Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddeleri uyarınca "kusursuz sorumluluk" kapsamında olup davalı kurum burada kendisinin hiçbir kusuru olmasa dahi müvekkil belediyenin zararını tazmin ile yükümlü olduğunu, Türk Borçlar Kanunu uyarınca Kusursuz sorumluluk; bir kusur unsuruna bağlı olmaksızın, kanunun öngördüğü hallerde kusur aranmadan haksız fiil sebebiyle sorumluluk hali olduğu, yani haksız fiildeki kusur unsuru olmadan kişinin sorumlu tutulabildiği, bu durumların: hakkaniyet sorumluluğu, özen sorumluluğu, tehlike sorumluluğu şeklinde kanunumuzda düzenlendiğini, özen sorumluluğu olarak düzenlenen kusursuz sorumluluk halinin, "Kusursuz sorumluluk hali olan özen sorumluluğu; kişinin yaptığı veya yaptırdığı iş ya da sahibi olduğu işletme veya binadan kaynaklı olarak çevresine verebileceği zararların önlenmesi için gerekli özeni göstermesidir."...

Yapı malikinin sorumluluğu, bir bina ya da diğer bir inşa eserinin bizatihi kendisinden kaynaklanan bir nedenle oluşan zarardan sorumluluğu kapsamakta olup, niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk türlerinden "olağan sebep sorumluluğu"dur. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir. Telefonla iletişim hatları da yapı eseri niteliğinde olup, davacı şirket, bölgede telefon iletişimini yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur. Kusursuz sorumlulukta zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Burada tehlikeli nesne veya işletme ile gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması sorumluluk için yeterlidir....

A.Ş. vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; karayolu üzerinde bulunan davalı ...’a ait rögar kapağının kırık olması sonucunda gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazasında dava dışı kasko sigortalıya ödenen tazminatın kazaya kusuru ile sebebiyet veren davalıya yapı malikinin kusursuz sorumluluğu ilkelerine göre rücu edilmesine ilişkin eldeki davanın açıldığını, ... plakalı aracın davacı ... ......

    in Sevk ve idaresindeki 16 ES 0382 plaka sayılı aracın malikinin davalı ... olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ... (...) Oto Yan San. Ltd. Şti.nin ve yine davalı ...'in kusursuz oldukları gerekçesiyle tazminattan sorumlu olmadıklarına ilişkin değerlendirme isabetli değildir. Zira işçi taşıma işi davalı ... (...) Oto Yan San. Ltd. Şti.nin kendi işi olması nedeniyle asıl işveren konumundadır, bu nedenle kusuru bulunmasa bile bu zarardan sorumludur. Yine davalı ... 16 ES 0382 plaka sayılı aracın maliki ve işleteni konumundadır, 2918 sayılı KTK'nın 85. maddesinde araç maliki ve işletenin sorumluluğu düzenlenmiştir, bu halde araç maliki ve işletenin sorumluluğu kusura dayalı sorumluluk olmayıp işletenin sürücüsünün zarar doğurucu eyleminden sorumlu olacağı ortadadır. Bu nedenle bu davalılar yönünden davanın reddi yerinde değildir....

      un sunduğu 20/10/2022 tarihli bilirkişi kök raporu ve 27/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporu, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Yapılan yargılama, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, dava konusu trafik kazası nedeniyle değer kaybı, expertiz ücreti, kusur rapor ücreti talebine ilişkindir. Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK'nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK'nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ''mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş'' olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar....

        Bu ilke esas itibariyle “sebep ilkesi” veya “sebep sorumluluğu” ilkesidir. Gerçekten de kanun koyucu, 85. maddenin 1. fıkrasında kural olarak sebep sorumluluğu ilkesini kabul etmiş, ancak sebep sorumluluğu için de esas itibariyle tehlike sorumluluğunu öngörmüştür. Bununla birlikte, Kanun bazı durumlarda tehlike sorumluluğunu tamamlayıcı olarak olağan sebep sorumluluğu ve kusur sorumluluğu ilkelerine de yer vermiştir. Nitekim, KTK’nın 85. maddesinde; zarar aracın işletilmesinden doğmuşsa, tehlike sorumluluğu, işletilme hâlinde olmayan bir aracın sebep olduğu trafik kazasından doğmuşsa yerine göre olağan sebep sorumluluğu veya kusur sorumluluğu, kazadan sonra yapılan yardım faaliyetinden doğmuşsa olağan sebep sorumluluğu kabul edilmiştir (Eren, s. 159) 18. 2918 sayılı KTK’nın 85. maddenin 1.fıkrasına göre, işleten ve teşebbüs sahibinin, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararlardan doğan sorumluluğu, kusur sorumluluğu olmadığı gibi, özen sorumluluğu da değildir....

          DELİLLER :Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, .... plakalı araca ait tramer kaydı, 04/10/2020 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE :Dava, trafik kazasına bağlı oluşan değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli talebine ilişkindir. Dosyaya kazandırılan 04/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı Sigorta Şirketine sigortalı .... plâkalı araç sürücüsü diğer davalı ...'nun meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun 52/b-c. 56/c. ve 84/d. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla %100 oranında kusurlu olduğu, .... plakalı araç sürücüsü ....'in ve .... (....) plakalı araç sürücüsü ....'...

            Somut olayda, kaza tespit tutanağına göre kaza, davalıya sigortalı otobüsün yolun sol tarafında durakladığı sırada aynı istikamette seyreden davacının motosikleti ile önündeki sulama aracını solladığı sırada duraklamakta olan davalıya sigortalı aracın sağ arka kısmına çarpması şeklinde gerçekleşmiş, meydana gelen olayda davacının kusursuz olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu belirtilmiştir. Hakem Heyetince, kusur oranının belirlenmesi yönünden alınan bilirkişi raporunda davacının %40 oranında, dava dışı sulama aracının %60 oranında kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu belirtilmiş, İtiraz Hakem Heyetince de anılan rapor karara esas alınarak davalının meydana gelen kazada kusuru ve sorumluluğu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir....

              Somut olayda davacı, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu iken aracın trafik akışı içinde seyri sırasında ani fren yapması sonucunda araç içinde kolunun üzerine düşerek yaralanmıştır. Aracın işletilme halinde olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davacı yolcu olup trafik akışı içerisinde kendisine yüklenebilecek kusuru bulunmamaktadır. Buna göre tehlike sorumluluğu esasına göre davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi, davacının da zararın artmasında veya oluşmasında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı tartışılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu