Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava tüketici tarafından açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı kredi kartı nedeniyle menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuştur. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/5 maddesi uyarınca tüketici tarafından açılan davalarda tüketicinin kendi ikametgah mahkemelerinde de dava açabileceği hükmü bulunmaktadır. Bu yasa maddesi tüketiciye seçimlik bir hak tanımış olup davacıda tercihini kendi ikametgahının olduğu yer mahkemesinden yana kullanmıştır. Mahkemece işin esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken genel yetki kurallarına göre karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı şirket tarafından fark güvence bedelinin talep edildiği 08.09.2022 tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ‘Güvence Bedelinin Talep Edilmesi’ başlıklı 25. maddesinde;‘(1) Görevli tedarik şirketi, kullanım yerinin değişmesi ve/veya perakende satış sözleşmesinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde, tüketicinin elektrik enerjisi tüketim bedelini ödememesi ihtimaline karşılık olarak, borcuna mahsup etmek üzere güvence bedeli talep eder.’ denilmektedir. Bu maddede de belirtildiği üzere; davacı şirketten yeniden güvence bedelinin talep edilebilmesi için; abonenin kullanım yerinin değişmesi ve/veya perakende satış sözleşmesinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinin gerçekleşmesi gerekmektedir....

      Hukuk Dairesi’nin 2019/1509 esas ve 2019/1299 karar sayılı kararında, tüketicinin açtığı menfi tespit davasında ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabuluculuğa başvurma zorunluluğu bulunmadığından ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebinin kabulüne ve İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi’nin 2019/20 esas ve 2019/161 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/2520 esas ve 2019/2418 karar sayılı kararında, 3. şahıs tarafından açılan menfi tespit davalarının alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceğinden, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvurma zorunluluğunun bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davacının vekilinin istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. IV....

        DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : AVANOS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin istinafa konu edilen 08/09/2021 tarih ve 2021/188 E - 2021/523 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Davacı tarafından davalıya verilen ve Avanos İcra Müdürlüğünün 2020/467 esas sayılı dosyasında takibe konulan senedin emre yazılı senet olduğunu, davacı tarafından verilen senedin davalının iş yerinden satın alınan ürünler için verildiğini, tüketici senedi olması nedeniyle nama yazılı olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek Avanos İcra Müdürlüğünün 2020/467 esas sayılı dosyasında borcu olmadığının tespitini talep ve dava konusu etmiştir....

        in bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: 2-Şikayetçilerin, sair fesih nedenleri yanında, borçlunun açtığı menfi tespit davasının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/12 E. sayılı dosyasında derdest olduğu, alacaklının gerçekten alacaklı olup olmadığı kesinleşmeden yapılan satış işlemlerinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla ihalenin feshini talep ettikleri, mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesinde; “Dava borçlu lehine hükmü bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir...” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 16.08.2006 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, 19.03.2007 tarihinde ise borçlu tarafından alacaklı aleyhine, mevcut takip dosyasına ilişkin menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının ... 2....

          Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, idari yargı kararı üzerine sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan müspet ve menfi zararların tahsili istemine ilişkindir....

            İstinafa konu menfi tespit davası ise 06/05/2019 tarihinde açılmış ve aynı icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğu görülmüştür. Borçlu hakkında yapılmış bir takibin bulunduğu ve alacaklının itirazın iptali davası açmadığı durumlarda borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmada hukuki yararı vardır. Ancak menfi tespit davasından önce açılan itirazın iptali davasından sonra menfi tespit davası açılması durumunda hukuki yararın bulunup bulunmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı açıktır....

            Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (6502 ... Kanun) 73 üncü maddesinin beşinci fıkrasındaki düzenlemede tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği, tüketicinin yerleşim yerinin .../İstanbul olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1. Farklı Bölge Adliye Mahkemelerinin yargı çevresinde kalan İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 ... Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 ... Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 ... Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 6502 ......

              Ayrıca 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, davanın taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından, davanın ... 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nde açıldığı, davacıların yerleşim yerinin ......

                TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/1488 ESAS DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin "018J0032741"No.lu 90.000- TL tutarındaki kredinin borçlusu olmadığının tespiti ile telafisi imkânsız zararlar doğmaması ve hak kaybı yaşanmaması için öncelikle ve ivedilikle "018J0032741"No'lu 90.000- TL tutarındaki kredinin durdurulmasına ve ardından iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nın 391....

                UYAP Entegrasyonu