Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 15/04/2000 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin davacı tarafından imzalandığı, davacının sözleşmede davalının imzasının bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek ödediği bedelin iade edilmemesi nedeniyle icra takibi yaptığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine görülmükte olan davanın açıldığı, 15/04/2000 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
Somut olayda davacı vekilince Devre Mülk Satış Sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı halde sözleşmenin feshi, rezervasyon bedeli ve cayma tazminatı talep edildiği, davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkilince sözleşme gereği satış bedelinin tamamını ödediğini, sözleşme kaynaklı tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, bu haliyle davalının bedelini ödediği devre mülkün tapusunu almamasının dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağı, öyle ki bedeli ödenen taşınmazın tapuda devrinin öncelikle tüketici tarafından talep edilmesinin beklenmesinin doğru olacağı, bu hususta Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 26/01/2022 tarih ve 2022/33- 103 E....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun Tüketici Mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 4077 sayılı yasa kapsamındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun Tüketici Mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 4077 sayılı yasa kapsamındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Tüketici Mahkemesi ve İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir. İstanbul 3. Tüketici Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin resmî şekil şartlarına uyulmadığı için geçersiz olduğu, 4077 sayılı Kanunun uygulanma olanağının bulunmadığı, davanın bu haliyle tüketici mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun Kapsamında kaldığını belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Tüketici Mahkemesi ve ... 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşmeden kaynaklanan borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekil şartlarına uyuşmadığı için geçersiz olduğunu,4077 sayılı yasanın uygulanma olanağının bulunmadığını,davanın bu haliyle Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmesinin gerekli olmadığını,şekil şartlarına uyulup uyulmadığının Tüketici Mahkemesince tartışılması gerektiğini,uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Tüketici ve ... 25. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin resmî şekil şartlarına uyuşmadığı için geçersiz olduğunu, 4077 sayılı Kanunun uygulanma olanağının bulunmadığını, davanın bu haliyle tüketici mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk satış sözleşmesinin resmî şekilde düzenlenmesinin gerekli olmadığını, şekil şartlarına uyulup uyulmadığının tüketici mahkemesince tartışılması gerektiğini, uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2023 NUMARASI : 2022/996 E - 2023/319 K DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı Royal Doğa arasında TM01- 1923A ve TM01- 1923AA numaralı Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmelere istinaden müvekkili tarafından davalı şirketlere toplamda 11.600- TL ödeme yapıldığını, sözleşme kapsamında devri saat edilen hissenin devrinin yapılmadığını, davaya konu sözleşmenin 2. Maddesinde tapu devrini tapu maliki T3 davalının yapacağının belirtildiğini, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu ve müteselsilen sorumlu olduklarını, sözleşme kapsamında müvekkilinden senetler alındığını, davalının müvekkili aleyhine İstanbul 12....
Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri ilk defa 7.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan ve 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK ile Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş, ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tüketici tarafından açılan devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....