Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut olmadığından, davacının birden fazla taşınmazının bulunması meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olmaz. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davanın yetkili mahkemede açıldığı ve süresinde olduğu, davacının birden fazla taşınmazının bulunmasının ya da aile fertlerinin adına kayıtlı taşınmaz bulunmasının meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen üçüncü kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. (Yargıtay 12. H.D. 19/04/2018 tarih, 2016/29600 Esas ve 2018/3351 Kararı) tapu kaydında takip ve dava konusu taşınmazın, dava dışı borçlu Hasan BİNGÖL adına kayıtlı olduğu ve yine davacı T5 ün takip borçlusu dahi olmadığı, kaldı ki dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydında, taşınmaz üzerinde davacı lehine aile konutu şerhi de bulunmadığı anlaşıldığından, davacının meskeniyet şikayetinin ve tüm taleplerinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair kararın doğru olduğu, borçlunun eşinin, aile konutu şerhi olması halinde dahi meskeniyet şikayetini yapamayacağı bu şikayetin İİK'nun 82. Maddesi gereğince borçlu için öngörülmüş bir hak olduğu nedenle kararın doğru istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kuruldu....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Kaldı ki; İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. mahkemece, bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı ve borçluya örnek 7 nolu ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, meskeniyet şikayeti ile birlikte 103 davetiyesinin kendisine tebliğ olunmadığını, tebligatı eşinin aldığını ancak kendisine vermediğini iddia etmiş ancak mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir....
nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edildiği, anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa dahi 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesinin mümkün olmadığı, icra takibi borçlusunun T3 olduğu, anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takip borçlusu sıfatı taşımayan, 3. kişilerin haczin kaldırılmasını istemesinin mümkün olmadığı, davacı Ali Özel'in takipte borçlu sıfatı olmayıp dolayısıyla da meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir....
Bu nedenle, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/541 Esas sayılı dosyasında verilen "tasarrufun İptali" kararı uyarınca düzenlenilen 15/06/2022 tarihli örnek 4- 5 icra emri ile T1 borçlu olarak icra dosyasına eklendiği, icra emrinde toplam alacağın 187.954,33 TL olduğu, T1 hissedarı olduğu şikayete konu taşınmazlar üzerine haciz şerhi işlendiği, şikayetçi borçluya taşınmazların haczine ilişkin iki ayrı 103 davetiyesi gönderildiği, bu davetiyelerden birinin 05/08/2022 tarihinde, diğerinin ise 29/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davetiyelerin içeriğinde ve tebliğ mazbatası üzerinde taşınmaz bilgilerine ilişkin açıklama bulunmadığı, hangi davetiyenin meskeniyet şikayetine ilişkin taşınmaz için gönderildiğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde tespitinin mümkün olmadığı, bu nedenle hak kaybına neden olmamak bakımından ikinci olarak tebliğ edilen 103 davetiyesi tebliğ tarihi dikkate alınmak suretiyle, 05/09/2022 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğunu kabulü gerektiği, davacı şikayetçinin takip dosyasına...
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece verilen kararda meskeniyet iddiası ile ilgili hiç bir değerlendirme yapılmadan gerekçesiz olarak davanın reddine karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesi, kamu düzeni amacıyla konulmuş emredici hükümlerden olup, yargılamanın her safhasında resen gözetilmesi gereken bir usul kuralıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Meskeniyet şikayeti kamu düzeni ile ilgili bulunmadığından, haczin öğrenilmesinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde yapılması gerekir. Somut olayda, borçluya kıymet takdiri raporunun 28.5.2010 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, şikayetin ise, 15.7.2011 tarihinde yasal yedi günlük şikayet süresi geçirilerek yapıldığı görülmekle, bu nedenle borçlu yönünden meskeniyet şikayetinin süre aşımından reddi gerekirken esası incelenerek yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Buna göre, icra takip dosyasında borçlunun vekille temsil edildiği, borçlu vekiline İİK 103 davetiyesinin 15/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 11/09/2020 tarihinde meskeniyet iddiası ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. İcra dosyasında vekili bulunan davacı borçlu asile yapılan tebligat hak düşürücü sürenin başlangıcında esas alınamaz. Bu durumda, 15/09/2020 tarihinde borçlu vekiline tebliğ edilen İİK 103 davetiyesi tebliğ tarihine göre şikayetin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır....