İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini, haberdar olduğunda haczedilmezlik şikayetinde bulunduğunu, kefil olduğu aynı borç için traktörünün icra yolu ile satıldığını, borcun bittiğinin bildirildiğini, mahkemece bu şikayeti hakkında bir inceleme yapılmadığını, barındığı evi ve ekip dikmek zorunda olduğu tarlalarının bilgisi dışında haczedilip satılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet şikayeti, haczedilmezlik şikayeti ve sair şikayete ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur....
Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
O halde mahkemece, öncelikle borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin incelenerek, tebligatın usulsüz olduğu ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapıldığı tespit edilirse, meskeniyet şikayetinin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi, şayet istem süresinde ise, tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek ipoteğin mahiyeti ve veriliş nedeni araştırılıp zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise, haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği ipotek alacaklısı bankadan sorulup tespit edildikten sonra, ödendiğinin belirlenmesi halinde, esas yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2004 sayılı İİK'nın 16. ve 82/1,12 bendi uyarınca meskeniyet iddiası ve taşkın haciz şikayetine ilişkin olup, mahkemece verilen kesin süre içerisinde keşif avansının yatırılmamış olması sebebiyle meskeniyet şikayetinin (istinafı kabil olmak üzere), aşkın haciz şikayetinin (niteliği itibariyle kesin olmak üzere) reddine karar verildiği, istinaf eden davacı vekilince, şikayetin konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve lehlerine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği beyan edilerek istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; Ordu İcra Müdürlüğünün 2018/12293 Esas sayılı dosyasında alacaklı Türkiye İş Bankası A.Ş tarafından borçlular Yücelay Öztürk, Bilal Öztürk, Yüksel Acar, Özgür Aksu ve Zafer Kemal Tekneci hakkında başlatılan ve kesinleşen takipte, Ordu 1....
Kat, 6 nolu bağımsız bölüm açısından; meskeniyet şikayetinin kabulüne, Manisa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/6017 Esas sayılı takip dosyasında şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına,1393 Ada, 2 parsel, A Blok zemin kat, 1 Nolu bağımsız bölüm açısından, meskeniyet şikayetinin reddine, davacı T1 tarafından açılan dava açısından, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....
Alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasının dava dilekçesinde meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın haczedildiğine ilişkin bir açıklık bulunmamaktadır. Anılan davanın dava dilekçesinin tebliğine ilişkin tebligat parçasında dava dilekçesi ve eki olarak gösterilen tapu kaydının gönderildiğine dair bir şerh olmadığından borçlunun, ortaklığın giderilmesi davasına ait dava dilekçesinin tebliği ile hacizden haberdar olduğu yönündeki İcra Mahkemesi'nin kararında isabet yoktur. Bu durumda, Mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında şikayet başvurusunun süresinde yapıldığı nazara alınarak, işin esasının incelenmesi gerekirken şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Ayrıca önceki meskeniyet şikayetinden feragat 6100 sayılı HMK'nun 311/1. maddesi hükmü uyarınca (mülga 1086 sayılı HUMK'nun 95/1. maddesi) feragat edildiği tarih itibariyle sonuç doğuracağından, feragatten sonra açılan söz konusu meskeniyet şikayetinin mükerrer bir şikayet niteliğinde değildir. Şikayetçi borçlu mirasçılarına icra takibinin yöneltilmediği aşamada meskeniyet şikayetinde bulunmaları ve sonrasında bu şikayetten vazgeçmeleri henüz doğmamış meskeniyet şikayeti hakkında feragat anlamına gelir ki bu feragat hukuki bir sonuç doğurmaz. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçluya 103 davetiyesi 02.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, meskeniyet şikayeti için İİK nun 16. maddesi kapsamında öngörülen yedi günlük şikayet süresi geçirilmiştir. Bu kapsamda meskeniyet şikayetinin süreden reddine dair verilen karar isabetlidir. Satışın durdurulmasına yönelik talep yönünden verilen kararın ise İİK nun 363. maddesi kapsamında istinaf kabiliyeti bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacının meskeniyet şikayetine ilişkin istinaf taleplerinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, İlk derece mahkemesince satışın durdurulması talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden ise, davacının talebinin istinafa tabi olmadığı anlaşılmakla, İİK'nun 363/1 , HMK352 ve HMK 346 maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Meskeniyet şikayeti yönünden İstanbul 11....
İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz haczinin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 20.10.2009 tarihinde konduğu, hacze ilişkin İİK 103. madde davetiyesinin borçluya 23.12.2099 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra alacaklının talebi üzerine taşınmaz üzerine 14.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi bu taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu tebliğ tarihinden (14.05.2014) daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, meskeniyet iddiası ileri sürülen İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Tuğlacıbaşı Mah., 3100 Ada, 129 Parselde kayıtlı 28 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın, haciz ve şikayet tarihinde tam hisse ile borçlu Kamil Tuğrul Karaca adına kayıtlı olduğu , şikayet edenin , şikayete konu taşınmazın maliki olmaması ve icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı gerekçesi ile şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....