Dava dilekçesiyle de sabit olduğu üzere davacı kendisine gönderilen ve 03/11/2021 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini, bu tebligattan 19/01/2022 tarihi haberdar olduğunu iddia etmiş ve bu tarihli itirazlarının geçerliliğini istemiştir. Öncelikle mahkemeninde gerekçesinde belirttiği üzere usulsüz tebliğ şikayetleri öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, davacı 89/2 haciz ihbarnamesinden 19/01/2022 tarihi itibarıyla haberdardır. Öyleyse usulsüz tebliğe ilişkin şikayetini 7 günlük süre içinde mahkemeye getirmediğinden artık tebligat tarihinin 03/11/2021 olarak kabulü zorunlu hale gelmiştir. Dolayısıyla davacının 89/2.maddeye dayalı ihbarnamenin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetleri hükümsüzdür. Müdürlüğün 02/02/2022 tarihli kararına gelince; usulsüz tebligat şikayeti düşmekle İİK 89/2 ihbarnamesine yönelik itirazın süresinde olduğunun kabulü de olanaksız hale gelmiştir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafa icra dosyasından gönderilen ödeme emri tebligatının bila ikmal dönmesi üzerine Tebligat Kanunu md. 35'e göre ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının bila ikmal dönen ilk tebligata ilişkin şikayet sebepleri bulunmakla bila dönen tebliğ parçasının usulüne uygunluğunun Mahkememizce tartışılamayacağı, davacı tarafça ticaret sicil adresine 07/11/2020 tarihinde Tebligat Kanunu md. 35 gereğine tebliğ edilen tebliğin usulsüzlüğüne dair bir şikayet sebebi bulunmadığı, Tebligat Kanunu md. 35 gereğince yapılan tebliğlerde posta memurunun muhattabın nerede olduğu, tevziat saatlerinden sonra dönüp dönmeyeceğini tespit etme yükümlülüğünün bulunmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine, diğer itirazlar ise İİK md. 62 gereğince Mahkememize yapılamayacak olup iş bu itirazların da reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle...
ya yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, diğer borçlu ...'ya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti yanında sair şikayet nedenlerini de belirterek 06.11.2013 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini istediği, mahkemece ileri sürülen diğer fesih nedenleri hiç tartışılmayarak borçlu ...'ya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne dair verilen kararın, alacaklıların temyizi üzerine Dairemizin 08.12.2014 tarih, 2014/20319 E., 2014/28517 K. sayılı ilamı ile özetle; “tebligat usulsüzlüğünün bizzat muhatabı tarafından ileri sürülmesi gerektiği diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin şikayet hakkı olmadığı diğer takip borçlusuna satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Dosyada bulunan tüm bilgi, belge ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda takibin kambiyo takibi olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayeti yanında borca itiraz ettiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emri tebligatının usulsüz olması halinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren 5 gün içinde (sadece usulsüz tebliğ düzeltilmesi talebi varsa 7 gün) şikayet yoluna başvurarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemesi ve borca itiraz etmesi gerektiği, davacı vekili dilekçesinde takipten 22/06/2019 tarihinde haberleri olduğunu belirtmiş olduğu, buna göre dava açma süresinin son gününün 27/06/2019 tarihi Çarşamba gününe denk geldiği, bu günün resmi tatil olmadığı, davanın ise 28/06/2019 tarihinde açıldığı, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yasal süre içinde yapılmadığı, borca itirazların da yine yasal 5 günlük süre içinde yapılmadığı anlaşıldığından davacının usulsüz tebligat şikayeti ile borca itirazlarının süre yönünden reddine...
İcra Müdürlüğünün 2019/95 istinabe sayılı dosyasında 10.01.2019 tarihinde uygulanan haciz sırasında ödenen 45.000 TL'nin alacaklıdan alınarak borçluya verilmesine yönelik bir hükme yer verilmediği, bu bakımdan muhtıranın hacizlerin kaldırılmasına yönelik mahkeme kararı içeriğinde yer almadığı, dolayısıyla şikayet tarihi itibariyle de söz edilen mahkeme kararlarının kesinleşmediği de göz önüne alındığında muhtıranın hukuka aykırı olduğu sabit bulunmuştur. Bu bakımdan şikayet eden isteminde haklı bulunmuştur. Oluş ve kabule göre; şikâyet eden iddiasında haklı bulunduğundan şikâyetin kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar şikayet olunan vekili şikayet eden tarafça 45.000 TL'nin icra müdürlüğü hesabına ödendiği ileri sürülerek şikayetin konusuz kaldığı iddiasını ileri sürmüş ise de bu durumun şikayet konu müdürlük kararının geçersizliği sonucunu doğurmayacağı kararın ayakta olduğu göz önüne alındığında bu iddiaya itibar edilmemiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının şikayet dilekçesinde 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptalini istediğini, davacının 89/1 haciz ihbarnamesi ile ilgili herhangi bir usulsüz tebligat tespiti talebinin bulunmadığını, mahkemenin talep ile ve maddi vakıa ile bağlılık ilkesini aşarak 89/1 haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olmadığının tespit edildiği belirtilerek diğer haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiğini, şikayet edilmeyen bir hususun incelenerek hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, şikayetin yasal hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığını, usulsüz tebligat şikayetinin İİK 16/1 maddesi uyarınca 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılması gerektiğini, şikayetçinin icra dosyasına sunduğu 10.12.2018 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesine itiraz ederek birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin 21.11.2018 tarihinde aldığını beyan ettiğini, bu nedenle haciz ihbarnamesine karşı en geç 28.11.2018 tarihine kadar usulsüz tebligat iddiası ile icra mahkemesine...
Hukuk Dairesinin 2019/115 Esas, 2019/1376 Karar sayılı 17.07.2019 tarihli kararında bu yönden detaylı inceleme yapılmış ve tebliğin usulsüz olduğu iddiası yerinde görülmemiş, ihalenin feshi istemi reddedilmiş ve anılan karar kesinleşmiştir. Açıklanan nedenlerle,ıymet takdir raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun usulden, yenileme dilekçesi tebliğ edilmediği şikayetinin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun bulunarak şikayet ve itirazların reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesinde; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır”...
Toroman İşhanı No: 43/2/16 Kadıköy/İstanbul' adresine tebligat çıkartıldığını, adres kapalı olmasına ve tebliğ evrakı üzerine Tebligat Kanunu madde 21/2'ye göre tebligat yapılabileceğine ilişkin herhangi bir şerh düşülmemesine karşın direkt Tebligat Kanunu madde 21/2'ye göre usulsüz tebliğ edildiğini, yerel mahkeme tarafından yapılan eksik inceleme sonucu tebligat şikayetlerinin şirket açısından reddine karar verildiğini, bu değerlendirmenin hatalı olup, yapılacak olan istinaf incelemesi sonucu işbu kararın kaldırılması ve şirket açısından tebligat şikayetlerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, takibe konu senet teminat senedi olup kambiyo senetlerine özgü icra takibine konu edilemeyeceğini, karşı tarafın icra takibine konu ettiği senedin bankaca teminat olarak alındığı ve vade tarihinin özellikle doldurulmadığını, işbu bononun sonradan muvafakatleri alınmadan ve taraflarına bilgi verilmeden takipten önce doldurulduğunu, bono üzerinde yazılı vade tarihinin neye göre yazıldığının...
Dairemizce yapılan değerlendirmede; öncelikle davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebi bakımından yapılan incelemede; davacı vekili tarafından icra dosyasındaki icra emrinin farklı bir avukata tebliğ edildiği gerekçesiyle usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi talep edilmiş ise de, usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayetin İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde iş bu takibi 15/12/2021 tarihinde öğrendiklerini belirttiği, yine icra dosyasına bakıldığında 21/12/2021 tarihinde davacı tarafça usulsüz tebligat şikayetine ilişkin dilekçe sunulduğu, bu durumda takipten 15/12/2021 tarihi itibariyle haberdar olunmasına rağmen, davanın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 17/01/2022 tarihinde açıldığı görüldüğünden, mahkemece usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süreden reddine, yine davacı tarafından icra emri tebliğ edildikten sonra takibin...