Alacaklı tarafından başlatılan haciz ve tahliye istemli icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ile borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle şikayetin bu yönden kabulüne karar verildiği, davalı alacaklı tarafından ilk derece mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmektedir....
Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından davanın süresinde açılmadığını, davacının takibe konu çekte tahrifat bulunduğu ve bu nedenle çekin kambiyo vasfını yitirdiği itirazının yerinde olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ve kötü niyet tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından, davanın süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Gümüşhane İcra Müdürlüğünün 2020/333 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine başlandığını, söz konusu takip uyarınca gönderilen ödeme emrinin usulsüz şekilde tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin ödeme emrinden 17.08.2020 tarihinde haberdar olduğunu, öte yandan müvekkilinin davalı alacaklıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17.08.2020 olarak düzeltilmesine, müvekkilinin borca ve fer'ilerine yönelik itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili davaya cevap vermemiş, duruşmalardaki beyanında davanın reddini istemiştir....
Sındırgı Şubesi'nin gösterildiğini, söz konusu tebligatın müvekkili bankada yetkili yöneticiye tebliğ edilmediğini, müvekkili şube yetkili yöneticisinin Emel Çanga olduğunu, ancak tebligatın usulsüz olarak yönetici olmayan personele tebliğ edildiğini, Sındırgı Şubesi tarafından müvekkili şubeye söz konusu tebligatın kendileri ile ilgili olmadığı hususunda 11.11.2021 tarihinde bildirim yapıldığını ve iade edildiğini, müvekkili şube yetkili yöneticisi 11.11.2021 tarihinde yapılan tebliğ ve içeriğinin incelendiğini ve tebligata vakıf olduğunu, yapılan tebligatın müvekkili bankanın KEP/elektronik posta adresine yapılması gerekmekte iken manuel olarak elden müvekkili şubeye tebliğ yapılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, öğrenme tarihi olan 11.11.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazlarının süresi içerisinde yapıldığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ VE TAKİBE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine kambiyo senedine istinaden icra takibi başlatıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, senette bildirilen adrese tebliğ yapılmadan başka bir adrese tebliğ çıkarıldığını, tebliğ tarihinde müvekkilinin İstanbul'da daimi olarak çalıştığını, tebliğ edilen adreste bulunmadığını, muhtarlığa yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, 12/02/2020 tarihinde icra dosyasında fotokopi almak istemesi sebebi ile takipten haberdar olduğunu, takip konusu senette düzenleme tarihinin bulunmadığını, düzenleme tarihi bulunmasının zorunlu olduğunu, eksik olması sebebiyle kambiyo senedi vasfının taşımadığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile ıttıla tarihinin 12/02/2020 tarihi olarak belirlenmesine, senette düzenleme tarihi bulunmadığından takibin iptaline ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 22/05/2017 tanzim tarihli senet bakımından 1 yıllık ibraz süresinin dolması nedeniyle alacaklının, avalist konumunda bulunan müvekkiline müracaat hakkının sona erdiğini, mahkemece aval veren konumunda olan davacının haklarının gözardı edildiğini ve müvekkilinin senet borçlusu gibi kabul edildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169/a maddeleri uyarınca borca itiraz isteğidir....
Haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini, müvekkilinin kapısına haber kağıdı yapıştırılmadığını, tebligatın kime yapıldığının belli olmadığını, Tebligat Kanunu Madde 21/ 1 ve 21/ 2 çerçevesinde de açıkça usulsüz bir tebligat olduğunu, 89/2'ye ilişkin tebligatın 11.11.2019 tarihinde aynı konutta ikamet eden demek suretiyle isim belirtmeden tebliğ edildiğini, tebligatın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı T3 tanımadığını ve alacaklıya borcu da bulunmadığını, müvekkili T1'nin kimlik bilgileri ve numarası usulsüz bir şekilde ele geçirilerek kendisine haciz ihbarnamesi yollandığını, borçlu gösterilmek suretiyle araçlarına ve banka hesaplarına haciz işlemi yapıldığını, tebliğ memuru tarafından gerekli araştırma yapılmadan söz konusu tebligatın muhatabın adresinde ismi belirtilmeyen bir şahsa bırakıldığını ve komşusuna haber verilmek suretiyle denilerek usulsüz bir şekilde haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligat nedeniyle İİK Madde 89/1 ve 89/2 haciz...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/615 KARAR NO : 2022/2759 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇAN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2021 NUMARASI : 2021/42 ESAS 2021/62 KARAR DAVA KONUSU : Borca ve Fer'ilere İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazdan söz edebilmek için öncelikle usulüne uygun ödeme emri tebliği gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun talebini usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirmesi, hukuki tavsifin hakime ait olması kuralına uygun ve isabetli olduğu ancak; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun başvurusunda usulsüz tebligattan 08/06/2018 tarihinde haberdar olduğu ve buna göre süresinde mahkemeye başvurmadığından şikayetin süreden redddine karar verilmişse de; borçlunun dava dilekçesindeki "....ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz. Borçlu bu ifade ile gecikmiş itirazın nedenlerini izah etmeye çalışmaktadır....
Dava dilekçesinde davacının takipten 14/12/2020 tarihinde haberdar olduğu belirtilmiş ve 15/12/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz edilmesi karşısında, davacının icra takibini öğrendiğini bildirdiği tarihe göre, 11/03/2021 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmaması karşısında, takip kesinleşmiş olmakla, icra müdürlüğünün 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının icra memur işlemlerine yönelik şikayeti de yerinde görülmemiştir....