Somut olayda; davalı alacaklının, davacı borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davacıya 10.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 16.07.2020 tarihinde 5 günlük yasal süre içerisinde açtığı davada imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiği, mahkemece, el yazısı, imza ve sahtecilik hususlarında adli belge inceleme uzmanı olan bilirkişi Mithat Elbasdı'da rapor alındığı, bilirkişi raporunun olaya, usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle mahkemece bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, ayrıca yapılan imza incelemesi sonucunda imzanın kendisine ait olmadığı açıkça tespit edilen davacının çekin kaybolmasına ilişkin olarak ceza soruşturması başlatmamasının sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından, mahkemenin davacının imzaya itirazının kabulüne ilişkin kararı usul ve yasaya uygundur....
, bu belgelerin UYAP sisteminde 16/01/2020 tarihine kadar görünmediğini, bu durumda İİK'nın 65. maddesine göre maninin kalktığı tarihin 13/01/2020 olduğunu bildirerek usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin tebliğ tarihinin 13/01/2020 olarak düzeltilmesine, aksi kanaat halinde gecikmiş itirazlarının kabulü ile borca ve yetkiye itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir....
Maddesine göre tebligat yapılmasının yok hükmünde olduğunu, müvekkili şirketin borcunun olmadığını, bu nedenle olmayan borçtan dolayı faiz hesaplamasını da kabul etmediklerini, takip öncesi ve sonrası faize itiraz ettiklerini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulü ile davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava , İİK nun 168/1- 5. ve 169/a maddeleri kapsamında kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraza, İİK'nın 170. Maddesi gereğince imzaya itiraza ve İİK nun 16. Maddesi kapsamında şikayete ilişkindir. İzmir 9....
İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde;usul ekonomisi ilkesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürdüğü imzaya ve borca itirazın esasının incelenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; HMK’nin 20. maddesindeki usul işlemlerinin yerine getirilip icra dosyasının ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesi, ... icra müdürlüğü tarafından borçlunun vekiline ödeme emri tebliğ edilmesi halinde borçlu veya vekili tarafından İİK’nın 168. maddesi uyarınca ... İcra Mahkemesi nezdinde imzaya ve borca itiraz edilebilecğinden ... İcra Mahkemesi tarafından icra dairesinin yetkisizliğine karar verildikten sonra, imzaya ve borca itirazın incelenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlanıldığı, borçlunun yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece ödeme emrinin henüz borçluya tebliğ edilmediğinden itiraz hakkının doğmadığı belirtilerek itarazın reddedildiği anlaşılmıştır.İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği borçlunun borcu olmadığı yönündeki itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....
Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu 17.05.2021 tarihli ek kararla ve kararın kesin olduğundan bahisle reddedilmiş, davalı vekilince ek karar ve asıl karara yönelik süresinde yeniden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Sayılı dosyasında çeke dayalı olarak aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, yasal süresi içerisinde yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiklerini, yetkili icra dairesinin İskenderun İcra Dairesi olduğunu, takibe konu çekteki imzanın da davacıya ait olmadığını, davacının takip alacaklısına herhangi bir borcunun olmadığını belirterek, öncelikle yetki itirazının kabulüne, yetki itirazının reddi halinde ise takibe konu çekteki imzanın davacıya ait olmaması sebebiyle takibin iptaline, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın 18/03/2021 tarihinde yapmış olduğu yetkiye, borca ve imzaya itirazın reddine, itiraz edilen tutarın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ilgili verilen kararın doğru olduğunu, ancak itirazlarının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira tebligatın usulsüz olması nedeniyle takibin kesinleştirilmesi ve müteakip işlemlerinin yapılmasının hukuken bir anlam ifade etmediğini, bu durumda takip tarihi olan 2012 yılından sonra 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun açık olduğunu, zamanaşımı itirazının kabulü yerine reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, yine borca itiraz yönünden takibe konu senedin kredinin teminatı olarak verildiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan bir diğer takip dosyasında kredi borcunun tahsil edildiğini, bu dosyada tahsil edilen miktarın dava konusu kambiyo takibindeki borçtan mahsup edilmemesinin ve hatta kambiyo takibinin kapatılmamasının usulsüz olduğunu, mahkemece borca itirazların değerlendirilmediğini, ayrıca usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiği halde mahkemece...
İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2007/1517 Esas sayı ile borca ve imzaya itiraz davasının devam ettiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı (alacaklı) vekili, haczin ödeme emrinin tebliğ edildiği yerde yapıldığını, usulsüz tebligat ve borca itirazla ilgili açılan davanın reddedildiğini, üçüncü kişi şirket ortakları ile borçlu arasında yakın akrabalık bağı bulunduğunu, sunulan belgelerin her zaman temini mümkün nitelik taşıdığını ve istihkak iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2020/541 ESAS - 2020/814 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 26.İcra Müdürlüğü'nün 2020/4652 Esas sayılı dosyasındaki takipten haricen haberdar olduklarını, müvekkilinin takibe konu senede imza atmadığını, borca, imzaya ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini, yetkili icra müdürlükleri ve mahkemelerinin İzmir olduğunu belirterek, yetkiye, imzaya, borca itirazlarının kabulüne ve %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....