İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, usulsüzlüğün tespitine, ödeme emrinin tebliği tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olan 07.08.2020 olarak düzeltilmesine ve icra dosyasına yapmış oldukları borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini, tebligatın usulüne uygun olduğunun tespiti halinde ise, borçlu Tebligat tarihinde İstanbul il sınırları dışında olduğundan ve İstanbul'a 05.08.2020 tarihinde dönmüş olduğundan kusuru olmaksızın müddeti içinde itiraz edemediğinden gecikmiş itirazlarının kabulüne ve icra dosyasına yapmış oldukları borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olup, borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, tebliğ tarihinde ve halen annesinin rahatsızlığı sebebiyle Nevşehir ilinde olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda, borçlu kendisine gönderilen 103 davetiyesine ilişkin tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüş olmayıp, talebi gecikmiş itiraz niteliğindedir. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olduğundan, mahkemece, borçlunun 103 davetiyesi tebliğ usulsüzlüğü şikayeti bulunmaması ve tebliğin usule uygun olması nazara alınarak, meskeniyet şikayetinin süresinde olup olmadığının İİK'nun 65. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekir iken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; davalı-alacaklının davacı-borçlu hakkında 47.750,00 TL alacağa ilişkin olarak ilamsız takip yaptığı, çıkarılan örnek 7 nolu ödeme emrinin davacıya 03/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile 08/10/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verilmiş, davalı taraf şikayetin gecikmiş itiraza yönelik olduğunu, davacının usulsüz tebliğ şikayetinin olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir. İİK'nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965- 538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak, borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilâmsız takipte, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ve kefalet akdinin geçersiz olduğuna ilişkin şikayetleri ile birlikte borca ve fer'ilerine itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin 26/11/2014 tarih ve 2014/269 Esas 2014/374 Karar sayılı ilk kararı ile; davacının davasının süre yönünden reddine karar verildiği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi ve Dairemizin 12/05/2015 tarih ve 2015/3185 Esas 2015/13456 Karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine, mahkemece bozma ilâmına uyularak...
İlk derece mahkemesi kararında özetle; 2004 sayılı İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde; borçlunun icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Öte yandan; İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların da 7 gün içerisinde yapılması zorunludur.( Yargıtay 12 HD nin 02/03/2015 tarih ve 2014/27406E ve 2015/4293 K sayılı emsal kararı gereğince de ) İşbu davada da borca ve ferilerine itiraz ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayetin icra emrinin 11/07/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, itiraz ve şikayetin ise 7 günlük itiraz ve şikayet süresinden sonra 01/08/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla itirazının ve şikayetinin süre nedeniyle reddine dair karar vermek gerekmiştir....
, borca itiraz dilekçesinin tebliğ tarihinin 12.08.2020 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....
Maddesi gereğince tebliğ edildiği iddiasının doğru olmadığını, tebliğin usulüne uygun olduğunu, kaldı ki takip dosyasından davacı borçluya gönderilen 103 davetiyesinin 26/11/2019 tarihinde tebliğ edildiğini beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre yönünden reddine, borca itiraz konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan icra takibinde usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya, borca itiraz ve tazminat istemine yöneliktir. İ.İ.K.’nun 168/5.maddesi hükmü gereği borçlunun borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde İcra Mahkemesine bildirmesi gerekir. Buna göre, ödeme emrinin davacılara icra dosyasındaki tebliğ mazbatasına göre 17/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve 22/06/2021 tarihinde açılan davanın her iki davacı açısından süresinde olduğu açıktır. O halde, mahkemece, davacı T1 Tic. Ltd. yönünden de işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; itirazın yasal süre içerisinde yapılmadığından bahisle reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Somut olayda, takip dosyasından borçlulara gönderilen ödeme emrinin 25/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 26/10/2020 tarihinde olduğu, başvuranın dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı, dolayısıyla yetkili icra dairesince çıkarılan ödeme emrinin kesinleştiği ve tebliğ tarihine göre yapılan imza itirazının süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti de bulunmadığına göre istemin süreaşımı nedeni ile reddi kararı usul ve yasaya uygun olup, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 1....
Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, aynı takip dosyasında davacı borçlular adına Av. T5 imzalı 10/06/2019 havale tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, dolayısıyla davacı borçlular T1 T4 ve T3'in en geç 10/06/2019 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 17/09/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin adı geçenler yönünden süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....