Taraflar arasında sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) ön ödemeli konut satış sözleşmeleri başlıklı 40. maddesi ile ön ödemeli konut satış sözleşmesi düzenlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen konut satışına ilişkin harici sözleşmedeki resmi şekil şartı noksanlığı TKHK'nın şekil şartı başlıklı 41/1. maddesi uyarınca davacı tüketici aleyhine olacak şekilde değerlendirilemez. 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesine göre; "... Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir....
Mahkemece davalı arsa sahiplerinin davacının % 71 seviyesinden sonraki katkısı nedeniyle ne miktarda ve ne şekilde zenginleştiklerinin alınacak bilirkişi raporu ile tespit ettirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Davacı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yükleniciye düşen daireyi 23.1.1996 tarihli harici sözleşme gereğince yükleniciden satın alıp bedelini ödemiştir. Tapulu taşınmazların haricen satışı geçersiz ise de; arsa malikleri ile resmi şekilde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış olduğundan yüklenici ile yapılan sözleşme geçerlidir. Davacı geçerli sözleşmeye dayanarak davalı yükleniciden taşınmazın rayiç değerini isteyebilir....
İddia şekline göre; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, yükleniciden/müteahhitten konut alımı sebebine dayalı malın ayıplı olmasından kaynaklanan seçimlik hakkın kullanılması ve alacak talebine ilişkindir. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır....
Arsa sahibi ile aralarında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan davacının tapu iptali tescil talebinde bulunması belirli koşullarda mümkündür. Bu tür davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerekir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleri ile devre tatil ve uzun süreli tatil hizmetleri sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....
İddia şekline göre ; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halende yatırana iadesine, 7.7.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
İddia şekline göre; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasada değişiklik yapan 14.3.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan ve yayın tarihinden 3 ay sonra yürürlüğe giren 4822 sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23.maddesi uyarınca Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece Tüketici Mahkemesi Kurulmuş ise görevsizlik kararı verilmesi kurulmamış ise davanın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Karar bozulmalıdır....
İddia şekline göre ; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.3.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
İddia şekline göre ; davacıların konut olan çekişmeli bağımsız bölümün oturulmak amacıyla satın alındığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23. maddesi uyarınca tüketicinin korunması hakkındaki yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece ayrı bir tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi yerine Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 16.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
İddia şekline göre; davacının konut olan bu yeri oturmak amacıyla satın aldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasada değişiklik yapan 14.3.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan ve yayın tarihinden 3 ay sonra yürürlüğe giren 4822 sayılı Yasanın 3/c maddesi ile “konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alınmıştır. Aynı yasanın 23.maddesi uyarınca Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa uygulamasından kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, mahkemece Tüketici Mahkemesi Kurulmuş ise görevsizlik kararı verilmesi kurulmamış ise davanın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Karar bozulmalıdır....