Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde hüküm altına alındığını, taşınmazda binalar yaptığını, temliken tescil koşullarının oluştuğunu, taşınmazın adına tescilini veya muhdesatların bedelinin alınmasını istemiştir. Davalı, davacının dayandığı protokolün tarafı olmadığından bağlayıcılığı bulunmadığını, taşınmazı tapudan edindiğini, işgalci olan davacının mülkiyete yönelik açtığı davaların reddedildiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddine, davacının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle bina bedelleri 360.003 TL'nin davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, TMK'nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir. TMK'nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....

    Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. Somut olayda, gerek 590 ve gerekse 597 sayılı parseller çapa bağlı olduğundan, karşı davacının çap kapsamı dışına çıkarak bir başkasının mülkiyetindeki çapa bağlı taşınmazda bazı faaliyetlerde bulunması onun iyi niyetini değil aksine kötü niyetini gösterir. ./.. 2009/8830 - 2009/12056 -3- Hal böyle olunca, karşı davadaki temliken tescil isteminin reddi sonuç olarak doğrudur....

      Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....

        ın bayii olan ... adlı şahıstan harici senet ile satın aldıklarını, bu kısımların Medeni Kanunun 724 vd. maddeleri gereğince adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda meni müdahale ve kal davasının kabulüne, birleşen temliken tescil davasının reddine karar verilmiş, hükmü birleşen dava davacısı ... vekili temyize getirmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen gerekçe içeriğine göre temliken tescil isteminin reddi hukuken doğru olup, davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- İlk dava meni müdahale kal istemine ilişkin olup, malik ... tarafından ... aleyhine açılmıştır. ... aleyhine açılmış bir meni müdahale ve kal davası olmadığı halde onun hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

          Türk Medeni Kanununun 684 ve 718 inci maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723 üncü ve 724 üncü maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir. 3....

            Davalı davanın reddini savunmuş, birleşen davasında davalı ve davacının çaplı taşınmazına haksız elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, kal ve 7500 TL ecrimisilin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, asıl dava Kabul edilmiş, davacının maliki olduğu 580 sayılı parseldeki 11620/500000 payının iptali ile davacı ve birleşen davanın davalısı adına tesciline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1-Asıl davada istemin dayanağı Türk Medeni Kanununun 724. maddesidir. Aynı yasanın 684 ve 718 maddeleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.04.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde irtifak hakkı tesisi veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı temliken tescil, kademeli istekler ise irtifak hakkı tesisi ve tazminat ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacının temliken tescil istemi kabul edilmiş, hüküm davalıların temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davacının iyi niyetli olmadığından söz edilerek tüm istekler reddedilmiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.09.2018 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil, olmazsa temliken tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.11.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa temliken tescil isteğine ilişkindir....

                  Bu bağlamda, davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle davasını öncelikle TMK 713/2 maddesindeki olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik hukuksal nedeni ile tapu iptali ve tescil, yerinde görülmemesi halinde TMK 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil, bu isteklerinin de yerinde görülmemesi halinde sebepsiz zenginleşme ve TMK 'nun 722-723. maddeleri gereğince iyi niyetle yapılan masrafların tazmini isteminde bulunmuş ise de, Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden haricen satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenine değer verilerek davanın reddi cihetine gidilmiş, ıslah ile belirtilen hukuki nedenler yönünden değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                    Türk Medeni Kanununun m. 684. ve 718 hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....

                      UYAP Entegrasyonu