, çekte ciro silsilesinin kopuk olduğunu, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
da itiraz etmediğini, borçluların aracı fiilen haczedilince haksız ve kötü niyetli olarak usulsüz tebliğ iddiasıyla beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak tespiti için dava açma yoluna gittiğini, mahkemece tebliğ usulsüz sayılıp beyan tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiğini, ancak borçluların beyan tarihinden çok önce tebligatlardan haberdar olduğunu, borçluların amacının sıra cetvelindeki haciz sıralarının değişmesini sağlamak ve alacağımızın tahsilini imkansız kılmak olduğunu, bu nedenle borçluların haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçluların bilerek tebligatları kayıt dışı çalıştırdıkları elamanına aldırdığını, davacı borçluların, usulsüz tebliği öğrenir öğrenmez borca ve yetkiye itiraz etmediğini ve dava açmadığını, mahkemece tebliğin usulsüzlüğü tespit edilse dahi, tebliğ tarihi olarak artık beyan tarihi değil, fiili haczin yapıldığı tarih olması gerektiğini, bu tarihten itibaren de süresi içinde takibe ve borca, yetkiye itiraz yapılmadığından dava...
İcra mdnün 2020/12775 esas sayılı dosyasında davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği , takipten 23/08/2021 tarihinde haberdar olduklarından bahisle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istediği, ayrıca borca ve ferilerine yönelik itirazlarının kabulünü ve hacizlerin fekkini talep ettiği, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde tevziat saatlerinde hanenin kapalı olduğu, muhatabın çarşıda olduğunu, bina görevlisinin sözlü beyan etmesi üzerine 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı, evrakın mahalle muhtarlığına teslim edildiği, imzadan imtina eden bina görevlisi Muharrem Avcı'ya haber verildiği görülmüş olup her ne kadar davacı taraf ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de davacıya ödeme emrinin TK 21/1 maddesi ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddesine uygun olarak tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayetinin yerinde olmadığı, bu nedenle usulsüz tebligata yönelik şikayetin reddine...
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Dava dilekçesinde, davacı borçlunun takipten 20/04/2019 tarihinde haberdar olduğunun belirtildiği görülmektedir. Buna göre usulsüz tebliğ şikayetinde bulunma süresinin son günü 27/04/2019 tarihi olmakla birlikte, bu tarih tatil gününe rastladığından sürenin son günü, izleyen ilk mesai günü olan 29/04/2019 tarihidir. Şikayet tarihi ise 30/04/2019 dur. Bu haliyle şikayetin 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığı açık olup, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. Usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verildiğinden hacizlerin kaldırılması talebinin de reddi gerekir....
İcra Müdürlüğünün 2019/30729 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takipte gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin icra takibinden haricen 04/01/2020 tarihinde muttali olduğunu, usulsüz tebligat neticesinde kesinleştirilen takipte müvekkiline yönelik konulan tüm hacizlerin kaldırılması gerektiğini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini ve ödeme emrinin öğrenilme tarihinin 04/01/2020 tarihi olarak düzeltilmesini ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı ve müvekkilinin adreslerinin farklı olduğunu, bu hususun inceleme konusu olmadığını ve şikayetin asıl sebebinin müvekkilinin adreste olması olduğunu, icra dosyasından tebligat gönderildiği tarihte müvekkilinin adreste olduğunu, davanın açılmasına sebep olan tarafça yargılama giderleri ve vekalet ücreti ödeneceği hususunun sabit olduğunu ve kararın usule aykırılık bulunmadığını belirterek davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Mersin 4....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, 09/01/2020 tarih 2020/1 Esas- 2020/1 karar sayılı kararı ile " 1- Usulsüz tebligat şikayetinin KABULÜ ile takip dosyasından davacı yana çıkartılan tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile tebliğ tarihinin TK md. 32 gereği 31/12/2019 tarihi olarak BELİRLENMESİNE, 2- İİK'nun 62. maddesi uyarınca borca itiraz doğrudan İcra Dairesine yapılacağından, mahkememizin borca itirazı inceleme yetkisi olmamakla bu itirazın REDDİNE, 3- Şartlar oluşmadığından davacı tarafın tazminat talebinin REDDİNE, 4- Mahkememizin kabulü doğrultusunda şikayete konu icra dosyasına konulmuş hacizlerin FEKKİNE, " karar verilmiştir....
T3 T2 ve T4 ait vekaletname bulunmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesine göre, tebligat usulsüz olsa bile, muhatap tebligatı öğrendiği takdirde tebligat geçerli hale gelir. Mahkemece farklı gerekçe ile tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilmiş ise de, karar sonuç itibariyle doğru olmakla, istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Davacı 28/10/2020 tarihinde tebligat usulsüzlüğü ve borca itiraz davası açmıştır. Mahkemece borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafça istinafa başvurulmuştur. Davacı borçluya ödeme emri 27/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 28/10/2020 tarihinde iş bu davayı açmış olup, borca itiraz davası şekli olarak süresinde değildir. Ancak davacı aynı dilekçede tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğundan mahkemece öncelikle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilmesi, tebligatın usulsüzlüğüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir....