a ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, diğer borçlu ...'a yapılan tebligatın da...'a usulsüz tebliğ edildiğini, ...adında bir çalışanının bulunmadığını, tebliğ almaya yetkili kişi olup olmadığının tespiti gerektiğini, takipten 26.11.2019 tarihinde haberdar olduklarını, takip talebinde 1.057.331,56 TL masraf alacağı talep edildiğini, böyle bir masraf borcu bulunmadığını, takip alacaklısının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 26.11.2019 tarihi olarak belirlenmesine, takibin iptaline, alacaklının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davanın konusu usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte borca, faize ve faiz oranlarına itirazdır. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. İİK 16.maddeye göre usulsüz tebliğ şikayeti ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde ileri sürülmesi gerekir. Davacı dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu 9. SHM'nin 2019/538 E.sayılı dosyası nedeniyle icra takibinden haberdar olduklarını, usulsüz tebliğ işlemine dosyaya vekalet sunulmasından sonra yapılan inceleme ile 16/02/2020 tarihinde haberdar oldukları ileri sürmüştür. Davacının süre tutum dilekçesine istinaden HMK 355'e göre kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; İstanbul Anadolu 9....
İcra Dairesi'nin 2017/38083 esas ve 2017/38106 esas sayılı takip dosyalarından gönderilen ödeme emri ve 103 davetiyelerinin usulsüz tebliğ edildiği belirterek usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu ve ayrıca her iki takip dosyasından haczedilen taşınmaza yönelik İİK'nın 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince davacının 103 davetiyelerinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti bakımından olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadan, sadece ödeme emirlerinin usulsüz tebliğine yönelik şikayet incelenerek sonuca gidildiği, takip dosyaları içeriğinden alacaklının, ödeme emirlerinin tebliğinden ve şikayete konu taşınmaza haciz konulduktan sonra her iki takip dosyasında da 18/01/2018 tarihinde borçluya 103 davetiyelerinin tebliğ edilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce 103 davet yazılarının hazırlandığı, ne varki takip dosyaları suretleri içerisinde 103 davetiyelerinin tebliğine ilişkin tebligat mazbataları bulunmadığı, yargılama sırasında...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın kabulü ile Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyasında davacıya çıkartılan 02/11/2018 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu tespiti ile T.K'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin 25/01/2019 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, yetki itirazı yönünden Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyası yönünden yetkisizliğine, davacının adresine göre yetkili ve görevli icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğuna, karar kesinleşmesinden itibaren ve 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....
O halde usulsüz tebligat şikayeti yönünden verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı görülmüş, ancak borca itiraz yönünden takibin şekline göre karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken bu talep yönünden herhangi bir hüküm kurulmaması yerinde değil ise de, istinafa gelen tarafın sıfatı nazara alındığında bu durum eleştirilmekle yetinilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulması kanısına varılmıştır....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; icra dosyası borçlusu olmadığını, kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti üzerine Zonguldak İcra Hukuk Mahkemesi 2021/144 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın Yargıtay incelemesinde olduğunu, kesinleşmeyen 89 haciz ihbarnameleri dayanak yapılarak, taşınmazı üzerine haciz işlemi uygulandığını, haczin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek 15.02.2022 tarihli İcra Müdürlüğü kararının iptali ile adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
ŞİKAYET Şikayetçi/Borçlu, takibe konu tebliğ ile ilgili olarak, PTT veri tabanı tebligat sorgulamasında tebliğ yapılamadığından bahisle 19.01.2018 tarihinde Tebligat Kanunu’na aykırı olarak tebligatın muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiği, 63 KC 727 plakalı aracının üzerinde yakalama şerhi bulunduğu, aracın 09.11.2019 günü memurlar tarafından haczedildiği sırada öğrenildiği, sonrasında 12.11.2019 tarihinde icra müdürlüğünden dosya ayrıntıları öğrenilerek icra müdürlüğü dosyasına borca itiraz talebi sunulduğu, ödeme emrinin 19.01.2018 tarihinde «usulsüz olarak» borçludan ayrı oturan annesinin adresine tebliğ edilmiş olduğu ve tebligatın muhtara teslim edildiğinin öğrenildiği, dosyada ödeme emri tebliğ mazbatasının mevcut olmadığı ve UYAP sistemine de taranarak eklenmediğinin görüldüğü şikayeti ile anılan tebligatın usulsüz olduğu ve tebliği öğrenme tarihi olan 09.11.2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresi içerisinde yapıldığının...
Anadolu 6.İcra Ceza Mahkemesinin 22/12/2015 tarih, 2014/301 E. 2015/382 K.sayılı yargılamasında, şikayetçi Servet Şirvanoğlu vekilinin savunmasında söz konusu icra takip dosyasından şikayetçinin maaşına haciz konulduğunu beyan ettiği dolayısıyla şikayetçinin İİK 89/1 haciz ihbarnamesinden en geç maaş kesintisinin icra dosyasına gönderildiği 18/03/2013 tarihinde haberdar olduğu ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 25.12.2015 tarihinde haciz ihbarnamelerine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde; mahkemece, haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken öğrenme tarihinin şikayetçinin beyan ettiği tarih dikkate alınarak tespiti sonucu eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Tahliye emrine ilişkin 11.02.2015 tarihli tebliğ işlemi, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorularak tespit edilmemiştir. Bunun yanısıra haber verilen ... 'nın imzası alınmadığı gibi imzadan imtina durumu da saptanmamıştır. Bu hali ile tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüzdür. Öte yandan şikayetçi borçlu başvurusunda, tahliye emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş olmasına rağmen, adı geçenin İİK.nun 135/2.maddesine yönelik esasla ilgili bir iddiası bulunmadığı tesbit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle tahliye emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmekte hukuki yararı yoktur....
O halde mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olduğuna karar verildikten sonra, bu durumda da şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen (7) günlük yasal sürede olduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedilerek işin esasının incelenmemiş olması doğru değildir. Öte yandan borçlu malik meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmazla ilgisi olmayan ...'ın şikayet hakkı bulunmadığına göre ... yönünden şikayetin bu sebeple reddedilmemiş olması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, açıklanan ilkeler doğrultusunda şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle istemin reddi yönünde hüküm tesisis isabetsizdir....