Takip borçlusu sözü edilen ödeme emrine bu nedenle karşı çıkarsa İİK'nun 16. Md. Doğrultusunda merciiye şikayet yolu ile başvurabilir. Ödeme emrine şikayet yoluyla karşı çıkılmaması halinde, bu şikayet itirazın kaldırılması aşamasında değerlendirilemez. (HGK 2001/12- 428 E. - 2001/226 K.) Eş söyleyişle ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemiş olması takip hukukunu ilgilendirir. Elinde kambiyo senedi ya da bir ilam olmayan ve alacağına icra yoluyla kavuşmak isteyen alacaklı; borçlu aleyhine ilamsız icra takibine başvurabilir. Borçlu takibe itiraz ederse, alacaklı itiraz eden takip borçlusuna karşı, itirazın kaldırılması için icra tetkik merciine başvurabileceği gibi, genel mahkeme de itirazın iptali davası açabilir. Alacaklı itirazın kaldırılması yolunu seçtiği taktirde İİK 68. Maddede sayılan belgelerden birisine sahip olması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacılara gönderilen haciz ihbarnamesinin 19/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacıların 18/02/2021 tarihinde haciz ihbarnamesine itiraz ettikleri, şikayetin 22/12/2022 tarihinde yapıldığı, 7 günlük usulsüz tebligat şikayeti süresinin şikayet tarihinden önce sona erdiği gerekçesiyle şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin süresinde haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; kararın doğru olduğunu belirterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır" hükmü gereğince kanuna muhalif işlemlerden dolayı öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde şikayette bulunması gerektiği, TK 32. maddesi: "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır." hükmü gereğince davacı vekilinin icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde ödeme emri ve takipten 11.04.2018 tarihinden haberdar oldukları, mahkememize 20.04.2018 tarihli şikayet başvurusunun İİK 16/1. maddesi gereğince 7 günlük şikayet süresinin geçtikten sonra yapıldığı anlaşıldığından şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, tensip ara kararı ile verilen tedbir kararının kaldırılmasına, usulsüz tebliğ nedeniyle süresinde yapılan şikayet olmadığından davacının hacizlerin iptal edilmesi ve mevcut hacizlerin kaldırılması talebinin reddine, davalı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin dava konusunun usulsüz tebligat ve hacizlere yönelik şikayet olması nedeniyle" şeklindeki gerekçe...
İlk derece mahkemesi tarafından; "davacı T2 Turizm Nakliye İthalat ve İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yönünden ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetinin kabulü ile Ankara 7.İcra Müdürlüğünün 2019/9401 Esas sayılı takip dosyasında şirket davacı-borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin 18/07/2019 tarihi olarak düzeltilmesine, diğer davacı T1 yönünden usulsüz tebliğ şikayeti olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı T2 Turizm Nakliye İthalat ve İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi‘ nin yetkiye ve borca itirazlarının reddine, diğer davacı T1 yönünden yetki ve borca ilişkin herhangi bir itiraz olmadığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....
Somut olayda, her ne kadar ödeme emrine ilişkin tebligatın Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine aykırı olarak borçluya tebliğ edildiği görülmüş ise de, borçlu vekilinin 12.08.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca itiraz etmesi nedeniyle TK'nun 32. maddesi gereğince en geç bu tarihte tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 27.08.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 16/1. maddede öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
borçlunun oğlu tarafından imzalatıldığını bu nedenlerle usulsüz tebligat nedeniyle icra dosyasının öğrenme tarihleri olan 08.09.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini, takibe konu bonodaki borcun müvekkiline ait olmaması ve müvekkilinin karşı tarafa hiçbir borcu olmaması nedeniyle takibin iptalini, kötü niyetli karşı tarafın %20’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, İcra takibinin itirazlarının nedeniyle durdurulmasını talep etmiştir....
İlk derece Mahkemesi; tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin şikayetlerin öğrenmeden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde yetkili ve görevli mercii olan İcra Mahkemesinde öne sürülmesi gerektiği, şikayete konu takip dosyası incelendiğinde, davacı borçlu vekilinin icra dosyasına 05/11/2020 tarihinde sunmuş olduğu ve aynı tarihte de harçlandırdığı vekaletnameye istinaden müdürlük tarafından 13/11/2020 itibari ile vekilliğine dair UYAP kaydı yapıldığı, ayrıca yine davacı borçlu vekilinin 24/11/2020 tarihinde (icra dosyası içerisine kayıt tarihi) ''Ödeme emrine, takibe, borca, takibe, faiz oranına, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiği''ne ilişkin icra dosyasına dilekçe sunduğu, buna karşılık usulsüz tebligata ilişkin bu davanın yedi günlük süreden sonra 29/06/2021 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....
ya ait olmadığını, senedin sahte olarak düzenlendiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davacıya çıkarılan ödeme emri tebligatında komşusunun adı belirtilmediğinden ödeme emri tebliğ tarihinin, davacının öğrendiğini bildirdiği tarih olarak düzeltilmesine, talep şikayet davası olduğundan, dava tarihi itibari ile ödeme emrine itiraz süresi düzeltilmiş tebliğ tarihine göre geçmediğinden hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, esas ile imzaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda gecikmiş itirazının yanısıra takibe konu senetteki keşideci imzasının murisi ...'ya ait olmadığını da ileri sürmüş, bir başka anlatımla imzaya itirazda da bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği ve hacizlerin kaldırılması şikayetlerine ilişkindir. HMK.'nun 355 maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir....
davalı bankanın kredi kullandırdığını ve müvekkilinin imza ve muvafakatını almadığını, bu sebeple borca itiraz ettiğini, ayrıca müvekkilinin Fatma Eroğlu'na kefaleti olmadığını, borca itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmasını, araç tapu ve tüm bankalardaki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, yine icra takibi ve tebligatın müvekkiline yapılmadığından borca itiraz ettiklerini, tapu kaydındaki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ayrıca müvekkilinin tapu kaydındaki taşınmazlarda konutu bulunduğunu, meskeniyet şikayetinde bulunduklarını, ayrıca tüm taşınmazlardaki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ayrıca icra muamelesinin hatalı olduğunu, mevzuata uygun olmadığını, icra takibinin durdurulması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....