Somut olayda; ödeme emrinin davacı borçlulara 11/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların ise icra mahkemesine yasal 5 günlük süreyi geçirdikten sonra 18/08/2020 tarihinde başvurdukları, davacılar vekilinin 27/11/2020 tarihli beyan dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin Mahkemenin 2020/640 esas sayılı dava dosyasında görüldüğünü beyan ettiği dikkate alındığında, mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti dosyasının sonucu bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre işbu davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; yapılan tebligatın geçerli ve usulüne uygun olduğunu, takibin de kesinleştiğini, davacı tarafın, takipten daha öncesinde haberdar olduğuna dair kendi imzasını içeren bir çok evrakın mevcut olduğunu, 103 davetiyesinin de davacının bizzat kendi imzasına tebliğ edildiğini, itirazının bulunmadığını, ihtilafta Mudanya İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, yetkiye, imzaya , borca ve fer'ilere itiraza ilişkindir....
Davacı şikayet konusu takipte ödeme emrinin usulüne aykırı olarak tebliğ edildiğini beyan etmiş ise de; itiraz ve şikayetlerini süresinde kullandığından usulsüz tebligat şikayetinde hukuki yararı bulunmadığı değerlendirilerek bu şikayeti yerinde görülmemiştir. Davacı takip dayanağı çekte lehdar olduğunu ve çek tazminatı ve ferilerinden sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz etmiş olup; Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamasına göre; Çek tazminatından muhatap banka nezdinde çekin karşılığını bulundurmayan keşideci sorumludur. Bu sebeple Lehdarın çek tazminatından sorumluluğu yoluna gidilemez. Asıl alacaktan sorumlu olmayan Lehdarın çek tazminatına bağlı olarak hesaplanacak takip ferilerinde de sorumlu olmaması eşyanın tabiatındandır. Ancak davacı çek komisyonuna da itiraz etmiş olup Çek komisyonundan keşideci, lehdar ve ciranta da sorumludur Tüm bu sebeplerle davanın kısmen kabul kısmen reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline icra dosyasında gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takipten 20/09/2019 tarihinde haberdar olduklarını, müvekkilinin icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kaldığını, posta memurunun haber verildiği iddia edilen kişinin ismini tebligat parçasına yazmadığını, imzasının alınmadığını, borca ve yetkiye itiraz ettiklerini söyleyerek ödeme emri tebliğ tarihinin 20/09/2019 olarak düzeltilmesini, yetkiye ve borca yönelik itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edileceğini, ayrıca dava açmadan önce takibe konu borcun ödendiğini, dosyanın kapatıldığını, bu nedenle itirazın kaldırılması davası açılmayacağından verilen kararın davacı lehine yarar sağlamayacağını söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin takipten 01/10/2019 tarihinde haberdar olduğunu, 02/10/2019 tarihinde de takip dosyasına borca itiraz dilekçesi verildiğini belirttiği, takip dosyasının incelenmesinde de, davacı borçlu vekili tarafından imzalı 02/10/2019 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının 02/10/2019 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 02/12/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bildirilen hususlar ile gerekçelerin hiç değerlendirilmediğini, bila tebliğ dönen tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ sürecine tabi tutulmadığı ve yine TK'nın 35. Maddesi kapsamında yapılan tebliğin kanuna uygun yapılmadığı hususunun gözden kaçırıldığını, müvekkili şirketin tebliğ tarihi itibarı ile tebliğ yapılan adreste faaliyette bulunduğuna ilişkin kiraya veren şirketlerden ve site yönetiminden alınan yazıların dava dosyasına sunulduğunu, ana bina girişinde güvenlik biriminin olduğunu, gelen posta ve kargoların güvenlik birimi tarafından karşılandığını beyanla, dava dilekçekindeki beyan ve iddialarını tekrar ederek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayeti ile yetkiye ve borca itiraza ilişkindir....
Muhatabın adresinin kapalı olduğu ve çarşıda olduğu belirtilerek tebligatın muhtara teslim edildiği ve muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırmak suretiyle TK'nun 21/1 maddesine göre tebliğ edildiği somut olayda; postacı tarafından komşu temini yoluna gidilmediği, muhtarın aynı zamanda komşu olarak kabul edildiği anlaşılmış ise de; haber verecek bir komşuya ulaşılmaması ve komşu temin edilmemesinin olağan bir durummuş gibi yapılan tebligat usulüne uygun kabul edilemeyeceğinden şikayetin kabulüne yönünde karar vermek gerekmiştir. Davacı taraf yetkiye ve borca da itiraz etmiş ise de; ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itirazların süresi içerisinde icra müdürlüğüne sunulması gerektiğinden; davacının diğer itirazları hususunda ise karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, takibin iptali talebinin reddine, davalının tazminat isteminin reddine dair karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Somut olayda, başvuru usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetkiye ve borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez....
İcra Müdürlüğünün 2020/3144 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde müvekkillerinin menkul ve gayrimenkullerine haciz konulduğunu, müvekkili T1 sabit ikametgah sahibi olmasına rağmen, tebligatın muhtara yapıldığını, müvekkilinin icra takibini öğrenir öğrenmez yasal süresinde borca itiraz ettiğini, T.K'nın 21. maddesına göre yapılan tebligattan sonra müvekkiline ayrıca 7 günlük itiraz süresi verilmesi gerektiğini, müvekkili T2 de sabit ikametgah sahibi olmasına rağmen, yakınına tebligat yapıldığını, müvekkilinin bekar ve yalnız yaşadığını, müvekkilinin yakınına yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkilinin icra takibini öğrenir öğrenmez borca itiraz ettiğini, icra müdürlüğünün borca itirazın reddine karar verdiğini belirterek, 19/10/2020 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını veya düzeltilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak, imzaya ve borca itirazlarının yanı sıra müvekkiline, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve buna bağlı olarak icra işlemlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti hakkında bir hüküm kurmadan, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olmadığı, ancak öğrenme tarihine göre, itirazların 5 günlük süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin...