Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde davacı borçlu, imzaya itirazla birlikte ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti hakkında öncelikle karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayeti hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadan ve dolayısı ile imzaya itirazın süresinde olup olmadığı dahi değerlendirilmeden, imzaya itirazın esas hakkında karar verilmesi isabetsizdir. Somut olayda, davacı borçluya ödeme emrinin 02.10.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının icra mahkemesine 11.02.2020 tarihinde başvurarak usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya itirazda bulunduğu görülmüştür....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve takip dayanağı tahliye taahhütnamesindeki imzaya itiraza ilişkindir. Davacının tahliye taahhütnamesindeki imzaya ilişkin başvurusu itiraz niteliğinde olup, İİK'nın 274. maddesine göre itirazın, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine bildirilmesi gerekir. Borçlunun itirazı, icra dairesine yasal sürede itiraz edilmesi ve alacaklılar tarafından da itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece inceleneceğinden davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetçi borçlular vekili adına çıkartılan duruşma gününü bildirir tebligatın, “… tebliğ anında adresinde bulunmaması, çarşıda olması sebebiyle daimi işçisi ... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhiyle 07.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların istinaf dilekçesinde, anılan tebligatın, tebliğ yapılan kişinin vekilin çalışanı olmadığından bahisle usulsüz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde, borçlular tarafından sunulan yenileme dilekçesinde duruşma günü tebligatının usulsüz olduğuna yönelik bir iddia bulunmadığından süresi içerisinde yapılmayan usulsüz tebligat iddiasının istinaf aşamasında dinlenemeyeceği belirtilmiş ise de; İİK’nın 16. maddesinin, icra ve iflas dairelerinin işlemleri hakkında olduğu nazara alındığında, mahkemece yapılan tebligat işleminin usulsüz olduğuna yönelik iddia yönünden uygulama alanı olmadığının kabulü gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiğini, 30/10/2018 tarihinde icra dosyasından haberdar olunduğunu, müvekkilinin borcu bulunmadığını, müvekkilinin taşınmazı üzerindeki haczin haczedilmezlik kuralı gereği kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı davacı borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dava dilekçesinde takipten 30.10.2018 tarihinde haberdar olunduğunun belirtildiği, dava tarihinin 08.04.2019 olduğu dikkate alındığında, usulsüz tebligat şikayetinin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı, usulsüz tebligat şikayeti süresinde yapılmadığı için borca itirazın da süresinde olmadığı, haczedilmezlik şikayeti yönünden yapılan incelemede takip dosyasında davacı adına çıkartılan İİK 103....

    No:133/2 İç Kapı No:2 Merkez/Adıyaman olup, davacı borçlu ile aynı çatı altında ikamet etmediği anlaşılmakla davacı borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının usulsüz tebliğ edildiği, borçlunun daha önceden hakkındaki takibi öğrendiğine dair dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, 7201 sayılı yasanın 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı takipten haberdar olmuş ise muteber sayılacağı anlaşıldığından şikayetin kabulü ile icra dosyasından davacı borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğ tarihinin 11/02/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....

    YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davayı kabul etmediklerini, takip dosyasına yapılmış herhangi bir itirazın bulunmadığını, tebligatların usule uygun yapıldığını, yetkiye ve borca itirazı kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulü ile, Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2021/1430 Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi borçlular T1 ve T2 yapılan 26/02/2021 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi gereğince ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08/03/2021 tarihi olduğunun tespitine, yetkiye ve borca itirazlar yönünden takibin niteliği gereğince karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....

    DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Artvin İcra Müdürlüğünün 2022/71 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan ilamsız icra takibi uyarınca müvekkiline gönderilen ödeme emri tebligatının usule aykırı şekilde tebliğ edildiğini, müvekkilinin ödeme emrinden 02.02.2022 tarihinde haberdar olduğunu, öte yandan takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olmadığını, yetkili icra dairesinin Trabzon İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve icra takibinin itiraz uyarınca durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1497 KARAR NO : 2023/464 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/761 ESAS, 2022/214 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ ŞİKAYETİ - YETKİ İTİRAZI - KAMBİYO ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/761 Esas, 2022/214 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı hakkında İzmir 20....

    Tarafından borçlu T1 adına düzenlenmiş ticari araç şehirler arası görevlendirme belgesi görüldüğünü, şirketin tek başına imza yetkilisi olduğunu, davacının tacir olmadığını, bu nedenle de tacir dışında yapılan yetki anlaşmalarının geçersiz olduğunu iddia etmekte ve yetki itirazında bulunmakta ve ayrıca borca da itiraz ettiğini, takibin mesnedi kıymetli evrak bono olduğunu, davacının imzaya itirazı bulunmadığını, takibin tedbiren durdurulması kararına itiraz ettiklerini, Borçlu senet üzerindeki imzaya itirazı olmadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ itirazı takibin durdurulması kararına mesnet oluşturmayacağını, davanın reddine, müvekkilin alacağını tahsil imkanı vermeyecek şekilde alınan tedbiren durdurulması kararının kaldırılmasına, talebinin reddi halinde İİK hükümleri gereğince davacının teminat yatırmasına, yetki ve tüm itirazların reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir....

    Somut durumda davacı borçlu şirkete gönderilen ödeme emri "gösterilen adreste çalışanı Ayhan Yaman imzasına tebliğ edildi." şerhi ile 23/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, tebliğ esnasında şirket yetkilisinin adreste olup olmadığı veya o sırada tebligatı bizzat alamayacak durumda bulunup bulunmadığına ilişkin hiçbir araştırma yapılmadığı gibi, tebliğ yapılan kişinin tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse ya da evrak müdürü gibi bu kabil işlerle vazifelendirilmiş kişilerden olup olmadığı hususu da araştırılıp tebligat mazbatasına dercedilmemiştir. Anılan durum karşısında davacı şirkete satış ilanının Tebligat Kanunu 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesi usulünce tebliğinden sözedilemez. Bu durumda mahkemece davacı tarafın usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihinin davacı tarafın bildirdiği ve aksi ispat edilemeyen tarih olarak düzeltilmesine ve bu kabule göre süresinde olan yetki itirazının esastan incelenmesine karar verilmesi yerindedir....

    UYAP Entegrasyonu