Hem yasa metninde, hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2. maddeye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre de “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.”...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazdan söz edebilmek için öncelikle usulüne uygun ödeme emri tebliği gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun talebini usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirmesi, hukuki tavsifin hakime ait olması kuralına uygun ve isabetli olduğu ancak; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun başvurusunda usulsüz tebligattan 08/06/2018 tarihinde haberdar olduğu ve buna göre süresinde mahkemeye başvurmadığından şikayetin süreden redddine karar verilmişse de; borçlunun dava dilekçesindeki "....ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz. Borçlu bu ifade ile gecikmiş itirazın nedenlerini izah etmeye çalışmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ilişkindir. Tebligat Kanununun 11. , Avukatlık Kanununun 41. , HMK. 'nun 73, 81 , 82 ve 83. maddeleri uyarınca, vekille temsil edilen işlerde vekile tebligat yapılması zorunlu olup, vekil yerine asile tebligat yapılması usulüne uygun değildir. Somut olayda, davalı alacaklı tarafça davacı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde, davalı alacaklı kendisini vekille temsil ettirdiği halde, davacı borçlu tarafın açmış olduğu iş bu davada alacaklı asile dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmek suretiyle, vekil yokluğunda yargılamaya devamla hüküm tesisi cihetine gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İstinaf Sebepleri Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; ödeme emri ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdiri ve satış ilanının da kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, adrese daha önce dosyadan yapılan bir tebligat bulunmadığını, mernis adresine doğrudan TK. m. 21/2 şerhli tebligat göndermesinin yasaya aykırı olduğunu,satış ilanının kendisine hiç tebliğ edilmediğini, dosyasaki bütün tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini ihalenin 04.03.2022 tarihinde yapıldığını, ihaleden en geç ihale günü haberdar oldukları kabul edilse dahi 11.03.2022 tarihinde fesih istemiyle şikayet yoluna başvurduklarını, usulsüz tebliğ şikayeti için sürenin dolmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğu ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince incelenir ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilir. Bir diğer anlatımla, ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı hususu icra müdürlüğünce değerlendirilemez. Bu nedenle şikayet tarihinden sonra icra müdürlüğünce tebliğ işleminin usulsüz olduğu yönünde verilen karar hukuki sonuç doğurmayacağından, aynı konuda icra mahkemesine yapılan şikayeti konusuz bırakmaz. Kaldı ki her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/372 Esas sayısında açılan mirasın hükmen reddi davasına ilişkin olarak düzenlenen 08/11/2019 tarihli dava dilekçesinde her ne kadar müvekkilinin murisi Yılmaz Ovalı hakkında başlatılan dava konusu icra takip dosyasından bahsedilmiş ise de bu tarihte henüz müvekkiline takibin yöneltilmediği ve her hangi bir tebligat yokken bu tebligatın usulsüz olduğu ileri sürmelerinin ya da bu tebligattan haberdar olmalarının fiilen mümkün olmadığını, nitekim usulsüz tebliğ tarihinin mirasın reddi davası açılmasından sonraya 13/12/2019 tarihine tekabül ettiğini, ilk derece mahkemesinin gerekçesinin hatalı ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, istinaf kaldırma kararında dahi bu husus belirtilmiş iken mahkemece yeniden verilen usulsüz tebligat şikayetinin süreden reddi kararının isabetsiz olduğunu, yine taşkın hacze ilişkin şikayetin konusu kalmamakla birlikte yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden haklılık durumunun tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan...
Bu durumda tebligat mazbatasında beyanı sorulan ve haber bırakılan kişinin adı soyadı ve sıfatı ile imzadan imtina ettiği ve muhatabın geçici olarak işe gittiği hususlarının açıkça yazıldığı, bu haliyle tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu anlaşılmaktadır. İkinci haciz ihbarnamesi tebliği usule uygun olduğundan davacının birinci haciz ihbarnamesinden de bu tarihi itibarıyla haberdar olduğunun kabulü gerekir ki buna göre de birinci haciz ihbarnamesine yönelik şikayet süresinde değildir. O halde davacı tarafın birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti yerinde değildir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçluların icra mahkemesine başvurularında; ödeme emri tebligatlarının ve mirasçılara gönderilen muhtıraların usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek, usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulü ile usulsüz tebligatı öğrendikleri 17/08/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmesini ve takip işlemleri ile ödeme emrinin iptalini talep ettikleri, ilk derece mahkemesince; şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği, borçluların istinaf yoluna başvurmaları üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; borçlu ... .....A.Ş'nin istinaf başvurusunun...
Dairemizin 09.06.2015 tarih ve 2015/12150-16065 sayılı kararı ile; tebliğ mazbatasında beyanı alınan komşu isminin tespit edilmediği, komşunun isim ve imzadan imtina etmiş olduğunun şerhedilmesinin tebligatı geçerli hale getirmeyeceği, TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, icra emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....