Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapı sahibinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğunu kapsamaktadır. Bu sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan "ağırlaştırılmış" bir kusursuz sorumluluk halidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (bu yönde, HGK'nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar sayılı ilamı). ... Mahkemesi'nin 16/06/2022 tarih 2022/... Esas, 2022/... Karar sayılı ilam incelendiğinde; " Davalı ......

    Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1....

      Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası'nın 58. maddesi gereğince "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." ( TBK .69. maddesi )....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasına karışan ... plakalı aracın ...sayılı trafik poliçesi, ... tarihleri arasında müvekkil şirketçe temin edilmiş ise de poliçeden dolayı sorumluluğu, sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, Poliçe limitinin araç başına ...-TL, kaza başına ...-TL olduğunu, poliçede azami teminat limitimizin yazılı olması bu miktarın mutlak surette ödeneceği anlamına gelmemekte olduğunu, Trafik poliçesinde yazılı olan teminatlar, hiçbir hesaplama yapılmaksızın ödenebilecek meblağı ifade etmemekte olup, ancak ve ancak sigortacının sorumluluğunun azami sınırını teşkil eden bir meblağ olduğunu, Sigortalı araç çalındıktan sonra, başvuruya konu kaza meydana gelmiş olduğundan dolayı, başvuruya konu teminat dışı kalmakta olduğunu, davaya konu kaza çoklu kaza olup müvekkil şirketin kazadan dolayı sorumluluğu ......

          tarihinde davacıya ait park haline alınmış ... plakalı araca sürücü ...in sevk ve idaresindeki ... plakalı resmi aracın sağ ön çamurluk kısmı ile yolun gidişine göre sağ tarafta park halindeki davacıya ait araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği olayın meydana gelmesinde, olaya hakim şartlara göre davacının alacağı herhangi bir önlem, kusurlu davranış ve ihmal olmadığı değerlendirildiğinden, Trafik Kazasının oluşumunda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile bu kanuna bağlı Yönetmelik maddelerine göre “Atfı Kabil Kusurunun Olmadığı (Kusursuz Olduğu)” davacı asilin kusurlu bir hareketinin bulunduğuna dair somut bir itirazın veya delilin bulunmadığı, kaza tespit tutanağında bu hususa ilişkin bir yansımanın da olmadığı anlaşılmakla kaza nedeniyle kusursuz olduğuna kanaat edilmiştir....

            Dava, trafik kazasından kaynaklana desteklikten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.Davacı taraf sürücüsü olduğu davalıya trafik sigortasıyla sigortalı bulunan araç ile yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunup vefat eden eşi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmektedir....

              İstinaf dilekçesine karşı cevap veren davalı sigorta vekili, gerekçeli karar ile açıkça belli olduğu üzere, dava konusu kazaya ait kaza tespit tutanağı ve adli tıp kurumu trafik ihtisas kurulu raporları ile müvekkili şirkete sigortalı aracın, sürücüsünün kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, davacı tarafından her ne kadar istinaf dilekçesinde dava konusu kazaya ilişkin Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan bilirkişi raporunda tali kusurlu olduğu tespiti yapıldığını iddia edilmiş ise de, dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen bilirkişi raporlarında sigortalı araç sürücüsünün kusursuz, müteveffanın kusurlu olduğu, yerel Mahkeme tarafından da Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu daha ehil bulunduğundan dolayı, bilirkişi raporları dikkate alınarak hüküm verildiğini, müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen ZMMS poliçesi sorumluluk sigortası olup sigortalı aracın kusursuz olması sebebiyle müvekkili şirketin de davada hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, dava...

              Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz. Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Yasası'nın 58. maddesi gereğince "…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur." ( TBK .69. maddesi ). TBK'nun 71/1.maddesine göre de; "Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur."...

              Kanunun 47. maddesinde ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 94.maddesinde yer alan açıklaması yukarıda genişçe yapılan kuralları ihlal etmiş olduğu anlaşıldığından meydana gelen kazada % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, sürücü .... (.... plakah) 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yer alan herhangi bir kural ihlal yapmadığı, anlaşıldığından meydana gelen kazada kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır....

                Sosyal, ekonomik ve kültürel alanda meydana gelen gelişmeler nedeniyle akdi sorumluluğun da yetersiz kalması üzerine Yargıtay uygulamalarında istikrarlı şekilde tehlike sorumluluğu görüşünü kabul etmektedir. Tehlike sorumluluğu, en ağır kusursuz sorumluluk halini oluşturmaktadır. İşveren her türlü özen borcunu yerine getirmiş olsa dahi meydana gelen kazadan dolayı sorumluluktan kurtulma olanağı yoktur. Bu anlamda tehlike sorumluluğu mutlak bir sorumluluk olarak nitelendirilebilir. Bununla beraber belirtmek gerekir ki tehlike sorumluluğu bir "sonuç" sorumluluğu da değildir. Gerçekten zarar işletmeye özgü bir tehlikeden doğmamış, yani araya giren bir başka nedenden dolayı meydana gelmişse, işverenin bu zarardan sorumlu tutulmaması gerekir. Başka bir deyişle işyerinin işletilmesi veya bundan doğan tehlikeler ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı bulunmuyorsa, işverenin sorumluluğundan söz edilemez....

                UYAP Entegrasyonu