Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçinin bildirdiği 14/11/2017 ıttıla tarihinin 103 davetiyesinin ve kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi kabul edilerek, davacının meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti konusunda hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile meskeniyet şikayetinin süreden reddine dair verilen karar usul ve esas yönünden hukuka aykırıdır. Buna göre, kabul edilen ıttıla tarihi itibariyle süresinde olan meskeniyet şikayetinin esastan incelenmesine geçilmiştir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....

İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza ilişkin 25.09.2013 tarihinde yapılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın 24.04.2014 tarihinde şikayetçi borçluya tebliğ edildiği anlaşılmakla, bölge adliye mahkemesince bahsi geçen kıymet takdirine ilişkin tebligatın aslı bulunamadığından bu durumun borçlu lehine yorumlanması ve meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabul edilmesi somut olaya uygun düşmemektedir. Zira ilk derece mahkemesince PTT'den yapılan araştırma sonucu barkod numarası ile bildirilen kıymet takdir raporu tebliğinin 24.04.2014 tarihinde şikayetçi borçluya tebliğ edildiği sabit olup, borçlunun şikayet dilekçesinde bu tebligata ilişkin usulsüz tebligat iddiasının bulunmadığı da gözetildiğinde öğrenme tarihinin 24.04.2014 olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapılmadığı sabittir....

    Haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanun'un 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmalıdır. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usule aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Ancak taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nın 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmemiş, istinaf dilekçesinde ise davanın süresiz şikayet olduğu için süresinde olduğunu belirtmiştir....

    Bu durumda tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanununun 21/1. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30 ve 35. Maddelerine açıkça aykırı ve usulsüzdür. Borçlunun tebliğ işleminden daha önce haberdar olduğuna dair herhangi bir bilgi ya da belge de mevcut değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıya yapılan103 davetiyesi tebligatı usulsüz olup ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bursa 20. İcra Müdürlüğü'nün 2019/6679 E. Sayılı dosyasında meskeniyet şikayeti incelendiğinde; Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....

    Davacı koyulan hacizden haberdar olduğu 22/03/2022 tarihinden önce kendilerine hacizle ilgili yapılan tebligatlardan haberdar olmadıklarını usulsüz olduğunu beyanla müvekkili Can Güzel’in söz konusu hacizleri ve usulsüz tebliğ edilen 103 davetiyesini öğrenme tarihlerinin 22/03/2022 düzeltilmesini istemiş olup; Davalı tarafından da cevap dilekçesinde; davacılar Rukiye Güzel ve Can Güzel’in meskeniyet iddiasında bulundukları taşınmazın haczedildiğini ve satış işlemlerinin başladığını önceki tebliğleri usulsüz olarak ileri sürseler bile en geç meskeniyet iddiasına konu taşınmazın kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun Bakırköy 10. İcra Müdürlüğünün 2017/5538 sayılı dosyasından 21/08/2019 tarihinde dosya borçlusu Can Güzel'in eşi diğer davacı Rukiye Güzel'e tebliğ edildiği 21/08/2019 tarihinde öğrendiklerini ileri sürmüştür....

    Somut olayda, davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayetin yanında, 103 davetiyesinin usulsüz tebliği şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece, belirtilen bu hususlardan, davacının usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Her ne kadar, kararın gerekçesinde tebligat usulsüzlüğü ile ilgili değerlendirme yapılmış ise de; kısa kararda bu talep yönünden herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Ayrıca, davalı tarafça, istinaf dilekçesinde, müvekkili şirketin harçtan muaf olduğu iddiası ileri sürülmüş olup, mahkemece davalının harç muafiyeti ile ilgili iddiasının da araştırılarak sonucuna göre işlem yapılması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2020 NUMARASI : 2019/496 ESAS 2020/209 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Bursa 6. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2309 E. Sayılı dosyasında başlatılan icra takibinden 12/06/2019 tarihinde haberdar olduğunu, usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili ayrı dava açtığını, takibin usulsüz tebligata dayanarak kesinleştirildiğini ve 05/04/2019 tarihinde tapuda adına kayıtlı Yenişehir İlçesi, Yenigün Mah....

    Somut olayda, dava dilekçesinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkin bir iddia bulunmamasına rağmen davanın usulsüz tebligat şikayeti ve meskeniyet iddiası olarak eksik ve yanlış nitelendirilerek gerekçe oluşturulduğu ve hükmün buna göre tesis edildiği görülmektedir. Bunun yanında, mahkemece meskeniyet iddiasına ilişkin olarak, davanın 13/09/2019 tarihinde açılması karşısında haczin 14/09/2019 tarihinde öğrenilmesinden sonra 7 günlük süre içinde şikayette bulunulmadığı yönündeki gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır. Yine, hükümde süresinde olmayan davanın reddine denilmesine rağmen, gerekçede ödeme iddiası yönünden esasa ilişkin değerlendirme yapılması da doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken, davacının talepleri gözönünde bulundurularak dava ve şikayetlerin konusunun açıkça belirlenmesi, her bir iddia yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak somut ve açık gerekçelendirmek suretiyle hüküm kurulmasıdır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/06/2021 NUMARASI : 2021/136 2021/386 DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Meskeniyet İddiası KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı/alacaklı tarafından müvekkilinin ortağı olduğu şirket ve senette imzası bulunan kefiller aleyhine İzmir 18....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayete konu 103 davetiyesi ve kıymet takdiri Tebligat Kanunu’na göre işlem yapılmadan tebliğ edilmeye çalışılması nedeni ile usulsüz tebliğ edildiğinden kıymet takdiri ve 103 davetiyesi tebliği hukuka aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, yine usulsüz tebliğ edilen kıymet takdiri ve 103 davetiyesi aynı zarf içerisinde tebliğ edilmiş olup bu iki evrakın hukuken nitelikleri ve itiraz süreleri ayrı olup farklı iki evrakın tek zarfta tebliği bile tek başına hukuka aykırılık olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK' nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK' nın 21/2. maddesine göre tebliğ...

    UYAP Entegrasyonu