Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi tarafından ; davacının yetki itirazının kabulü ile takibinin durdurulmasına, talep halinde takip dosyasının yetkili Konya İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş, davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 15/02/2022 tarih 2021/384 Esas 2022/272 Karar sayılı ilamı ile; “……davacı borçlular vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, murise gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin iddia edildiği, yanısıra takibe konu borca, dayanak sözleşmedeki murisin imzasına ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve yapılan haciz işlemlerinin usulsüz olduğu belirtilerek hacizlerin kaldırılması talebinde de bulunulduğu, ancak mahkemece yetki itirazı dışında ileri sürülen iddialarla ilgili değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı…….” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş mahkemece yeniden esasa kaydı yapılmıştır....

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile hacizlerin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali şikayeti sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçlu yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin 17.10.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....

    kesinleşmediğinden hacizlerin de usulsüz olduğunu, aynı zamanda asıl alacağın, fer’ilerini ve takip giderlerini çok büyük ölçüde aşan haciz uygulandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, imzaya ve borca itiraz talebinin kabulüne, takibin durdurulmasına, usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri kesinleşmediği için hacizlerin iptaline, bilahare borcu çok aşan aşkın hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

    Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçlunun yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7181 E. - 13092 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....

      maddesine göre yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu, gecikmiş itirazdan söz edebilmek için öncelikle usulüne uygun ödeme emri tebliği gerektiği, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin borçlunun talebini usulsüz tebliğ şikayeti olarak değerlendirmesi, hukuki tavsifin hakime ait olması kuralına uygun ve isabetli olduğu ancak; Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun başvurusunda usulsüz tebligattan 08/06/2018 tarihinde haberdar olduğu ve buna göre süresinde mahkemeye başvurmadığından şikayetin süreden redddine karar verilmişse de; borçlunun dava dilekçesindeki "....ödeme emri tebliği 08/06/2018 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edilmiştir. Ancak itirazın son günü olan 18/06/2018 tarihine kadar icra dairesine gelip itirazda bulunamadığı...." sebebiyle "Büyükorhan ilçesinde bulunamadım." şeklindeki beyandan usulsüz tebliğden haberdar olduğu sonucuna varılamaz. Borçlu bu ifade ile gecikmiş itirazın nedenlerini izah etmeye çalışmaktadır....

        İlk derece mahkemesince; Davanın usulsüz tebligat bakımından kabulüne, Bursa 1. İcra Müd.'nün 2020/1920 esas sayılı dosyasında davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğunun ve davacının ödeme emrine 10/07/2020 tarihinde muttali olduğunun tespitine, Davanın yetki itirazı bakımından kabulüne, İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun tespitine dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

        İcra Müdürlüğünce tebligat çıkarıldığını, tebliğ evrakının üzerinde adresin mernis adresi olduğunun açıkça yazılı bulunduğunu, bu tebligatın borçluya adresinde yapılamaması ve adresin mernis adresi olması karşısında tebliğ memurunca tebligat 7201 sayılı TK 21/2 maddesinin verdiği açık yetkiye istinaden mahalle muhtarına tebliğ edilmiş olduğunu, ödeme emrinin davacıya geçerli ve usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, yetki ve borca yönelik İcra Mahkemesinde herhangi bir dava ikame edilmediğini, icra dairesinin yetkisi, kamu düzenine ilişkin olmadığını, bu sebeple icra dairesinin yetkisiz olduğunun kendiliğinden gözetilemeyeceğini, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğunu kendisine gönderilen ödeme emri üzerine itiraz yolu ile ileri sürmesi gerektiğini, süresi içinde yetki itirazı ileri sürülmezse, icra dairesi tüm takip için yetkili hale geleceğini, zamanaşımı itirazının yersiz olup süresinde ileri sürülmediğini söyleyerek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir...

        Maddesinden kaynaklanan usulsüz tebliğ şikayeti ile İİK 62. Maddesi gereğince mükerrer takip iddiası ile borca itiraza ilişkindir. Menemen İcra Müdürlüğünün 2019/343 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde takip alacaklısı vekilince davacı borçlular aleyhine 19.593,61 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız takip yapıldığı, davacılara Eğitim Mah., Kasrı Ali Caddesi, No:1D Kadıköy/İstanbul adresine gönderilen ödeme emirlerinin bila tebliğ iade edildiği, merniste kayıtlı oldukları adresin bu adres bulunduğu tespit edilerek "mernis adresidir. 7201 Sayılı TK'nın 21/2. Maddesi gereğince tebliği rica olunur" şerhi ile gönderilen ödeme emirlerinin ilgili muhtarlığa tebliğ yapılıp 2 nolu haber kağıdı adresin yapısına yapıştırılmak suretiyle 12/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır....

        Bu yetki kuralı kesin olmadığından, HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir....

          İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/11/2021 tarih 2021/1100 E. - 2021/1337 K. sayılı sayılı kararında usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraza yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE, Davacı borçlunun Ankara 12....

          UYAP Entegrasyonu