Eldeki davada, takip dosyasında borçluya 13 örnek ödeme emri TK 21/2 maddesine göre 02/04/2020 tarihinde borçlu asile yapılmıştır. Kanarca İcra Hukuk Mahkemesinin 22/10/2019 tarih 2019/20 esas 2019/25 sayılı kararı takip dosyası içinde olup, tebliğ tarihi itibari ile borçlunun vekili olduğu açıktır. Bu durumda, yukarıda değinilen maddeler uyarınca, ödeme emrinin icra dosyasına takip safahatına katılan borçlu vekiline tebliği zorunludur. Öyleyse, ödeme emrinin borçluyu icra evresinde temsil eden vekil yerine borçlu asilin kendisine tebliği usulsüzdür. Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Yukarıda açıklanan sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve hacizlerin kaldırılması hususunun icra müdürlüğünce gözetilmesine dair yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
No: 58D/28 Mezitli/Mersin “ adresinde aynı çatı altında beraber ve sürekli ikamet eden şerhiyle eşine ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda icra müdürlüğünce yukarıda belirtilen İİK'nun 54/1. maddesine göre, tutuklu olan borçluya bir temsilci tayin etmesi için süre verilmesi, verilen sürenin dolmasından sonra sonucuna göre tebliğ işlemleri gerçekleştirilmek suretiyle takibe devam edilmesi gerekirken, bu düzenleme gözardı edilerek borçluya bir temsilci tayin etmesi için süre verilmeden ödeme emrinin aynı çatı altında beraber ve sürekli ikamet eden şerhiyle eşine tebliğ edilmesi usulsüzdür. Dolayısıyla , açıklanan nedenlerle (istinaf edenin sıfatına göre) usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi yerinde değil ise de yerel mahkeme kararı sonucu itibarıyla isabetlidir....
Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise, en geç şikayet tarihinde usulsüz tebligatı öğrendiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, borçlunun bilinen adresine çıkartılan ödeme emri tebligatının bila ikmal iade edilmesi üzerine, borçlunun mernis adresine çıkartılan ödeme emrinin "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat T.K.21/2. madde gereğince...Mahallesi...'...
Bu durumda, borçlu ... adına gönderilen ödeme emri tebligatı, usulsüz tebliğ edilmiş olduğundan, adı geçen borçlu yönünden usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin, şikayet dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi olan 17.10.2015 tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Öte yandan, İİK'nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri gereğince, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar....
Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 01.03.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken somut olayda şartları oluşmayan TK'nun 20. maddesine göre hüküm kurulması ve ayrıca mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyan ettiği "01.03.2016" tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi ve buna göre icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazın süresinde olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekir iken şikayetin yanlış nitelendirilmek suretiyle takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi de isabetsizdir....
Somut olayda; ödeme emri TK 21/1. Maddesine göre 12/02/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup tebliğ mazbatasına borçlunun çarşıya gittiği yazılmıştır. Borçlunun 19/01/2022 ile 06/03/2022 tarihleri arasında yurtdışında bulunduğu sabit olduğundan ödeme emri tebliği usulsüzdür. Tebligatın usulsüz olması nedeniyle mahkemece davanın gecikmiş itiraz olarak nitelendirmesi hatalıdır....
İcra Müdürlüğünün görevlisi tarafından sisteme kaydı yapılmış ise de şikayetçi borçlunun kendisi hakkında yapılan işlemleri avukatı T2 eliyle (İcra müdürlüğünün, ödeme emri ve ödeme emri tebliğine ilişkin tebligatı ve takip dayanağı belgeyi ) 09/08/2022 tarihinde UYAP Avukat Portalı'ndan kontrol etmek/ettirmek suretiyle, takipten dolayısıyla hakkında yapılan işlemlerden, haberdar olduğundan, İcra Mahkemesine 15/08/2022 tarihinde yapılan ödeme emrinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti yasal süresindedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki hususları tekrar etmiş, ilaveten mahkeme tarafından ödeme emrinin iptale talepleri hakkında herhangi bir karar verilmediğini, ödeme emrinin iptali gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayeti ve ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir. İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2021/4203 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinde belirtilen adrese çıkartılan ilk tebligatın 20/04/2021 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine davacının mernis adresine çıkarılan tebligatın 24/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 16/06/2021 tarihinde takibe itiraz ettiği, bu itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle icra müdürlüğünce reddedildiği anlaşılmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine açılmış olan Şebinkarahisar İcra Müdürlüğü'nün 2021/86 Esas sayılı icra takibine usulüne uygun olarak yapılmayan ödeme emri tebliği ve davacının davalıya borcunun bulunmaması nedenleriyle süresinde itiraz ettiklerini, ancak icra müdürlüğünün yapılan itirazın İİK'nun 16/1 maddesi kapsamında yapılacak şikayet üzerine mahkemece incelenebileceğinden karar verilmesine yer olmadığına karar vererek takibin durdurulmasına karar vermediğini, davacı adına çıkarılan ödeme emri tebliğinin tebligatın üzerinde TBK'nun 21/2 şerhinin bulunmamasına rağmen muhtara usulsüz olarak teslim edildiğini, davacı tarafın icra dosyasından UYAP vatandaş portalı üzerinden tesadüfen 25/07/2021 tarihinde öğrendiğini ve 26/07/2021 tarihinde borca ve yetkiye itirazda bulunduklarını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile icra takibini öğrenme tarihi olan 25/07/2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ve icra dosyasına yaptıkları itirazlarının...
Mahkemece;"Şikayetin kısmen kabulü ile; ödeme emri tebligatının davacıya usulsüz tebliğ edildiğinin tespitine, Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün 2020/50 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takipte davacı borçluya örnek 7 no'lu ödeme emrinin tebliği tarihinin ıttıla tarihi olan 14/10/2020 olarak düzeltilmesine, Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün 2020/50 Esas sayılı icra takip dosyasında borçlu aleyhine yapılan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin ve icra takibinin iptali istemlerinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....