WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itirazda bulunulabilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeni ile süresinde itiraz edememiş olması gerekmektedir. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun yapılmamıştır. Bu durumda icra hakimi tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığını inceleyecek ve tebligatın usulsüz olduğunu tespit ederse aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir. Borçlunun dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir. Bu nedenle, davacı dava dilekçesinde ödeme emri tebliğinden haberinin olmadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini beyan ederek gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiş ise de, borçlunun talebi, hukuki nitelik itibariyle tebligatın usulsüzlüğü şikayetidir. TK'nun 12 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 21....

olduğunu ve bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu, tebligat usule uygun yapılmadığından gecikmiş itiraz sebebi var sayıldığını, yapılacak tebligatta muhatabın resmi mercilere bildirdiği adresinden mesul olduğunu, itirazların süresinde icra dairesine sunulduğunu belirterek gecikmiş itirazın kabulü ile icra itirazlarının reddine dair 21/10/2021 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

Bu hali ile davacı tarafından gecikmiş itiraz adı altında 19/11/2018 tarihinde açılan davanın usulsüz tebligata yönelik şikayet davası olduğu, hakimin ileri sürülen iddia ve talepleri değerlendirerek hukuki nitelendirmeyi yaparak karar vermesi gerektiği, gecikmiş itiraz davası adı altında açılan asıl davanın reddine karar verilmesinin bu nedenle yerinde olmadığı, davacı tarafından aynı mahkemeye 28/11/2018 tarihinde açılan ve asıl dosya ile birleştirilen usulsüz tebligat şikayetinin ise süresi içerisinde açılan bir dava olmadığı, kaldı ki davacının 19/11/2018 tarihli davayı açmakla usulsüz tebligat iddiasını ileri sürdüğü ve birleştirilen bu davanın açılmasının fuzuli olduğu, davalı alacaklı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece 2018/921 Esas sayılı dosya yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü kararı verilmesi gerektiği, mahkemece 2018/961 Esas sayılı dosya yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olması nedeni...

haberdar olunduğunun kabulü gerektiği, davacının bu yöndeki itirazlarının süresinde olmadığı anlaşılmış, şikayetlerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının usulsüz tebligat şikayeti ve gecikmiş itiraz talebinin derdestlik sebebiyle, dava şartı yokluğundan reddine, Davacının ödeme emrine dayanak belgelerin eklenmediği ve icra müdürünün mührü ile imzasını içermediği yönündeki şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....

Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, davanın konusunun usulsüz tebligat olmadığı ve icra takibine gecikmiş itiraz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi açıkça gecikmiş itirazlarının kabulünün istenildiğini, mahkemece açıkça HMK'nın 25. maddesine aykırı hareket edildiğini, ayrıca mahkemece HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine de aykırı hareket edildiğini ,davacının talebinin dışına çıkılarak karar verildiğini, davacıya yapılan tebligatların hukuka uygun olduğunu ve mevcut tebligat mazbatalarının incelenmesinde açıkça görüleceğini, tebligatın 16/03/2022 tarihinde muhatap hanede olmadığından dolayı aynı hanede ikamet eden ve davacının eşi olan Kadriye Gebeç'e yapıldığını, 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 16. maddesi gereği yapılan tebligatın usul ve kanuna uygun olduğunu ve davcının gecikmiş itiraz talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, tebliğ yapılan eşin muhatap eşe bu konuda bilgi vermesi hayatın olağan akışı içerisinde kabul görecek...

DAVA KONUSU : Gecikmiş İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Uşak 3....

Dava dilekçesinde gecikmiş itirazın kabulü ile takibin durdurulması talep edilmiş ise de ödeme emrinin usulünce tebliğ edilmesine rağmen kendinden kaynaklanmayan bir sebepten dolayı müddeti içinde itiraz hakkına kaçıran kişinin gecikmiş itiraz iddiasında bulunabileceği, tebliğin usulsüzlüğü iddiası halinde gecikmiş itirazdan söz edilemeyeceği anlaşılmakla davanın usulsüz tebliğ şikayeti olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı vekili, ödeme emri, yenileme emri ve diğer tüm tebliğlerin usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Bu itiraz, 7 günlük müddete tabidir. TK 10 maddesine göre, muhatabın malum olan en son adresi esas alınarak tebliğat çıkarılmalıdır. TK 21/2 maddesine göre ise malum olan en son adrese tebliğ yapılamaması halinde adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak tebliğ yapılması gerekir. Celbedilen emniyeti müdürlüğü kayıtlarına göre davacının 06/6/2018 günü yurtdışına çıktığı ve TK 21/2 maddesine göre tebliğ tarihi itibarile yurt dışında olduğu anlaşılmaktadır....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hem usulsüz tebliğ şikayeti hem de gecikmiş itirazın aynı anda yapılamayacağını, tebliğin usulüne uygun olduğunu, davacının yasal süresi içerisinde gecikmiş itirazda bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; borçluya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine TK'nın 21/2. maddesine göre yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu, tebliğ tarihinde davacı yurt dışında olmasına karşılık 26.11.2020 tarihinde yurda girdiği tarihten sonra 14.12.2020 tarihinde yaptığı gecikmiş itirazın yasal süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, yabancı para alacağına dayalı genel haciz yoluyla ilamsız takipte usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte gecikmiş itiraza ilişkindir....

08/09/2020 tarihi olup vaktinde itiraz edildiğini, davalarının gecikmiş itiraz değil usulsüz tebliğ şikayeti olduğunu ve şikayetin süresinde yapıldığını, yerel mahkemenin süre konusunda kendisi ile çelişmekte olduğunu, dava konusu olayı ele aldığında mahkemece kabul edilen tarih 02/09/2020 tarihine 7 gün eklediği zaman 09/09/2020 tarihi olduğunu, davanın açılma tarihi ise 09/09/2020 olup, dava vaktinde ve zamanında açılmış olduğunu, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Bu tarihte her ne kadar yurtdışında ise de davacı vekilinin hem şikayet dilekçesinde hem de mahkememizin 2021/679 esas sayısına kaydedilen şikayetinde belirtildiği üzere; şikayetçinin yurt dışında bulunduğu hallerde de haberdar olduğu takiplere vekili ile itiraz etme imkanı bulunduğu görülmekle, takipten haberi olduğunu beyan ettiği 27/10/2021 günü vekil ile itiraz etme imkanı olduğundan engelin ortadan kalktığının kabulü gerekir. Gecikmiş itiraz da 30/10/2021 gününe kadar yapılmalıdır. Dava ise 01/11/2021 günü açılmakla gecikmiş itirazın süresinde yapılmadığı anlaşılmıştır..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Usulsüz tebligat şikayetinin reddine, Süresi içinde yapılmayan gecikmiş itirazın reddine karar verilmiştir....

UYAP Entegrasyonu