Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı T3 vekili dilekçesinde özetle; yapılan kusur tespitinin eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğunu, müvekkilinin 34 XX 419 plaka sayılı BMC araca çarpması sebebiyle asli ve tam kusurlu olabileceğini ancak 34 XX 833 plaka sayılı araç yönünden herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacıya ait araç ile davalı müvekkiline ait aracın yan yana dahi bulunmamışken hasar vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, soruşturma dosyası içerisindeki kaza tespit tutanağı kamera kayıtları incelenmeden, maddi delil olmaksızın tarafların soyut beyanlarına göre tutulmuş tutanak olup gerçeği yansıtmadığını, ihtiyati tedbir kararının yasaya uygun olmadığını belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Talep: Trafik kazası nedeni ile maddi tazminat davasında, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin verilen ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir....

Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 15/09/2020 tarihli kararının "İhtiyati haciz yönünden" KALDIRILMASINA, onun yönünden YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, 2-Davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü, ihtiyati tedbir talebinin reddine, 3-Davacının maddi tazminat talebi yönünden davacının İ.İ.K.’nın 257/1.maddesindeki koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağın tahsili için, davalılar........ adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar üzerine, harcı yatırılmış dava değeri olan 200 TL' için İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 4-İ.İ.K.'...

    İlk derece mahkemesince 23/09/2020 tarihli tensip tutanağının 15 numaralı bendinde dava konusunun manevi tazminat alacağı olması da dikkate alındığında alacağın varlığının ve miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz talebinin reddine, redde ilişkin karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulabileceğinin ihtarına karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz taleplerinin ret edilmesinin telafisi imkansız zararlara yol açacağını, kanun uyarınca dava sonunda elde edilecek menfaatin zedelenmemesi için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle tazminat talebine ilişkindir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının davalıya ait hububat ticareti yapılan iş yerinde çalışırken 19.08.2020 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle sağ ayak 4 parmağının tamamını ve baş parmağının bir kısmını kaybettiğini, yaşadığı maddi ve manevi kayıpların tazmini noktasında dava açtığını, davalının mallarını kaçırması durumunda müvekkilinin yeni bir zarar ile karşılaşma, hükmedilecek tazminat bedellerinin semeresiz kalma ihtimali bulunduğu, bu sebeple ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Mahkeme tarafından alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi ve davalının mal kaçırmaya yönelik bir eyleminin olduğunun anlaşılamaması sebebiyle ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, somut olayda davalının iş sağlığı ve güvenliği hususunda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi sebebiyle iş kazası meydana geldiği ve davalının bu haksız...

    İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; davacının davalıya ait işyerinde 02/02/2022 tarihinde iş kazası geçirdiği dosyada mevcut işveren tarafından tutulan iş kazası tutanağı, iş kazası bildirim bilgileri, adli raporlar, savcılık kayıtları ve istirat raporları ile sabit olup haksız bir fiile dayalı olarak bir zararın meydana geldiği açıktır. Sadece kusur durumu çekişmelidir. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğü olay tarihi itibariyle muaccel hale gelir. Davacı tarafından açılan iş kazası nedeniyle uğramış olduğu maddi manevi zararının tahsiline ilişkin iş bu davada, davalı şirketin hak - alacakları, menkul - gayrimenkul malları dava konusu olmadığından ihtiyati tedbir talebi reddedilmiştir. Yukarıda bahsedilen yasa maddeleri gereği davacı alacağını teminat altına almak için başvurulacak hukuki yol ihtiyati hacizdir....

    Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK'nin 389'uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde, öncelikle minibüsün trafik kaydına ihtiyati tedbir konulması, bu talebin kabul edilmemesi durumunda ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunan davacı vekilinin kastının "ihtiyati haciz" olduğu anlaşılmaktadır....

      Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

        Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

        Davacılar vekili istinafa başvuru dilekçesinde; verilen ihtiyati tedbir kararının doğru ve yerinde olduğunu ancak eksik olduğunu araçların muhtemel zararı karşılamaya yetmeyeceğini, kazaya sebebiyet veren davalıların kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında maddi ve manevi tazminat taleplerinin muaccel olduğunu olayda ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiğini bu nedenle kazaya karışan araçlar dışındaki diğer menkul, gayrimenkul malları ile bankalar ve 3. Şahıstaki alacakları üzerine teminatsız ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Talep, trafik kazası sonucunda hayatını kaybeden müteveffanın mirasçılarının destekten yoksun kalma ve manevi zararlarının tazmini ilgili ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. HMK' nın 389....

          davacının maddi tazminat talebine yönelik olarak da İzmir 7....

          UYAP Entegrasyonu