WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasçıların itirazı; mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK 71) ve benzeri itirazlar olabilir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Takip dosyası incelendiğine; borçlu murise ödeme emrinin 29.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emri tebliğ işlemi ile takip dosyasının, muris ve mirasçılar tarafından önceden öğrenildiğine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple asıl borçlu murisin, kendisine yapılan ve usulsüz olduğu iddia edilen ödeme emri tebliği ile ilgili yasal süresi içerisinde şikayette bulunmadığı kabul edilemeyeceğine göre, mirasçıların da öğrenme tarihinden itibaren tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunma hakkı vardır....

    İcra Müdürlüğünün 2018/17009 esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte müvekkiline gönderilen ödeme emri ve kıymet takdiri raporu tebliğinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin takipten ve hacizden 11.02.2019 tarihinde haberdar olduğunu, bilinen adrese tebligat gönderilmesi gerekirken, mernis adresine mernis kaydı düşülmeden ve haber kağıdı bırakılmadan tebliğ yapıldığını, bu nedenle tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takibe konu senette düzenleme yeri ve tarihinin yazılı olmadığını, senedin üzerinde teminat için verildiğine dair kayıt bulunduğunu, bu nedenlerle bu senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatılamayacağını, müvekkilinin hissedarı olduğu Beykoz'da bulunan taşınmaz kaydına haciz konulduğunu, taşınmazın davacının haline münasip evi olduğunu ve haczedilemeyeceğini beyanla şikayet ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi 2014/275-306 E-K sayılı kararı ile tebligat usulsüzlüğü şikayetinde davacının hukuki yararı olmadığı, ihtiyati haciz nedeniyle yetkiye itirazın reddine,tebligat zarfında senet suretlerinin gönderilmediği açık olup ödeme emrinin iptaline sair itirazların incelenmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiği ve bu kararın 09.05.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçluya 26.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir.İİK 58-61 maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlu süresinde imzaya,yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun yetkiye,borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki ... İcra Hukuk Mahkemesi 2014/275-306 E-K sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair imzaya ve borca itirazlar da incelenmemiştir....

      Davacı, dava dilekçesinde bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde müvekkiline yenileme emri tebliğ edildiğini, usulüne uygun tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığını ileri sürerek zamanaşımı itirazında bulunmuştur. İlk derece mahkemesince her ne kadar davacının zamanaşımı itirazının İİK'nın 168. maddesi uyarınca 5 günlük süreye tabi olduğu belirtilmiş ise de süre ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten başlayacağından, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddia olunmakta ise mahkemece öncelikle ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiası ve bu iddianın yasal süresi içerisinde ileri sürülüp sürülmediği incelenmeli, ardından davacının zamanaşımı itirazının incelemesine geçilmelidir....

      Ancak; bu tarihten sonra icra müdürlüğünce örnek 10 ödeme emri çıkartılamayacağı kararı ile örnek 7 ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, takip türünün değiştiği ve ödeme emrinin 22.06.2017 tarihinde 103 davetiyesinin ise 01.03.2018 tarihinde Hava Karadeniz imzsına tebliğ edildiği, bu tarihten sonra muris borçlunun icra dosyasında beyanının bulunmadığı, itiraz ve şikayet usul ve esasları farklı olan ilamsız icra takibine yönelik örnek 7 ödeme emri tebliğinin borçluya yeni itiraz ve şikayet hakkı verdiğinin tartışmasız olduğu bu halde örnek 7 ödeme emri ve 103 davetiye tebliğinin usulsüzlüğü yönünden mirasçıların şikayet hakkının bulunduğunun kabulü gerekir....

      Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle beş günlük süre geçirildikten sonra itiraz ve şikayette bulunulduğu görülmekte ise de, dava dilekçesinin 6. maddesinde açıkça davacıya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmekte ve ödeme emri tebliğinin iptali talep edilmektedir....

      Davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihi itibariyle beş günlük süre geçirildikten sonra itiraz ve şikayette bulunulduğu görülmekte ise de, dava dilekçesinin 6. maddesinde açıkça davacıya gönderilen ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ileri sürülmekte ve ödeme emri tebliğinin iptali talep edilmektedir. Bu durumda mahkemece ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet üzerinde durulmalı, öğrenme tarihine de dikkat edilerek süresinde bir şikayet olduğu belirlenir ise ödeme emri tebliğinin usule uygun olup olmadığı tespit edilmeli, ödeme emri tebliğinin usule uygun olmadığı anlaşılır ise uyuşmazlık konusu itiraz ve şikayetlerin süresinde olduğu kabul edilerek bu itiraz ve şikayetlerin esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli iken, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği gerekçesiyle itiraz ve şikayetlerin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

      Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin gerekçesinin açık ve net olmadığını, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna yönelik iddialarının mahkemece değerlendirilmediğini, müvekkilinin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tebligatın usulüne uygun şekilde yapılmadığını, müvekkili borçlunun mernis adresinde ikamet etmekte ve arada bir işi gereği İstanbul'a gidip geldiğini, takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, teminat senedi niteliğinde olduğunu, kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içermediğini, takibin iptaline karar verilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, senedin kambiyo vasfına yönelik şikayete ve borca itiraza ilişkindir....

      Gerekçe ve Sonuç Ödeme emri tebligatında alanın ve dağıtıcının imzasının yer aldığı, tebliğ işleminin Tebligat Kanununun 16. maddesine göre usulüne uygun olduğu, borçlunun eşinin tebliği almaya yetkili olduğu gerekçesi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinin reddine, 01.08.2019 tarihli ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğundan 20.02.2020 tarihli borca, faize, tüm ferilerine ve zaman aşımına yönelik itirazın süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B.İstinaf Sebepleri Borçlu, şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğini tekrarlamış, bundan başka eşinin okuma yazma bilmediğine ilişkin iddia hakkında hiç bir araştırma yapılmadığını, yakın komşularının tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

        Öte yandan İİK. nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için; borçluya ödeme emri tebliğ edildiği halde borçlu süresinde itiraz etmeyerek takip kesinleşmiş ve daha sonra borçlu ölmüş ise, takibi mirasçılara yöneltmek isteyen alacaklının, mirasçılara ödeme emri çıkarmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin mirasçılara muhtıra gönderilerek tebliği ile yetinilmesi yeterlidir. Buna rağmen ödeme emri çıkarılması halinde, mirasçılar murisin ölümünden önceki ve kesinleşmiş işlemlere karşı murisin itiraz hakkı bulunmadığı sürece itiraz edemezler. Muris yönünden kesinleşen hususlar, mirasçılar tarafından ileri sürülemez. Takibin kesinleşmesinden sonra murisin ölümü halinde mirasçıların, mirası usulüne uygun reddettiklerine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde mirasçılar aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçıların mal ve haklarına haciz konulması mümkün değildir....

        UYAP Entegrasyonu