Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; teminat altındaki bir alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği hade ihtiyati haciz kararı verildiğini, haciz değerinin fahiş olduğunu, talep konusunu karşılar nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini beyanla, mahkemenin hukuka, usule aykırı olan 23.02.2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını veya düzeltilerek fahiş olan ihtiyati haciz miktarının düşürülmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasında yaralanma sebebiyle açılmış maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, uyuşmazlık, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 257 maddesinin birinci fıkrası "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir." hükmünü içermektedir....
ihtiyati haciz ve/veya ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....
Hukuk Dairesi, 24/05/2016 gün ve 2016/4517-6851 E.K. sayılı ilamı) Tüm bu anlatılanlar ve açıklamalar ışığında, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, davanın niteliği, talep konusu meblağ nazara alınarak dava trafik kazası sebebiyle tazminat talebine dayalı olduğundan miktarı tartışmalı da olsa muaccel bulunması karşısında, ihtiyati haciz kararı verilmesi için tam bir ispat aranmasının, davacının ileride telafisi mümkün olmayan zararına yol açabileceği düşünülerek gerek görüldüğü takdirde ihtiyati haciz kararı verilmesi için teminat da istenebileceği nazara alınarak 2004 sayılı İİK'nın 257.maddesindeki ihtiyati haciz koşulları bulunması nedeniyle ihtiyati haciz isteminin kabulü yerine mahkemece aksi düşünce ve yetersiz gerekçe ile yazılı biçimde ihtiyat-i haciz talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Uyuşmazlık; trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemli davada, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile 3....
Buna göre geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması, ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması ve tedbir talep edilenin dava konusu olması gerekir. HMK'nın 389. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu olan mal, hak ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün olup, dava tazminat istemine yönelik olduğundan, trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacılar vekilince davalı Mustafa Tufan adına kayıtlı 34 XX 266 plakalı araç kayıtlarına ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş ise de; tedbir konulması istenen aracın açılan tazminat davasının konusu olmadığından HMK'nın 389. maddesi gereğince ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamıştır....
Davacıların manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin reddine dair ilk derece mahkemesinin ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353- 1- b-1. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkün olup... haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat istemli davalarda İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesine, UYUŞMAZLIĞIN BU ŞEKİLDE GİDERİLMESİNE.." karar verilmiştir. Bu kapsamda Yargıtay 4....
Dava trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davasıdır. 7.Alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması demek olan ihtiyati haciz İİK'nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olması şartları aranır. Muaccel olmayan alacaklarda ise; borçlunun belli bir yerleşim yerinin olmaması, mallarını gizlemeye-kaçırmaya çalışması, kendisinin kaçmaya hazırlanması veya alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gibi hallerde ihtiyati haciz kararı verilebilir. 8. Davacı tarafça trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat davası açılmıştır. Trafik kazası sonucu yaralama veya ölüme neden olma haksız fiil niteliğinde olup, haksız fiillerde zarar görenin tazminat alacağına hak kazandığı an zararın doğduğu andır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE İstinaf talebinde bulunan ihtiyati hacze itiraz eden (davalı) vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle açılan destekten yoksunluk tazminatı ve manevi tazminat davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir....
Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....