Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmesi ile davacının icra dosyasından bu tarihten haberdar olduğunu, tüm itiraz sürelerinin geçtiğini söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Davacı şikayet edenin bilinen adresi niteliğindeki adresine 89/2 haciz müzekkeresi tevziat saatlerinde adreste kimsenin bulunmaması nedeni ile imzadan imtina eden komşusu Rukiye Polat'a sorulduğu nerede olduğunun bilinmediği beyanı üzerine tebliğ evrakının ilgili muhtarlığa tebliğ edildiği şerhiyle tebliğ edilmiştir....

Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda hem davacıya ve hem de birleşen davacıya satış ilanı tebliğ edilmiş olup her iki davacının da satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde satışa hazırlık işlemlerinin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen bu satış öncesi işlemler de kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Son olarak takip dosyası kapsamında düzenlenen ihale tutanağının yasanın aradığı şartları içerdiği de görülmektedir....

Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kısmen reddi kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine Davacı vekilinin şikayetin KABULÜ ile; usulsüz tebligat nedeni ile davacı borçlunun bildirdiği 15.09.2021 tarihi olan öğrenme (tebliğ) tarihi esas alınarak takibin DURDURULMASINA dair yeni bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, davacının usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz istemi ile mahkemeye başvurduğu, mahkemece ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği tespit edilmiş ancak ödeme emrinin tebliğinden sonra 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, buna ilişkin usulsüzlük iddiasının bulunmadığı, bu haliyle borçlunun ödeme emrinin usulsüzlüğünü en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04/11/2019 tarihinde öğrendiği, bu tarihten sonra süresinde şikayet yoluna başvurmadığı gerekçesiyle süre aşımından talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

Dava, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin olup ilk derece mahkemesince de açıklandığı üzere; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Davacının takipten haberdar olduğunu beyan ettiği 15.03.2021 tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 08.07.2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu açıktır....

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, ilk derece mahkemesinin dosya içeriği ile çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre; HMK'nın 355.maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası İİK'nın 16.maddesi gereğince 7 günlük şikayet süresinde tabi olup, şikayet dilekçesinde davacı takipten 18.11.2020 tarihinde haberdar olduklarını beyan ettiği halde, usulsüz tebliğ şikayetinin 04.12.2020 tarihinde 7 günlük süreden sonra Mahkemede ileri sürüldüğü, bu hali ile ilk derece Mahkemesinin şikayetin süreden reddine dair kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise, ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

GEREKÇE : Uyuşmazlık genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte davacı borçlu adına yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Tarsus İcra Müdürlüğü'nün 2020/3825 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 vekili tarafından, borçlular T1 ve Ali Haydar Kaplan aleyhine toplam 57.421,92 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, davacı borçluya örnek 7 ödeme emrini 28/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği davacı tarafından 19/10/2020 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti açıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (Benzer yönde Yargıtay 12....

Somut olayda, kıymet takdir raporu davacının eşine, TK’nın 16. maddesine göre yapıldığı, şikayetçi tarafından aynı çatı altında yaşamadığının ileri sürülmediği, tebliğ tarihinin 19.02.2020 olduğu ve davacının adreste olmadığını bildirdiği tarihin 2021 yılı olduğu da dikkate alındığında, kıymet takdir rapor tebliğinin usulüne uygun olduğu, 7 günlük süre içerisinde rapora karşı itiraz yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından, kıymet takdirine ilişkin hususları, yukarıda izah edildiği üzere, ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği açıktır. Şikayet edene atış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır....

Somut olayda; davacı borçlu dava dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve davalının takip hakkı bulunmadığına ilişkin şikayetleri ile birlikte imzaya ve borca itirazlarını da ileri sürmüştür. İcra dosyası incelendiğinde, davacıya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, mernis adresine TK'nın 21/2.maddesine göre gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak davacıya 20.05.2022'de tebliğ edildiği, UYAP sisteminden yapılan araştırmada evrak işlem kütüğü kayıtlarına göre de davacının takipten en geç 17.06.2022 tarihi itibariyle haberdar olduğu halde usulsüz tebliğ şikayetini 07.11.2022 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra ileri sürdüğü, kambiyo takibine yönelik şikayetin, imzaya ve borca itirazın da yasal 5 günlük süre geçtikten sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından, Mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi isabetlidir....

UYAP Entegrasyonu