Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, "Davacı dava dışı Süleyman Koç mirasçılarına ait taşınmaz ile trampa edilecek dava konusu taşınmazın bedelini kendisinin ödediğini ve taşınmazın emaneten geri verilmek üzere davalıya tapuda devrinin yapıldığını trampa işlemi gerçekleşmeyince davalının bu hususu bilmesine rağmen tapuyu kendisine devretmeye yanaşmadığını ileri sürerek inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş ise de inançlı işlemin varlığını kanıtlayacak yazılı bir belge yada yazılı delil başlangıcı ibraz edemediği gibi dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığından inançlı işlem iddiasını ispatlayamamıştır. Dosyaya davacı tarafça sunulan belgelerde davalı taraftan sadır olmadığı için yazılı delil başlangıcı mahiyetinde değildir. Bu itibarla yerleşik Yargıtay kararları da dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine" şeklinde karar verilmiştir....

Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E.,2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı). Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, ... ada ... parsel sayılı, tarla nitelikli, 21.161,61 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1997 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden dava dışı Bayazıt Keşkekci adına tespit ve tescil edildiği, davacının 18.02.2000 tarihinde taşınmazı satın aldığı, Hazinece açılan ......

    Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E.,2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı). Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, ... ada ... parsel sayılı, tarla nitelikli, 21.161,61 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1997 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden dava dışı ... adına tespit ve tescil edildiği, davacının 18.02.2000 tarihinde taşınmazı satın aldığı, Hazinece açılan ......

      Mahallesi ada ... parsel sayılı 3450 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın arazi kadastrosu sırasında ... parsel sayısı ile tespit ve tescil edildiği, 11.12.1990 tarihinde “hükmen ifraz-taksim” nedenine dayalı olarak 3450 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile Perihan Kılıçarslan adına tescil edildiği, daha sonra satışlar görerek en son 02.10.2001 tarihinde davacı adına satış ile tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/130 E. - 2008/372 K. sayılı ilamı ile taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla tesciline karar verildiği, bu ilamın 23/06/2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15.04.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki ... ili, ... İlçesi, ... Mahallesi ......

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava ve birleşen dava, trampa sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil ve uğralan kira kaybı alacağı istemine ilişkindir. Tapuda kayıtlı bir taşınmaz mülkiyetinin nakli veya nakil vaadi sözleşmelerinin geçerliliği Türk Medeni Kanununun 706 ve Borçlar Kanununun 213 maddeleri gereğince resmi biçimde yapılmasına bağlıdır. Kaynağını Türk Borçlar Kanunu'nun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan ...’nın vesayet altında olduğu dönemde 02.02.1960 tarih, 7 nolu tapu ile maliki olduğu taşınmazı satış suretiyle oğlu davalı ...’e temlik ettiğini, satış bedelinin düşük olduğunu, taşınmazın kadastro tespiti ile 700 ada 21 ve 42 parseller olarak tescilinden sonra imar ile 1484 ada 1 ve 2 parseller olarak tescil edildiğini, satış ihtiyacının bulunmadığını, mal kaçırmanın amaçlandığını, davalı ...’in yerleri akrabası diğer davalıya muvazaalı devrettiğini ileri sürerek ehliyetsizlik ve muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında mirasçılar adlarına tesciline, olmadığı taktirde sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda 40.000,00.-TL.nin davalı ...’den tahsiline, bu da olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir....

          Mahkemece; davacılar vekilinin tapu iptali ve tescil davasının kesin hüküm nedeni ile reddine bedel davasının zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali tescil ve tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptaline ilişkin Tapulama Mahkemesinin 08.06.1987 gün ve 1972/9 E. - 1987/10 K. sayılı kararının taraflar arasında kesin hüküm olduğu,bu kararın 16/05/1990 tarihinde kesinleştiği, davanın 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146....

            DELİLLER: İddia, savunma, yapılan keşif, alınan bilirkişi raporları, tapu kayıt örneği ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). Davacı dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazda davalının payını kendisine satarak zilyetliğini de teslim ettiğini açıklayarak tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat isteminde bulunmuştur. İddianın ileri sürülüş bu şekline göre dava, miras payının devrine dayalı TMK'nin 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil isteğine ilişkin olup davacı ve davalı ortak miras bırakan Yusuf Aytekin mirasçısıdır. Yine terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK mad. 677/1)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 05.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalılardan ..., taşınmazdaki davaya konu payı satışla değil trampa yolu ile edindiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı vekili, dava tarihinin 05.04.2013 olduğunu, davalı ...'ün davadan haberdar olmasından hemen sonra 10.04.2013 tarihinde trampa işleminin gerçekleştiğini, taraflar arasındaki işlemin gerçek bir trampa olmayıp muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür....

              Tüm eczacılar birlik yapı kooperatifi) adına 55/64 hissesinin satın alma ile tescil edildiği, 3972 sayılı parselde 3 hektar 351 m2'lik alanın ise 14/3/1988 tarihinde koruluk, yeşil alan, park, sahası ve yol olarak terkin edildiği, 3972 sayılı parselin ifrazı ile oluşan tazminata konu 6078 sayılı parselin ise 2402 m2 yüzölçümü ile tarla niteliğiyle paylaşma nedenine dayalı olarak 14/3/1998 tarihinde davacı şirket adına tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydına 28/8/1997 tarihinde 1. derece doğal sit alanında kalmaktadır şerhi işlendiği, Hazine tarafından 23/03/2005 tarihinde 6078 parselin kıyı kenar çizgisinde kaldığından tapu iptali ve tescili davası açıldığı, bozma kararları sonrası İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/130 E. - 2015/197 K. sayılı dosyasında görülen dava sonucu mahkemece tapu kaydının iptal edildiği ve bu kararın 03/11/2015 tarihinde kesinleştiği, davacı şirketin ise eldeki tazminat davasını 02/01/2013 tarihinde açtığı anlaşılmıştır....

                UYAP Entegrasyonu