Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davanın süresinde açıldığını beyan ederek davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ işlemini şikayet niteliğindedir. Adana 9....
Borçlunun, şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmesi yeterli olup, ıttıla tarihinin bildirilmemiş olması şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. Zira, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre borçlunun usulsüz tebliğ işleminden haberdar olma tarihi mahkemece belirlenecektir. Bu durumda, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemenin, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin bildirilmemesi nedeniyle şikayetin yerinde olmadığına ilişkin ret gerekçesi yerinde değildir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davalı alacaklı tarafından davacı borçlular ve diğerleri hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde davacılar tarafından ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu, ıttıla tarihinin 24.11.2020 olması sebebi ile tebliğ tarihinin bu tarih olarak düzeltilmesini ve icra müdürlüğünün itirazlarına rağmen takibin devamına karar verilmesi yönündeki 09.12.2020 tarihli kararının kaldırılmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın süre aşımından reddine karar verildiği, davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur....
İlk Derece Mahkemesince yapılan incelemede, şikayetin kabulü ile davacı borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 17/03/2022 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir. İşbu karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Somut olay ve iddiaların incelenmesinde;Uyuşmazlık; İİK 16. Maddesine dayalı usulsüz tebligat nedeniyle icra memur mualemesi işlemini şikayettir. Sapanca İcra Müdürlüğü'nün 2022/67 E. sayılı takip dosyasının tetkikinde; alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, borçluya örnek 13 no'lu ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi uyarınca tebliğ edildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 05.12.2016 tarih, 2016/6253-24913 sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte sair itiraz ve şikayetini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz ise de, borçlunun icra takibinden 01.04.2015 tarihli haciz sırasında haberdar olduğunun kabulü ile usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyizi üzerine Dairemizin...
yapıştırılıp isim yazılarak haber verilen kişinin açıkça belli olmaması nedeniyle davacıya yapılan 21/08/2019 tarihli tebligat usulsüz olarak tebliğ edilmiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin birinci fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda, borçlu, icra dosyasına sunduğu 05.08.2014 tarihli borca itiraz dilekçesinde ve şikayet dilekçesinde, ödeme emrinden 05.08.2014 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş olup, bildirilen bu öğrenme tarihine göre icra mahkemesine 27.08.2014 tarihinde yaptığı başvurusu yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen yedi günlük şikayet süresinin geçmesinden sonradır....
Mahkemece, talep istihkak iddiası olarak nitelendirilerek davacıya nispi harç yatırması için muhtıra tebliğ edilmiş, süresi içerisinde nispi harcın ikmal edilmemesi nedeniyle açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun madde 33 gereğince, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir. Somut olayda, icra dosyasına yansıyan bilgi ve belgelerden; davaya konu senetler üzerine fiili haciz uygulanmadığı gibi öncesinde senetlere ilişkin verilmiş bir haciz kararı da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde, İcra Mahkemesine başvuran davacı ...’nun icra kasasına alınan senetlerin iadesi isteminin muhafaza işlemini şikayet olarak nitelendirilip uyuşmazlığın bu yönde incelenip karara bağlanması gerekirken hukuki nitelendirmede hataya düşülerek talebin istihkak olarak değerlendirilmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
CEVAP Alacaklı; tebligatın usulüne uygun olduğunu, kamera görüntüleri içerisinde yer aldığı iddia olunan tebliğ memurunun dava konusu tebliğ işlemini gerçekleştiren memur olduğu yahut dava dışı başkaca tebliğ işlemine yönelik kamera kayıtları olup olmadığı hususunun müphem olduğunu, alacak dolayısıyla husumetli konumda olup aynı alacağa yönelik borçlu aleyhine dolandırıcılık suçundan kaynaklı savcılık şikayetinin bulunduğunu, tebligatı husumet gerekçesiyle tebliğden imtina etmesinin hayatın olağan akışına uygunluk gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir....