Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine Kambiyo takibi başlatıldığını, müvekkilinin işyeri adresine tebliğe çıkarılan ödeme emrinin hiç bir bildirim yapılmadan, haber kağıdı bile bırakılmadan usulsüz olarak muhtarlığa bırakıldığını, müvekkilinin 30/10/2018 tarihinde icra dosyasından haberdar olduğunu, çıkarılan tebligatın İİK.103.maddesine göre düzenlendiğini, bu sebeple haczedilemezlik kuralı gereği müvekkilinin gayrimenkulü üzerindeki haczin kaldırılmasına ve borcun bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Eldeki dava, usulsüz tebligat şikayeti ve takibe itiraza dayanmaktadır. Şikayete dayanak takip, alacaklı davalı tarafça başlatılan Kambiyo takibi olup, mahkememizce ilk olarak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK.' nun 16. maddesine göre; yedi (7) günlük yasal süresi içinde olup olmadığı değerlendirilmiştir....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33) düzenlemesi doğrultusunda ve davacı - borçluya yapılan tebliğ işlemlerinin şekli olarak usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacının talebinin İİK 65.maddesindeki gecikmiş itiraz olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, icra takip dosyasında davacı borçluya takip talebinde ve ödeme emrinde yazılı olan Erenköy Mah. Ethemefendi Cad....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı borçluya yapılan tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı borçlunun itirazlarını gecikmiş itiraz olarak ileri sürmesi gerektiği, İİK.nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde İcra Mahkemesine bildirilmesi gerektiği, davacı borçlunun yurt dışına giriş çıkış kayıtlarının incelenmesinde, 12/10/2018 tarihinde yurt içine giriş yaptığı, iş bu davanın 21/12/2018 tarihinde açıldığı, davacının mazeretini gösterir delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını belgelendiremediği gibi İİK.nun 65.maddesi gereğince gecikmiş itirazda bulunmak üzere mazeretini bildirir engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde İcra Mahkemesine başvurmadığı...
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki hususları tekrar etmiş ilaveten mahkeme kararında davaya konu tebligatın yapıldığı tarihlerin doğru olarak yazılmadığını, bu durumun mahkemece mazbatalar incelenmeden karar verildiğini gösterdiğini, ayrıca tebligat üzerinde TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat yapılması talebini içerir şerh bulunmamasına rağmen mahkemece bu şerhin bulunduğunun kabul edildiğini, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ve takibin usulsüz tebligat ile kesinleştiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, usulsüz tebligat şikayetine ve borca itiraza ilişkindir. Muğla 2....
İcra Hukuk Mahkemesi'nce, davanın icra takibinde yapılan kıymet takdirine itiraz niteliğinde olduğu, davacının bununla birlikte kıymet takdiri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini de ileri sürdüğü, kıymet takdirine itiraz davasına bakan mahkemece raporun usulsüz tebliğ edildiği iddiasını da inceleyerek bu iddiayı yerinde görür ise itirazın esası yönünden inceleme yapması gerektiği, itiraza konu kıymet takdir raporunun Mersin 3. İcra Dairesi’nin 2020/40 Talimat sayılı dosyası üzerinden aldırıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Mersin 1....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçluya çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatın bila ikmal iade edildiğini, ödeme emri çıkartılan adresin mernis adresi olması nedeniyle19/07/2019 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca yeniden ödeme emri ve eklerinin tebliğinin talep edildiğini, 02/08/2019 tarihinde tebligatın usulüne uygun olarak ve tebligat zarfı üzerinde yazılı olduğu üzere ödeme emrinin, ihtarname ve 4 adet de dekont fotokopileri ile birlikte tebliğ edildiğini, takibin 09/08/2019 tarihinde kesinleştiğini, dosya borçlusunun herhangi bir yasal engel belirtmeden usul ve yasaya aykırı olarak 23/08/2019 tarihinde gecikmiş itiraz davası açtığını, borçlunun geçerli bir mazeretinin bulunmadığını, yetkiye ve borca itirazlarının yersiz ve dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde: davalı - alacaklını takip borçluları Aşkın Sürmeli ve T1 hakkında 301.936 Tl alacağa ilişkin olarak ilamsız takip yaptığı çıkartılan örnek 7 nolu ödeme emrinin davacı T1ye " muhatabın tebliğ anında adresinde bulunmaması dışarıda olması sebebiyle muhatap ile aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden .... eşi Aşkın Sürmeli imzasına 14.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, anlaşılmıştır. Davacı taraf tebligatın usulsüz olduğundan bahisle 15.02.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiş, mahkemece tebligat yapılan kişinin boşanma aşamasındaki eşi olduğu , aralarında husumet bulunduğu bu kişi ile aynı adreste oturmadığı gerekçe gösterilerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmiştir....
İcra MahkemesiTARİHİ : 07/02/2006NUMARASI : 2006/81/57 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından, borçlu şirket hakkında (iki adet çeke dayalı olarak) kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır. Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti yanında yetki itirazında bulunmuş ve ayrıca İİK.nun 170/a ve 58.maddelerine dayanarak ödeme emri ile takibin iptalini istemiştir. Mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayeti kabul edilmiş, ancak, sair itiraz ve şikayetleri konusunda bir hüküm kurulmamıştır....