Şti. firmasına ait borçtan mahsup edilmek üzere alındığını, kıymetli evrak hükmünde olmasını sağlayan tüm unsurlara sahip ve bu nedenle de mücerretlik ilkesinin geçerli olduğunu, davanın konusunun kambiyo takibi olduğunu, Kambiyo takibinin konusunun da bono olduğunu, müvekkili bankanın, kıymetli evrak hukuku hükümleri kapsamında, kıymetli evrak konumunda bulunan elindeki evrak ile alacağını tahsil etmeye çalıştığını, bu nedenle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, davacılar aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligat şikayeti açısından şikayetin kabulüne, Manisa 4....
“Bonu da düzenleme yerinin olmaması sebebiyle Bono, kambiyo senedi vasfında değildir” şikayeti: “... senette düzenleme yeri de gösterilmelidir, fakat açıkça gösterilmese bile düzenleyenin adının yanında yazılı yer düzenleme yeri sayılır”(TTK m. 773/3). Somut olayda; düzenleyenin adının yanınında “Ardahan” yazmaktadır bu sebeple düzenleme yeri Ardahandır. Senet kambiyo senedi vasfındadır. Davacı-borçlu yetki itirazında bulunduğu ancak daha sonra yetki itirazını geri almıştır. Yetki itirazını geri alma işlemine, davalı taraf, 6. Celse de rıza göstermiş ve bu sebeple yetki itirazı reddedilmiştir. Kefil olarak yer alan soyadının yanlış yazılması itirazı: “Bononun (poliçenin) ön yüzünde hiçbir açıklama içermeden yer alan imza aval sayılı ve aval veren bononun (lehine aval verdiği) diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.”(Ülgen Hüsyin, Helvacı Mehmet, Kendigelen Abuzer, Kaya Arslan, Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2013)....
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu borca itirazlarını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, ayrıca aynı Mahkemede 2018/941 esas sayılı dosyada ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla şikayette bulunduğunu belirterek borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiş, Mahkeme davacı borçluya ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu, borçlunun itirazının ise süresinde olmadığı gerekçesiyle usulsüz tebliğe ilişkin şikayet hakkında verilen kararın kesinleşmesi beklemeden davanın süre yönünden reddine karar vermiştir. Davacının aynı Mahkemede açtığı 2018/941 Esas sayılı dosyada usulsüz tebliğ şikayeti reddedilmiş ise de, anılan kararın istinaf edilmesi sonucunda İstanbul BAM 20....
İcra Müdürlüğü'nce 2020/2209 esas sayılı icra takip dosyasından Düzce Tapu Sicil Müdürlüğü'ne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazların tapu kaydına 07/07/2020 tarihinde İİK m. 150/c şerhinin işlendiği, hacze karşı şikayeti incelemeye Sakarya İcra Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle takibin iptali ve haczedilmezlik şikayeti yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ayırma ve yetkisizlik kararının usulsüz olduğunu, haczedilmezlik iddiasının mülkiyetindeki tüm yerler ile ilgili olduğunu ve icra müdürü tarafından re'sen gözetilmesi gerektiğini, satışa konu edilen 375 ve 351 parsel yönünden dikkate alınması gerektiğini, verilen ipoteklerin zirai kredi için zorunlu ipotekler olduğunu, takiplerin iptali gerektiğini, hukuksuz takip nedeni ile satış yapıldığını, Düzce İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, verilen ilk karar ile ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle ilgili adresin borçlu şirketin ticaret sicil adresi olup olmadığı hususunda Adana ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta tebliğ edilen adresin davacı borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı tescilli adresi olduğunun bildirildiği anlaşılmakla şikayetçi adına çıkartılan tebligatın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı tarafça gecikmiş itiraz şikayeti yönünden delil bildirilmediğinden gecikmiş itiraz şikayetinin de bu nedenle yerinde görülmediği, davacı borçlunun kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte borca, fer'ilerine itirazı ile mükerrerliğe itiraza ilişkin itirazını 5 günlük yasal süre içerisinde yapması gerektiği halde 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 28/12/2018 tarihinde borca, fer'ilerine itirazı ile mükerrerlik itirazında bulunduğu belirtilerek Şikayetçinin usulsüz tebligatın iptali, gecikmiş itiraz ve memur muamelesinin iptaline ilişkin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Karacabey İcra Müdürlüğü'nün 2020/3376 esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca itiraza ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/2060 esas sayılı icra takip dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebligat mazbatasına bizzat tebligatın müvekkiline yapıldığı şerhi düşülmüşse de tebligatın yapıldığı tarihte müvekkilinin askerde olduğunu bizzat tebellüğ etmesinin mümkün olmadığını, ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 21.Maddesinde er ve erbaşlara ne şekilde tebligat yapılacağının belirtildiğini, er ve erbaşların kendisine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu söyleyerek usulsüz tebliğin öğrenme tarihinin 25/01/2021 olarak kabulüne karar verilmesini, ayrıca takibe dayanak çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığından bahisle takibin iptali ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayeti ile usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin 16/07/2020 tarihi olarak tespiti talebine ilişkindir. 11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanun'un 3. maddesiyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen 2.fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır''. Yine Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 16/2. maddesinde de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır'' hükmü yer almaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/6801 esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yaptıklarını, haczedilen 2 adet aracın yediemin olarak ...şirketine teslim edildiğini, takip dosyasının 2013 yılında ...Varlık Yönetim AŞ. şirketine devredilmesine rağmen, yediemin ücreti alacağı için ... 36. İcra Müdürlüğü'nün 2014/13697 esas sayılı dosyasında borçlu sıfatı ile kendileri haklarında genel haciz yolu ile takip yapıldığını, takipten önceki temlik nedeniyle borçlu sıfatları bulunmadıklarını ileri sürerek ödeme emrinin iptali ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinde bulunduğu, mahkemece usulsüz tebliğ işlemi şikayeti hakkında değerlendirme yapılmadığı, takip tarihi itibariyle alacağın temlik edilmiş olması nedeniyle Türk Ekonomi Bankası AŞ.'...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/10/2021 NUMARASI : 2020/1492 ESAS- 2021/1780 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ- KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Büyükçekmece 1....