tebligatı ile süreçten haberdar olan müvekkilinin iş bu davayı açtığını, usulsüz tebliğ sebebi ile takip kesinleşmediğinden hacizlerin de usulsüz olduğunu, ayrıca taşkın hacizler uygulandığını, imza itirazı sonucunda alınan bilirkişi raporunun yeterli inceleme yapılmadan somut gerçekliğe aykırı olarak hazırlandığını, bilirkişi incelemesinde sadece imza incelemesi yapıldığını, senet üzerindeki yazıların, rakamların incelemesinin yapılmadığını, davalı tarafın böyle bir borcun varlığını iddia etmesi durumunda dava konusu bonoyu hangi borca ilişkin olarak aldığını delilleri ile birlikte mahkemeye sunması gerektiğini, davalının, dosyaya cevap dilekçesi dahi sunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına, imzaya, borca itirazları nedeni ile takibin durdurulmasına, öncelikle usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri kesinleşmediğinden hacizlerin iptaline, aşkın hacizlerin kaldırılmasına, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 09.06.2015 tarih, 2015/11976 E-16082 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından keşideci borçlunun ölümü üzerine mirasçıları aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlu mirasçıların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini belirterek İcra Mahkemesine başvurularında usulsüz tebligat şikayeti ile beraber imzaya da itiraz ettikleri anlaşılmaktadır....
Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, borçluya örnek 12 ödeme emri, 23/02/2015 tarihinde, “muhatap o anda evde olmaması sebebi ile muhatap yerine muhatap ile birlikte aynı konutta ve sürekli oturduğunu beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş .... kardeşi Tuba Kalkan'a tebliğ edilmiştir” şerhi ile tebliğ edilmiş olmakla, tebliğ işlemi şeklen Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine uygun olarak yapılmış ise de, tebligatın Hancıoğlu Cad....
ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi ve ödeme emri tebligatını öğrenme tarihinin tespiti gerekir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılarak Muhatabın öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekir....
Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte usulsüz tebligat şikayeti, imza, borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2020/8179 Esas sayılı dosyasında davacıya yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, öğrenme tarihi olan 10.12.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, davacının imzaya itirazının, tahrifata ilişkin itirazının ve borca itirazının reddine, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğinden ... 3. İcra Dairesinin 2020/8179 Esas sayılı dosyasında asıl alacağın %20 oranında inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı borçlunun asıl alacağın %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın davacı/borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Dairemizin kaldırma kararı uyarınca mahkemece usulsüz tebligat şikayeti incelenerek diğer şikayet sebepleri incelenmeksizin usulsüz tebligat şikayeti ile yetkisizlik itirazının kabulüne karar verildiği görülmüştür. Davalı alacaklı vekili tarafından dosya borcunun kapandığı, davanın konusuz kaldığı iddia etmiş ise de dava tarihinden önce borcun tamamen tahsil edilmediği, geçerli bir takibin bulunduğu, dava tarihinden sonra yapılan ödeme nedeniyle davacı borçlunun şikayetinden açıkça feragat etmediği anlaşılmıştır. Çek için takip alacaklısı tarafından, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK 6 maddesi), muhattap bankanın bulunduğu yer ile yine İİK'nın 50/1 maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde takip yapılabilir....
Hukuk Dairesi HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ve haczedilmezlik şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; usulsüz tebligat iddiası yönünden şikayetin kabulü ile, şikayetçi borçlu muris ...'e yapılan 26.11.2020 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, tebliğ tarihinin 23.12.2020 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, haczedilmezlik iddiası yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayet eden-borçlu mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; davacı borçlu tarafından kendisine tebliğ edilen Örnek 10 ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin iddia edildiği, mahkemece, davacının iddiaları doğrultusunda ödeme emrinin tebliğ tarihinin 29/11/2018 olarak kabulüne karar verildiği, bu hususa ilişkin istinaf başvurusu olmadığı, bu halde, tebliğ tarihine göre yasal 5 günlük süre içerisinde dava ve ıslah başlıklı dilekçesini icra mahkemesine sunduğu, her iki dilekçenin de İİK.'nun 168/1- 5.maddesinde belirlenen 5 günlük süre içinde verildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu vekilinin 03/02/2019 tarihinde mahkemeye sunduğu dilekçesi ise, takipte talep edilen işlemiş faiz ve faiz oranına itirazı ve kambiyo vasfına ilişkin şikayeti kapsamaktadır. Sözkonusu dilekçede davacı borçlu vekili açıkça dava dilekçelerini bu konuda ıslah ettiklerini bildirmiş ve ayrıca yine dava dilekçelerinde belirttikleri hususlar da nazara alınmak suretiyle davalarının kabulünü talep etmiştir....
DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini(isim ve imzadan imtina eden kişi belli değil) ileri sürerek öğrenme tarihinin 07.07.2021 olarak düzeltilmesini ve müvekkilinin yerleşim yerinin Ankara olduğunu, yetkisiz yerde takip başlatıldığından bahisle Çubuk İcra Müdürlüğü yönünden yetki itirazının kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet/itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre çıkartılan ödeme emri tebliğ evrakında bilgi alınan, haber bırakılan kişinin kim olduğu yazılı olmadığından tebligatın usulsüz olduğu, yetki itirazı bakımından itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu konudaki itirazın Mahkemece değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ......
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı borçlunun yasal süresinden sonra istinaf talebinde bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği, karara karşı alacaklının temyiz yoluna başvurduğu görülmüştür....