Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

mevcut ipoteklerin borçlu tarafından haczedilemezlik şikayeti ileri sürülmesinin önünde engel oluşturduğundan, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile; ... 12....

    Sayılı dosyasında alacaklı olduğundan ve ipotek zorunlu ipoteklerden olmadığından şikayet tarihi itibarıyla meskeniyet şikayeti yönünden alacaklı haklıdır. Bu nedenlerle meskeniyet şikayetinin konusuz kalması sebebiyle HMK.nun 355/1, 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ şikayeti kesinleştiğinden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Mersin 7. İcra Müdürlüğünün 2017/8348 E. Sayılı icra takibindeki davacı borçluya gönderilen 103 davetiyesi tebliği işleminin iptaline, şikayete konu takipten vazgeçildiğinden meskeniyet şikayeti konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ilk derece yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılmasına, her iki taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: yukarıda açıklanan gerekçelerle, 1- Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/43 E. 2021/309 K....

    Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza ilişkindir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, 20/11/2014 tarihinde borçluya TK’nın 21/2 maddesi gereği ödeme emri tebliğ edildiği, 28/01/2015 tarihinde borçluya bizzat 103 davetiyesi tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 27/06/2019 tarihinde borçluya ödeme emri tebliğ edilmesini talep ettiği ve 04/07/2019 tarihinde bizzat şerhi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nın 168/5.maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takiplerinde borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Bu süreler hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 170/a maddesi uyarınca takibin iptali şikayetidir. Dairemizin 2018/2556 Esas, 2019/1317 Karar sayılı kaldırma kararı doğrultusunda ilk derece mahkemesince ödeme emri tebligatındaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 31/01/2020 tarihli Nedim Uçar imzalı raporda "imzanın T1 eli ürünü olmadığı" belirtilmiş, bu rapor esas alınarak ödeme emri tebligatı usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne, kambiyo şikayetinin de süresinde olduğu kabul edilerek, şikayetin esası incelenerek takibin iptaline karar verilmiştir....

    İcra dosyasının incelenmesinden borçlu asile 26/02/2015 tarihinde tebliğ edilen 103 davet kağıdına karşı borçlunun şikayeti üzerine .... İcra Hukuk Mahkemesi' nin 04/03/2015 tarih, 2015/ 215 E. 252 K. sayılı kararı ile borçlunun vekili olduğundan asile yapılan tebligatın geçersiz olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği, mahkemenin bu iptal kararı sonrasında 103 davet kağıdının borçlunun vekiline 30/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre 31/03/2015 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmıştır....

      Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından davanın süresinde açılmadığını, davacının takibe konu çekte tahrifat bulunduğu ve bu nedenle çekin kambiyo vasfını yitirdiği itirazının yerinde olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ve kötü niyet tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından, davanın süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....

      ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılarak Muhatabın öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrinin iptali ve takibe konu senetlerin teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptali istemiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne, kısmen reddine, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin 17.10.2016 olarak düzeltilmesine, diğer itirazların hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

          Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez (Yargıtay 12.HD'nin 16/06/2020 tarihli, 2019/8587 Esas, 2020/4815 Karar sayılı içtihadı) Somut olayda, davacı borçluya 7 örnek ödeme emri 21/06/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmüştür. Davacı vekili her ne kadar takipten 10/09/2019 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 12/09/2019 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, davacı taraf 07/08/2019 tarihinde bizzat tebliğ edilen kıymet takdiri üzerine takipten haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 12/09/2019 tarihinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....

          Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; borçlunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği şikayeti yerinde bir gerekçe ile kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde yer alan ve yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca borçlunun tebliğden muttali olduğu tarihin tespit edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ödeme emrinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu