Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekenin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, oybirliğiyle karar verildi. 04.03.2013 (Pzt.)...

    Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından 08.02.2000 gününde yapılan ihbar ile terekenin tasfiyesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda tasfiyenin kapatılmasına dair verilen 09.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR İstek, terekenin tasfiyesine ilişkindir. ... 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/136 Esas 2000/114 Karar sayılı dosyasından yapılan ihbar üzerine mirasbırakan ...’nun 26.10.1999’da ölmesi ve tek mirasçısı olan kızı ...’un mirası reddetmesi nedeni ile terekenin resmen tasfiyesine başlanmıştır. Mahkeme, tasfiye işlemleri tamamlandığından tasfiyenin kapatılmasına karar vermiştir. Hükmü, alacaklı vekili temyiz etmiştir. Tarafların davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir....

      Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ayrıca icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde de terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

      Burada TMK.nun 611/1. maddesi uygulanmaz. Tereke, TMK.nun 612. vd. maddeleri uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulur. Somut olayda; davacıların murisin yasal mirasçısı olmadığı, en yakın yasal mirasçıların mirası reddetmesi sebebiyle terekenin murisin anne ve babası olan davacılara intikal etmeyeceği, terekenin tasfiyeye tabi tutulacağı, bu itibarla davacıların mirasçılık sıfatı ve dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla, yazılı şekilde red kararı verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : 1- İstanbul Anadolu 23....

      (TMK. m.612/1-2) Somut olayda; davacı, murisin kardeşidir. Mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olmasıyla, miras davacıya geçmemiş, kendiliğinden tasfiyeye tabi hale gelmiştir. Türk Medeni Kanunun 612. maddesi gereğince miras en yakın mirasçılar tarafından reddolunduğundan, tereke resen tasfiye edilir, tasfiye sonucu kalan olursa yasal mirasçılara mirası reddetmemişler gibi dağıtılır, yasal mirasçılar dışında kimse mirasçı olamaz. Miras kendisine geçmemiş olduğundan davacının mirasın hükmen reddini talep etmesi söz konusu olamaz. Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeni ile davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.01.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildiBaşkan...

        En yakın mirasçıların mirası reddetmesi durumunda mahkemece terekenin 4721 sayılı TMK’nın 612. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerekir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. Miras murisin anne ve babasına geçmez. Ayrıca mirasın reddedilmesi mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Bu itibarla mahkemece, TMK'nın 495 ve 499. maddeleri gereğince ...'in mirasçılarını ve miras paylarını gösteren mirasçılık belgesi verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekilleri tarafından, 18.12.2014 gününde verilen dilekçe ile TMK'nın 590. maddesi gereğince tereke defterinin tutulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin kabulüne dair verilen 17.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle "Davacı ... vekilinin 11.05.2015’te, davacı ... vekilinin ise 12.05.2015’te yatırdıkları 2.000,00 TL gider avanslarının terekenin tasfiyesi esnasında terekeden alınabileceğinin anlaşılmış olmasına göre" yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine...

            Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacıda dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, hüküm altına alınan tereke borcundan davacının da miras payı oranında sorumlu olduğunun ilamın infazı aşamasında gözetilmesine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamışsa da bu eksiklik yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK'nun 304. maddesi (1086 sayılı HUMK'nun 438/7. fıkrası) gereğince düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda zikredilen nedenlerle 1 nolu bendindeki "Davanın kısmen kabulüyle, davacının miras payı saklı kalmak kaydıyla 16.875....

              in eşi ve çocuğunun mirası kayıtsız şartsız olarak reddettikleri, bu hususun tespit ve tesciline karar verildiği, nüfus kayıtlarına da işlenmiş olduğu, mirasın reddi hususunun terekenin paylaşımı sırasında nazara alınmasına işaret edilmek suretiyle muris ... in mirası 4 pay kabul edilerek 1/4 payının eşine, 3/4 payının da çocuğuna aidiyetine karar verilmesi gerektiği, alacaklı konumunda bulunan ... 'nın da TMK 617. maddesi uyarınca reddin iptali yönünde dava hakkını kullanabileceği, en yakın mirasçılar olan eş ve çocuğun mirası reddi halinde resmi tasfiye yapılması gerektiği belirtilerek davanın kabulü ve mirasçılık belgesinin iptaliyle muris ...'in mirası 4 pay kabul edilerek, 1/4 payının eşi Serbes Özdemir'e, 3/4 payının oğlu ... 'e aidiyetine, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1055 Esas sayılı mirasın gerçek reddine ilişkin kararı uyarınca ...'in ve aynı mahkemenin 2004/1056 Esas sayılı mirasın gerçek reddine ilişkin kararı uyarınca ......

                DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, TMK'nın 605/2. maddesinde yer alan mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) isteğine ilişkindir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır....

                UYAP Entegrasyonu