"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Kovuşturma evresinde yöntemine uygun biçimde davetiye tebliğ olunmak suretiyle duruşmadan haberdar edilmesine karşın, 5271 sayılı CMUK.nun 238. maddesi uyarınca davaya katılma isteminde bulunmayan ve katılan sıfatını almayan şikayeti kurumun hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, şikayetçi kurum vekilinin temyiz inceleme isteğinin 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkûmiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün sanığın sorguda bildirdiği ev ve işyeri adresleri dışında bir adrese tebliğe çıkarılıp iade gelmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanunun'un 35. maddesine göre tebligat yapılarak kesinleştirildiğinin anlaşılması karşısında, yapılan tebliğin usülsüz olup sanık müdafinin eski hale getirme ve temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; 06.11.2002 olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımının dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223...
Ceza Dairesi'nin bozma ilamının sanığa 13.12.2010 tarihinde yapılan tebliğinin usülsüz olmasının, aynı adreste oturan bir başka kişinin sanığın ... Cezaevinde olduğunu bildirmesinin ve yine sanığın temyiz dilekçesini .. . Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığıyla gönderdiğinin anlaşılması karşısında, anılan Yasa maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ... ve müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 21.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kredi kartının usülsüz kullanımından kaynaklanan alacak-tazminat istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.’nın 25/II. maddesinde “iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; dosya içerisinde,... Sulh Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleştiğine ilişkin kayıt veya belgeye rastlanmadığı gibi bu kararın süresinde temyiz edildiği anlaşılmakla yargı yeri belirleme olanağı bulunmayan dosyanın, davanın niteliği gözetilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; dosyanın Yargıtay 19....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1)Sanık ... hakkında verilen hükmün yapılan temyiz incelemesinde; Sanık müdafiinin dilekçesinin temyiz talebi olarak kabulü ile; 5237 sayılı TCK'nin 50/5. maddesine göre; 14.07.2004 ... ve 5219 sayılı Kanunun 3/b maddesi ile değişik 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesi gereğince bir haftalık temyiz süresi geçtikten sonra hükmü temyiz ettiğinden sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca talebe uygun olarak REDDİNE, 2)Sanık ... hakkında verilen hükmün yapılan temyiz incelemesinde; Sanığa 24.06.2009 tarihinde yapılan tebligatın usülsüz olduğundan sanık müdafiinin temyizinin kabulü ile yapılan temyiz incelemesinde; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine...
nin kamu davasına katılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeyerek usülsüz olarak müdahilliğine karar verilmesi müşteki ....'ye hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden ve mağdure ....'nın ise vekilinin yüzüne karşı 06.10.2011 tarihinde verilen hükmü kanuni süre geçtikten sonra 20.10.2011 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, vâki temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiziyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, O Yer Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesinin 22/03/2016 tarihli 2015/884 - 2016/247 karar sayılı kararıyla Dairemizin 27.10.2015 tarihli 2015/14981 - 2015/19263 sayılı ilamına direnildiği anlaşılmış olup 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile 5271 sayılı Kanun'un 307. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca dairemizce yapılan incelemede; Kurum görevlilerince 13.01.2012 tarihinde düzenlenen elektrik kesme ve mühürleme tutanağında sanığın sayacının borcundan dolayı kesildiğinin belirtildiği, kurum görevlilerince düzenlenen 21.01.2012 tarihli kaçak/usülsüz elektrik tespit tutanağı içeriğine göre ise sanığın kesilen elektriği borçlarını ödemeden açarak kullanmaya devam ettiğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında düzenlenen tutanakta sayaca herhangi bir müdahalenin olduğuna ilişkin tespitin olmadığı ve sayacın borcundan dolayı kesildiği tarih ile suç tutanağının düzenlendiği tarih aralığı da gözetildiğinde verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....
İnceleme konusu karar, ödeme emri tebligatının usülsüz yapıldığının tespitine ilişkindir. Bu durumda; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin görevi içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 6644 Sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değişik 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Fakat sorulan kişinin soyadı ile gelen cevaptaki kişinin soyadı uyuşmadığı görülmekte olup, tebliğ mazbatası üzerinde adı geçen komşunun kim olduğu anlaşılamadığından, tebliğ işlemi bu yönüyle de usule aykırıdır. O halde mahkemece, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayeti kabul ile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi, düzeltilen tebliğ tarihine göre süresinde olan meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesi'nin 2018/22561 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğ evrakı muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle iade edilmesi üzerine ikinci bir ödeme emri tebliğ evrakının çıkartılmadığını, usulüne uygun takip kesinleştirilmeden kıymet takdirinin yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi sebebiyle kıymet takdirine ve kıymet takdirinin tebliğine itiraz ettiğini ileri sürerek ödeme emrinin usulsüzlüğü sebebiyle kıymet takdirine itiraz ettiklerini aksi halde değerin düşük tespit edilmesinden ötürü kıymet takdirinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde;......