isimli personel tarafından 09.07.2015 tarihinde teslim alındığına dair tebliğ mazbatası düzenlendiğini, icra emri gönderilebilmesi için hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiğini, belirtilen tarih itibarıyla şirketi temsile yetkili kişilerin .... olduğunu ve tebligatı teslim alan kişinin şirketi temsil yetkisi ve dolayısıyla tebligat alma yetkisi bulunmadığını, tebliğ mazbatasında şirket yetkililerine ilişkin hiçbir açıklama da yer almadığını, İİK m.150/ı uyarınca hesap kat ihtarının tebliğinden sonra borçluya 8 günlük itiraz süresi tanındığını ve icra takibinin başlatılması için de borçluya tanınan bu 8 günlük sürenin geçmesi gerektiğini, banka tarafından gönderilen ihtarname müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden 8 günlük itiraz süresinin işlemeye başlamadığını, işbu şikayetin süresiz şikayete tabi olduğunu belirterek icra takibinin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede: Tebliğ mazbatasının incelenmesinde, muhatabın çarşıda olduğuna dair beyanın kime ait olduğunun açıkça yazılmadığı gibi, bu kişinin imzasının da alınmadığı, bu halde tebliğ memurunun Kanun ve Yönetmeliğinin kendisine yüklediği "tahkik" görevini gereği gibi yerine getirdiğinin Mahkememizce denetlenebilir nitelikte olmadığı anlaşılmakla tebliğin usulsüz olduğunun tespitine karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafça, ödeme emrinin beyan edilen tarihten daha önce öğrenildiği hukuka uygun biçimde elde edilmiş herhangi bir yazılı belge ile ispat edilmediği gibi, icra dosyasının incelenmesinde de davacının ödeme emrini beyan edilen tarihten daha önce öğrendiğine dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Bu nedenle, ödeme emrinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 10/10/2018 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin pandemi nedeniyle kısmi faaliyette bulunduğunu, belirli saat aralıklarında kısmi personelle çalıştığını, tebliğ mazbatasında hatalı olarak sürekli kapalı olduğu ve yakın komşularından tanıyan olmadığı gerekçesi ile tebligatın iade edildiğini, bunun üzerine 01/07/2021 tarihinden TK 35/4'e göre tebliğ yapıldığını, bila dönen 08/06/2021 tarihindeki tebligatın usulsüz olduğunu belirterek, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 27/07/2021 tarihi olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu yöndeki şikayetin ise aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. İcra müdürlüğüne yapılan şikayet sonuç doğurmaz. Somut olayda, borçluya, ödeme emrinin 20.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin ise 10.02.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığı iddiası ile birlikte yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce tebligat usulsüzlüğünün, icra müdürlüğünce incelenemeyeceği gerekçesiyle süresinden sonra yapılan itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiği görülmüştür. Tebliğ işlemine yönelik şikayetin icra mahkemesine yapılması gerekip, icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmayacağından, memurluk kararı yasaya uygundur....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/409 esas 2021/649 karar sayılı usulsüz tebliğ şikayeti yönünden ve icra memur muamelesini şikayet yönünden verdiği ret kararlarının kaldırılmasına, usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihi olan 16/09/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesine, icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın tebliğ tarihinin değişmesi nedeniyle süresinde kabul edilerek icra müdürlüğünün itirazın reddine dair kararının şikayet nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek ilk derece mahkeme kararını istinaf etmiştir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" denilmektedir. Somut olayda, şikayetçi 18/11/2019 tarihinde, icra dosyasına verdiği dilekçe ile itirazda bulunduğu, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle borçlu hale gelen şikayetçinin bu tarih itibariyle en geç haberdar olduğu ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 23/12/2019 tarihinde haciz ihbarnamelerine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....
Haciz ihbarnameleri gönderildiği, şikayetçilerden T1 ve Zahide Ay'ın 03.02.2020 tarihinde 2.haciz ihbarnamesine itiraz ettikleri, şikayetçilerden T2'in itiraz etmediği, T2'e 3.haciz ihbarnamesi gönderildiği ve sonrasında T2'in borçlu olarak takibe eklenerek adına kayıtlı taşınmazların haczedildiği, T1 ve T3'in 03.02.2020 tarihinde 2.haciz ihbarnamesine itiraz ederek 1.ve 2.haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemini öğrendikleri bu nedenle bu kişilerin usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiği, T2 yönünden yapılan usulsüz tebligat şikayetinin incelenmesinde ise, tebliğ memuru tarafından tevziat saatlerinden sonra muhatabın adresine dönüp dönmeyeceğinin araştırılmadığı, haber verilen komşu isminin mazbataya yazılmadığı, bilgi alınan komşunun imzadan imtina edip etmediğinin yazılmadığı ayrıca mazbatada ismi yazılı olan Ahmet Tutuş'un köyün kahvecisi olduğu ve dinlenen tanık beyanlarına göre Ahmet Tutuş'un evi ile T2'in evi arasında 500- 1000 mt. mesafe...
İlk derece mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yargılama sırasında davacıların sair itirazlarının esasının incelenebilmesi için ön sorun olarak görüldüğü, bu hususta inceleme yapılmak suretiyle ödeme emri tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirtilen usullere uyularak yapılmadığından usulsüz kabul edildiği, ardından itirazların esasının incelemesine geçildiği görülmüştür. Mahkemece, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetin yerinde olduğu kabul edilmiş ve bu kabul doğrultusunda borçlunun sair itirazlarının esası incelendiği halde, hükümde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna yer verilmemiş olması hatalıdır. Usulsüz tebliğ şikayetinin esası bakımından yapılan incelemede, borçlu şirket yetkilisinin tebliğ anında mahalde hazır bulunup bulunmadığı ya da tebligatı alamayacak durumda olduğu tespit ve tevsik edilmeden yapılan tebliğ işleminin TK'nın 12 ve 13. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu açıktır....
Somut olayda; takip dosyasının incelenmesinde takip dosyası içerisinde davacı tarafın 15/08/2019 tarihli itiraz dilekçesi bulunup, itiraz dilekçesinde özetle; 89/1 haciz ihbarnamesinin taraflarına 02/08/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini beyan etmişlerdir. Yine davacı tarafın takip dosyasına ibraz ettiği 03/12/2019 tarihli dilekçede de 89/2(02/08/2019 tebliğ tarihli), 89/3 (20/08/2019 tebliğ tarihi) haciz ihbarnamelerine itiraz ettiklerini, bu nedenle müvekkilinin malları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünün bu talep üzerine aynı tarihte şikayet konusu kararı verdiği görülmektedir. Her üç tarih itibariyle haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmediği görülmektedir....
Mahalle muhtarına 21 yapıldı ” açıklaması ile tebliğ edildiği, TK’nın 21/1. maddesine göre tebligat yapılması halinde, tebliğ memuru, tebliğ evrakını tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de, mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekmekte olup bu haliyle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, ihtarname tebliğinin usulsüz olduğu ancak ... 17. Noterliği’nin 10/09/2018 tarih 11565 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlu tarafından, hesap kat ihtarnamesine itiraz edildiği görülmüştür....