İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmazlara 02/07/2019 tarihinde haciz konulduğu, borçluya haciz işleminin tebliğ edilmediği, taşınmazların kıymet takdirinin yapıldığı, Kozan İcra Müdürlüğünün 2019/262 talimat sayılı dosyasından düzenlenen 06/01/2021 tarihli kıymet takdiri raporunun davacı borçluya 21/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı, bu durumda davacı borçlunun taşınmaz haczinden en geç kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği tarihte haberdar olduğunun kabulünün gerektiği, davacı tarafından kıymet takdiri raporunun tebliği tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 10/06/2021 tarihinde mahkememize meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle davacının meskeniyet iddiasının süreden reddine, davacının süresinde yapılmayan meskeniyet iddiasına dayalı satışın...
İncelemeye konu olayda, davalı alacaklının usulsüz tebligat şikayeti davasında tebligatların usulüne uygun olduğunu belirterek davaya karşı koyduğu ve yargılama sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, HMK'nın 326. maddesi uyarınca davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Bu halde, ilk derece mahkemesi kararı usulsüz tebligat şikayetine ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı tarafın, yetkiye ve borca itirazı yönünden verilen karara karşı da istinaf istemi bulunmaktadır. Yetkiye ve borca itirazın, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacaktır....
Somut olayda, davacıya yapılan kıymet takdiri tebliğine ait tebligat mazbatasının incelenmesinde davacının tevziat saatlerinde işe gittiğinin davacı ile birlikte yaşayan eşinden öğrenildiği, eşinin isminin yazılı olduğu, eşine tebligat yapılmak istendiği ancak eşinin tebellüğden imtina ettiği, bunun mazbataya yazıldığı, tebligatın muhtara teslim edildiği, eşine haber verildiği ve yine 2 no lu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığının mazbataya yazıldığı görülmektedir. Buna göre tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 31. Maddesine uygun olduğu, bu haliyle kıymet takdirinin davacıya 02/10/2018 tarihinde yapılmış olduğu, bu tarih itibariyle hacizden haberdar olduğu, bu tarihten itibaren 7 günlük haczedilmezlik şikayeti süresinin geçirildiği, mahkemece bu nedenle şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmış, buna ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 23.10.2019 tarih 2019/468 E.-2019/787 K.sayılı ilamı ile imzaya itirazın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 02.11.2021 Tarih 2020/2075 Esas 2021/2036 Karar nolu ilamı ile "öncelikle usulsüz tebligat hakkındaki şikayet incelenerek davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti, buna göre, itiraz ve şikayetlerin süre yönünden incelenmesi gerektiği, davacı tarafın davadaki usulsüz tebligat şikayeti, borca itirazları ve aşkın haciz iddialarının mahkemece değerlendirilmediği" gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına davacının tüm talepleri hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
No:41 A Blok Daire:20 Maltepe/... adresinde tebliğ edildiği, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinde hasma tebliğ iddiasının yanı sıra oturmadığı adresin tebligat adresi olarak gösterildiği, aynı adreste oturmadığı, adresin alacaklının adresi olduğu iddiasının da bulunduğu görülmekte olup, gerek borçlunun dilekçesi ekinde bulunan adres belgesinden gerekse UYAP ortamından alınan adres bilgisinden, borçlunun adresinin Hancıoğlu Cad. No:41 A Blok Daire:13 Maltepe/... olduğu, borçlunun 13 nolu dairede ikamet ettiği halde tebligatın 20 nolu dairede yapıldığı, yine borçlunun önceki adres bilgilerinden de 20 nolu dairede hiç oturmadığı ve borçlunun temyiz dilekçesi ekinde sunduğu ... 21. Noterliğine ait 34809 yevmiye numaralı vekaletnamede de alacaklının kendi adresini tebligat yapılan adres olarak gösterdiği anlaşılmakla bu hali ile borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerekir....
İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipoteğe ilişkin takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Bu durumda, yukarıda belirtildiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligat usulsüz olup şikayet süresindedir....
İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK'nın 103. maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmiş olsa bile aynı taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu 10.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmadığına göre borçlunun 28.12.2021 tarihinde İcra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvuru, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, İİK’nun 168/4-5 maddesinde öngörülen 5 günlük süreden sonra imzaya ve borca itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayeti incelenemeden işin esasının incelenerek imzaya itirazın kabulü karar verilmesi üzerine, mahkeme kararının Dairemizce, öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti yönünden inceleme yapılması gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu...
Söz konusu tebligatta, muhatabın işte olduğunu beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığı gibi, tebliği çıkaran icra müdürlüğünce, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair meşruhat verilmediğinden TK'nun 21/2. maddesine uygun bir tebliğ işleminden de bahsedilmesi mümkün olmayacağından tebliğ işlemi usulsüzdür. ....