Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; tapu iptal ve tescil talebi yönünden; çekişme konusu 9 ve 17 numaralı bağımsız bölümler hakkında aynı hukuksal nedenlere dayanılarak açılan Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/638 Esas sayılı davasının derdest bulunması ve HMK'nun 114/1-ı maddesi gözetilerek, ecrisimil isteği yönünden ise kayda üstünlük tanınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığına göre, davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0,90 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde; a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır....

      Mahkemece, taşınmazın elbirliği mülkiyeti hükmüne tabi olduğu, bir ya da birkaç mirasçının tek başına kendi adlarına tescilini isteyemeyeceği gerekçesiyle iptal tescil davasının reddine, hukuki yararının bulunmaması gerekçesiyle, muhtesatın tespiti davasının reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mirasçılık belgesine göre, ..., davacı, davalı ve dava dışı dört kişiyi mirasçı bırakarak 03.08.1992 tarihinde ölmüştür. Çekişme konusu 203 ada 80 parsel; tapu ve vergi kaydına rastlanılmadığı, 20 yılı aşkın süreden beri ...’nun zilyetliğinde bulunduğu, 1995 yılında evlatları Sinan ve ...’na bağışladığı belirtilerek “üç katlı betonarme bina ve arsası” niteliğiyle, kadastro yoluyla 17.09.2007 tarihinde ½ oranında paylı mülkiyet şeklinde davacı ve davalı adlarına tescil edilmiştir....

        Açtığı dava sonucunda 1995/21 Es. 1996/1312 Karar sayılı ilam ile davalı İbrahim Çınar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, davacının kötüniyetli olarak bu davayı açtığını, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan 10/12/2021 tarihli ara karar sonucunda; Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki talebinin REDDİNE, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TMK'nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde, 50 yıldır atalarıyla birlikte kendi zilyetliklerinde olduğunu, yaklaşık 25 yıldır da kendisinin kullandığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....

        "İçtihat Metni" Dava, kesinleşmiş kadastroya karşı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, verilen hükmün temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve ilgili Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yüksek (1). Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına SUNULMASINA, 22.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni" Dava, kesinleşmiş kadastroya karşı taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğuna dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre verilen hükmün temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve ilgili Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yüksek (1). Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına SUNULMASINA, 22.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Kişiye karşı açması gerektiğini, Hazinenin aktif ve pasif dava sıfatının bulunmadığını, öncelikle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesini gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin talebinin hukuka uygun olmadığını, tapu iptali ve tescil davası açılmadan açılan dava rededilmeden sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak böyle bir dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Anayasa ve Orman Kanuna göre zilyetlik ve tapu yoluyla orman alanlarının kazanılmasının yasaklandığını, davanın reddi gerektiğini, cevap sunma, delil ibraz etme haklarının tamamı saklı kalmak üzere yukarıda belirtiği nedenlerden dolayı davanın esastan, görev ve husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.06.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 18.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ihtiyari aleni ihale yolu ile satıma dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, taşınmazda vakıf şerhi bulunduğundan ihaleyi iptal ettiklerini, idari yargının görevli olduğunu savunmuştur. Mahkemece, idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Dava konusu taşınmaz davalı ......

              TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir.Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Yalova 1....

              Söz konusu 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15/2. maddesi ile kısmi iktisabın caiz olmadığını öngören 18.04.1960 tarih ve 15/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının belirtilen Kanun hükmü karşısında uygulama olanağı kalmamıştır. 5403 sayılı kanunun 5578 sayılı Kanunla değişik 8. maddesi gözetildiğinde, gerçekten taşınmazın ifraz edilme koşulları olmadığından kararın gerekçesi yerinde görülebilir. Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15/2. maddesi gözetildiğinde kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılarak iptal ve tescil davalarında ifrazın mümkün bulunmaması hallerinde paylı mülkiyet biçiminde iptal ve tescile karar verilmesi düşünülmelidir. Aksi halde, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davalarda hak kaybının söz konusu olacağı ve hakkın özünün de ortadan kaldırılacağı gibi bir sonuca varılacaktır. Daire ve Yargıtay'ın sapma göstermeyen uygulaması bu yöndedir....

                UYAP Entegrasyonu