Temyiz Sebepleri Müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, yetkisizlik kararının hatalı olduğunu zira müvekkili Ankara da ikamet ettiği için verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve kıymet takdirinin iptali talebinden dolayı yürütülen yargılama da yetkili yerin tespitine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 4. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Usulsüz tebligat şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takip borçlusu şirket vekili İcra Mahkemesine başvurusunda, örnek 6 icra emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek, tebligatın usulsüzlük nedeniyle iptalini talep etmiş; bu dosya ile birleştirilen şikayet dosyası ile de kıymet takdiri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ve kıymet takdirine itirazda bulunmuştur. Mahkemece şirketin daimi işçisi Raif Demir adına tebliğ edilen icra emri ve kıymet takdir tebligatlarının Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri gereğince usulsüz olduğu kabul edilerek kıymet takdir itirazı incelenmiş, bu husustaki itirazın reddine karar verilmiştir. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/11463 Esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun icra mahkemesine başvurarak ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte yetkiye, borca, faize, ferilerine itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı, yetkiye ve borca itirazın yasal süre içerisinde ileri sürülmediğinden davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; istinafa konu usulsüz tebligat şikayeti dışında, davacı borçluya aynı icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin bulunduğu, ilgili şikayetin Bakırköy 9. İcra Mahkemesi'nin 2019/691 Esas sayılı dosyasında incelenerek şikayetin reddine karar verildiği, kararın davacı borçlu tarafından istinaf edildiği, dosyanın istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesince, usulsüz tebliğ şikayeti ve kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisi, tebligatı çıkaran ve haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesince ise, İİK 128/a maddesi gereğince kıymet takdirine itiraz davalarında yetkili mahkeme, kıymet takdirini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Eskişehir 4. İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....
Somut olayda borçluların, dava dilekçesinde takip dayanağı çekte tahrifat yapıldığı, çekin teminat senedi olduğu ve borcun bulunmadığı iddiası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini birlikte ileri sürmesi ve yerel mahkemece ilk verilen kararın istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilip, daha sonrasında diğer borca itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına rağmen kaldırma kararı sonrası gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, iş bu usulsüz tebligat şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir....
Maddesi uyarınca tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 21/02/2018 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer taraftan, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.” denilerek itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır. İİK.'nun 173. maddesinde de itiraz ve şikayet olunmaması hali düzenlenmiştir. Somut olayda; kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte borçlu mahkemeye başvurarak kambiyo şikayeti ile birlikte borca itiraz iddiasında bulunmuş olup, anılan itiraz ve şikayetlerin takip yoluna göre İİK.'...
Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez (Yargıtay 12.HD'nin 16/06/2020 tarihli, 2019/8587 Esas, 2020/4815 Karar sayılı içtihadı) Somut olayda, davacı borçluya 7 örnek ödeme emri 21/06/2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmüştür. Davacı vekili her ne kadar takipten 10/09/2019 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 12/09/2019 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, davacı taraf 07/08/2019 tarihinde bizzat tebliğ edilen kıymet takdiri üzerine takipten haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 12/09/2019 tarihinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayeti ve imzaya itiraza ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülerek beyan edilen tarihe göre ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilmiş olup verilen bu karar yönünden istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Davacının imzaya itiraza ilişkin talebi hakkında İlk Derece Mahkemesince HMK.nun 20. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı imzaya itiraza ilişkin verilen açılmamış sayılmaya ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş, yenileme dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini öne sürmüştür....