03/2020 tarihinde açıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın yasal süre içinde açıldığından davalının hak düşürücü süre itirazı yerinde görülmediğini, Davaya konu Konya .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, yetki itirazı ile birlikte ödeme emrine ve tebligat ile ilgili şikayetlerini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ödeme emrinde dayanılan ihtiyati haciz kararının gösterilmediği gerekçesi ile ödeme emri tebligatının iptaline karar verildiği görülmektedir....
Usulsüz tebligat durumunda 7201 Sayılı Tebligat Yasasının 32. Maddesi uyarınca usulsüz tebliğin öğrenilmesi ile tebligat geçerli hale geleceğine ve muhatabın tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih tebliğ tarihi sayılacağına göre usulsüz tebliği öğrenen muhatap öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacak yasal sürelere uymak şartıyla talebini ileri sürebilir. Davalı..... yapılan gerekçeli karar tebliği usulsüz olduğuna ve davalı bu usulsüz tebliğden 06.07.2020 günü haberdar olduğunu beyan edip 16.07.2020 günü istinaf isteminde bulunduğuna göre davalının istinaf istemi süresinde olup istinaf isteğinin esası incelenmiştir. Eldeki dava tasarrufun iptaline ilişkin olup ister TBK.nun 19. Maddesinde düzenlenen muvazaaya, isterse İİY.nın 277.vd. Maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptaline dayanılsın iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı gibi mutlak ticari davalardan da olmadığı için TTK.nun 4. Ve 5....
Somut olayda, borçlunun, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borçlu muris Şemsettin Suruç'un borca batık olarak vefat etmiş olması nedeniyle, TMK'nun 605/2. maddesi uyarınca mirası reddetmiş sayıldığını, mirasın reddedildiğinin tespiti için Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/153 Esas sayılı dosyası ile mirasın hükmen reddinin istendiğini, davanın derdest olduğunu, bekletici mesele yapılmasını, kendisine ödeme emri gönderilmesinin hatalı olduğunu, muhtıra gönderilmesi gerektiğini ileri sürerek, ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....
Hukuk dairesince, 2017/9144 Esas ve 2018/1869 Karar sayılı karar ile yapılan inceleme sonucu borçluya yapılan tüm tebligatların Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre yapılması nedeni ile usulsüz olması nedeni ile şikayet süresinin ıttıla tarihinden başlayacağı, bu müddetin ihaleden itibaren 1 seneyi geçemeyeceği, ihalenin 13/03/2015 tarihinde yapıldığından yapılan satış ilanı tebligatı usulsüz olduğundan borçlunun şikayet tarihinden daha önceki bir tarihte ihaleden haberdar olduğuna dair bir bilgi bulunmadığından ileri sürülen ihalenin feshi isteminin süresinde olduğu gerekçesi ile bozulduğu, karar düzeltme talebinin reddedilmesi ile de kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı borçlu ....'ın İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesine, İstanbul ......
Bu hali ile tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüzdür.O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra, bu durumda da şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulüne uygun kabul edilerek istemin süresinde olmadığından reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kira alacağına dayalı olarak başlatılan takipte, borçlunun, örnek 13 nolu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece gerçek kişi olan borçlunun ev adresi yerine iş adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere işyerinde tebliğe ilişkin 17. maddesinde; "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ aynı yerdeki daimi...
olduğunu,----- sayılı dosyası ile usulsüz tebligat şikayeti yapıldığını, borçlular tarafından yapılan usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilince, mezkur icra takibine davalı tarafından yapılan itirazların iptali istemi ile huzurdaki davayı açma zorunluluğunun doğmuş olduğunu, davalı tarafından takibe yapılan itiraz hususunda; müvekkil----- borçlular arasında imzalanan sözleşmeler gereğince banka defter ve kayıtlarının geçerli olduğunu ,bağlayıcı ve kesin delil olacağı ayrıca ve açıkça davalı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini , bu kayıtlar doğrultusunda yapılan hesaplar ve keşide edilen ihtarname gereği takibe geçildiğini , mahkemece gerekli görüldüğünde, banka defter ve kayıtlarında yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile davalıların itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğu ortaya çıkacağını, borçluların zamanaşımı ve sair itirazlarının salt takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunun ortaya konacağını, tarafların serbest iradesi ile imzalamış olduğunu, takibe konu alacağın...
nun icra dosyasında borçlu sıfatı bulunmamasına karşın şahsi mal varlığına el koymak amacıyla usulsüz tebligat yapılarak 89. maddedeki prosedür tamamlanmadan taşınmazları üzerine haciz konulduğunu, taşınmazlarının satış aşamasına getirildiğini, müvekkilinin taşınmazlarından birini davacı ... ...'e devrettiğini, çeteyi oluşturan ... ve ... ... aleyhine C. Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, 89/3 haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden haberdar oldukları tarihten itibaren süresinde iş bu davayı açtıklarını, usulsüz tebligat ile ilgili İcra Mahkemesine de şikayette bulunduklarını ileri sürerek, müvekkillerinin icra dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, kötü niyetli davalılardan %20 karar verilmesini talep ve dava etmiştir....